Torun: Kırmızı et açığı sorunu, yerli imkanlarla çözülebilir

Kesimlik dana ve et ithalatına gerek olmadığını söyleyen Adana Veteriner Hekimler Odası eski Başkanı Cengiz Torun, "Yerli ırkla suni tohumlama yöntemiyle et açığı sorununu çözmeye talibiz" dedi.

Ekleme: 27.11.2024 17:25:04 / Güncelleme: 27.11.2024 17:28:33 / Ekonomi / Adana Haberleri
Destek için 

Türkiye'nin et açığı sorununa çözüm önerisi sunduğunu söyleyen Adana Veteriner Hekimleri Odası eski Başkanı Cengiz Torun; Uruguay ve Brezilya'dan et ithalatı ve kesimlik dana ithalatı yapılmasının sorunu çözemeyeceğini ifade etti.

Aynı zamanda veteriner hekim olan Torun; Türkiye'nin et açığını kesin olarak 2-3 yıl içerisinde kalıcı olarak kökten çözmeye yönelik projeleri olduğuna dikkat çekerek, dünyanın en sağlıklı etinin Piomontese ırkından sağlandığını, kolestrolünün düşük olduğunu söyledi.

"Suni tohumlama yaparak kökten çözeriz"

Anaborapi Piomontese boğa spermasıyla suni tohumlama yöntemiyle et açığı sorununu kesin olarak çözebileceklerini belirten Cengiz Torun, "Türkiye'nin dişi inek varlığının yüzde 25'ini, Anaborapi Piomontese boğa spermasıyla suni tohumlama yaparak kökten çözeriz. Suni tohumlama yaptığımız bir dişi inek 9 ay sonra doğum yapar. Bu ırkta besi süresi en fazla 14-16 aydır. Tohumlamadan 25 ay sonra danalar kesime gelir. Anaborapi Piomontese erkek danalarında karkas et verimi 14-16 aylıkken 450-460 kilodur. Et randımanı yüzde 69-73'tür. Hiçbir sığır ırkı bu verime ve et randımanına asla ulaşamaz. Suni tohumlamada ürettiğimiz erkek danalarda 1.nesilde 14-16 aylıkken melez danalar 400-420 kilo karkas ete ulaşmaktadır. Et randımanı yüzde 68 düzeyindedir. Diğer sığır ırklarında besi süresi ortalama 20-24 aydır." ifadelerini kullandı.

"Dünyanın en sağlıklı eti"

Piomontese etinin yağsız ve yumuşak bir et olup kolestrolünün düşük olduğunu, bu yönüyle de dünyanın en sağlıklı eti olduğunu dile getiren Torun, kolestrol bakımından kılıç balığından, derisi alınmış tavuk etinden hatta hindi etinden daha düşük olduğunu söyleyerek, "Bir veteriner hekim olarak 33 yıldır bu sığır ırkı üzerinde çalışıyorum. Bugüne kadar onbinlerce Anaborapi Piomontese sperması ile yavru ürettim. Türkiye'de birçok çiftlikte bu ırkın üretimini yaptırıyorum. Bu sığır ırkı; myostatin geni nedeniyle çift kaslıdır. Anaborapi Piomontese sığırları çok dayanıklıdır. Tırnak yapısı çok güçlüdür. Dağlarda meralarda sorunsuz olarak otlayabilir. Mera hayvancılığına ve kapalı ahır yetiştiriciliğine son derece uygundur. Tüm diğer sığır ırklarıyla melezleme yapılabilir. Sadece küçük cüsseli jersey gibi sığırlarla melezlemeyi tavsiye etmiyorum." diye konuştu.

"Süt üreticisi desteklenmeli"

Anaborapi Piomontese sığır ırkının ana vatanının İtalya olduğunu söyleyen Cengiz Torun, "Ülkemizin et açığını kesin olarak çözecek olan projemizin başarılı olabilmesi için çok sayıda dişi ineğe ihtiyacımız var. İneklerin kesime gitmemesi gerekir. Bu nedenle köylünün ürettiği süte enflasyonun üstünde ve girdi maliyetlerini de göz önünde bulundurarak iyi fiyat verilmeli, üretici desteklenmelidir. Devletimiz eskiden olduğu gibi tekrar çiğ süt alımına başlamalıdır. Her il'de süt alım merkezi kurmalıdır. Her bölgede kendi bünyesinde mandıra ve süt fabrikaları kurmalı, süt piyasasında çiftçi lehine denge sağlanmalıdır.

Tarım Bakanlığı; yem bitkileri ekilmesini desteklemelidir. Devlet; her bölgede kendi bünyesinde çiftçilere ucuz yem üretip dağıtan yem fabrikaları kurmalıdır." şeklinde konuştu.

"Türkiye, ithal hayvan ve ithal et pazarına çevrildi"

1950 yılından sonra bilinçsiz bir şekilde yerli sığır ırklarının sistematik bir şekilde yanlış melezleme yöntemiyle yabancı sığır ırklarına dönüştürüldüğünü, ülkeye uygun olmayan, meralara ve dağlara adapte olmayan Holstein-Simental ve benzeri sığır ırklarına çevrildiğini söyleyen Torun, "Et ve canlı hayvan ihracatçısı olan Türkiye, ithal hayvan ve ithal et pazarına çevrildi. Avrupa'nın sığır çöplüğü haline geldik. Yerli ve milli hazine değerindeki sığır ırklarımız; Güney Anadolu Kırmızısı, Boz Irk, Yerli Kara, Doğu Anadolu Kırmızısı, Zavot Sığırı ve Güney Sarısı sığır ırklarımız ivedilikle çoğaltılıp, yok olmadan köylülerimize dağıtılmalıdır. Eski günlerde olduğu gibi çiftlikler kurulmalıdır. Türkiye'nin et sorununu uzun vadede kalıcı olarak yerli sığır ırklarımız çözecektir."  açıklamalarına yer verdi.

Son olarak şunlara değinen Veteriner Hekim Cengiz Torun, "Çiftçi bir danadan aynı bakım ve beslemeyle 1.5 dana üretir, çiftçi daha çok kazanır. Dolayısıyla daha fazla et üretimi nedeniyle et fiyatı ucuzlar. Dünyanın en kaliteli etini tüketmiş oluruz. Bu proje herkese kazandırır. Bunun için sadece 2.5-3 yıla ihtiyacımız var." diye belirtti.


İLKHA