Müftü Bekiroğlu: Kainat aslında iyilikle güzellikle ayakta duruyor

13 Kasım "Dünya İyilik Günü" kapsamında dünya genelinde iyilik ve yardımlaşmanın önemine değinen Gaziantep Şehitkamil İlçe Müftüsü Abdullah Bekiroğlu, iyiliğin tüm insanlığın ortak değeri olduğunu belirtti.

Ekleme: 13.11.2024 19:05:03 / Güncelleme: 13.11.2024 19:05:03 / Güncel / Gaziantep Haberleri
Destek için 

İyilik kavramının geniş olduğuna değinen Bekiroğlu, sadece maddi değil manevi iyiliklerin de çok önemli olduğuna dikkat çekti.

"Sadece insanın değil, kainatın varlığında var olan bir şey"

İyiliğin tüm kainatla ilgili bir kavram olduğuna değinen Bekiroğlu, "Öncelikle iyilik kavramını açıkladığımız zaman İslam dininde iyilik, Arapça'da "Birr" olarak ifade edilir. Yine hayır olarak da bazı hadis-i şeriflerde, ayet-i kerimelerde geçiyor. Dolayısıyla iyilik kavramı hem maddi yönüyle hem manevi yönüyle İslam dininde çokça üzerinde durulan, çokça ifade edilen bir kavram. Aslında iyilik, insanın mayasında olan bir şey, yaratılışında olan bir şey. Sadece insanın değil, kainatın varlığında var olan bir şey. Çünkü en kötü insan bile aslında bir takım şeyleri iyilik adına yaptığını iddia eder. Mesela Kur'an-ı Kerim'de bozgunculuk yapan, fesat çıkartanlardan bahsedilirken aslında onlar 'iyilik yaptık.' derler halbuki yeryüzünde bozgunculuk yaparlar veya iyi şeyler yaptıklarını zannederler aslında kötülük yapıyorlardır. Bu nedenle iyilik bütün insanlığın ortak kavramı, bütün insanlığın ortak olarak yapmak istediği bir şeydir. Ama bunun yapılış şekilleri ve icraatı değişiklik arz edebiliyor." dedi.

"Öncelikle her Müslüman iyi olmak durumundadır"

Müslümanlığın birinci adımı olan imanın iyiliğin temeli olduğuna vurgu yapan Bekiroğlu, "Zaten Müslümanlığın birinci adımı olan iman, iyiliğin temeli. Yani bir insan mümin olmadığı sürece, iman etmediği sürece iyiliğin ilk basamağını, iyi olmanın ilk basamağını elde etmiş sayılmaz. Çünkü iman sadece kişinin Müslüman olarak bir takım şartları yerine getirmesi değil, aynı zamanda gönülden bir bağlılığı da ifade ediyor. Ve o imanın gereği olarak da kainatta yaratılmışlara, Yaradan'dan ötürü güzel davranmayı gerektiriyor. Bu açıdan da iman kesinlikle iyiliğin birinci basamağıdır. İman olmadan iyilikten bahsedemeyiz. Şöyle, yeryüzünde genel olarak insanların iyi dediği, güzel ahlak dediği konulara baktığımız zaman, müşrik olan birisinin bunu yapması iyi bir şey ama gerçekte iman etmemişse aslında gerçek iyiliği yakalayamamış demektir. Çünkü imandan sonra ihsan diye bir kavramımız var. Kur'an-ı Kerim'de de ifade ediliyor, çokça geçiyor. İhsanın bir anlamı da yine iyiliktir. İhsan da aynı zamanda hem maddi iyiliği hem manevi iyiliği içerisinde barındıran bir kavramdır." ifadelerini kullandı.

"Ahlakın güzelliği bir anlamda en büyük iyilik"

Peygamber Efendimizin ahlak ve iyilik ilişkisine değindiğini hatırlatan Bekiroğlu, "Yani bir fakire, bir muhtaca yardım ettiğiniz zaman da bu bir ihsan ifadesidir. Aynı zamanda samimiyetinizi, ihlasınızı, Cenab-ı Allah'a, dine olan bağlılığınızı ifade ettiğiniz zaman da yine bu bir iyilik kavramıdır, hayır kavramıdır. O nedenle Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) iyiliği güzel ahlak olarak ifade etmiş, tabir etmiş. Ahlakın güzelliği bir anlamda en büyük iyilik olarak ifade edilmiş. Ama esasda, iyiliğe birinci adım iman ile başlar. İkinci adım Allah'ın bu kainatta Peygamberi vasıtasıyla bize göndermiş olduğu emir ve yasaklar. Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu aleyhi ve sellem) vasıtasıyla bize gelen bütün emir ve yasaklar aslında iyiliği temsil eder. Bunlara uyduğumuz takdirde biz iyi olan şeyi, güzel olan şeyi, bu kainatta doğru olanı, bütün insanların, bütün varlıkların sadece insanların da değil, bütün kainatın iyiliğine olan şeyler yapıyoruz demektir." şeklinde konuştu.

"Gerçek anlamda iyilik Allah'ın emir ve yasaklarına uymaktır"

Allahın emirlerine uymanın önemine değinen Bekiroğlu, "Çünkü Allah'ın yasak ettiğinde bizler için zararlı olan bir takım şeyler mutlaka vardır hikmet açısından. Ve yine helal kıldığı şeylerde de hikmet olarak bizim için faydalı şeyler vardır. Ve bunlar da iyiliğin en önemli anahtarıdır. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim'de de Rabbimiz ifade ediyor, 'Yüzünüzü doğuya batıya dönmeniz aslında gerçek anlamda iyilik değildir.' Yani biz Kâbe'ye dönüyoruz ya da başka bir tarafa dönüyoruz diye kendimize bir iyilik atfettiğimiz zaman, aslında iyilik bu değildir. Gerçek anlamda iyilik Allah'ın emir ve yasaklarına uymaktır. Çünkü güzeli, doğruyu, iyiyi aslında bu temsil ediyor. Ve üçüncü önemli husus iyilikle alakalı söyleyeceğimiz iyilik birinci basamakta imanı ifade ediyordu, ikinci basamakta Allah'ın emir ve yasaklarını ifade ediyor. Üçüncü basamakta ise iyilik yardımlaşmayı ifade ediyor. Ancak yardımlaşma dediğimiz şey tabii biraz geniş bir kavram. Hem maddi anlamda yardımlaşmayı hem manevi anlamda yardımlaşmayı ifade ediyor. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz (Celle Celaluhu) buyuruyor. 'Sevdiğiniz şeylerden infak etmediğiniz sürece gerçek anlamda bir iyiliğe ulaşamazsınız. Aslında gerçek anlamda iyilik bizim sevdiğimiz şeylerden başkalarına da pay ayırmak. Bu infak olabilir, tasadduk, sadaka olabilir, bu fiziki anlamda bir yardım olabildiği gibi aynı zamanda manevi anlamda bir yardım da olabilir. Rabbimiz ayet-i kerimede ifade ediyor. 'İyilik ve takvada yardımlaşın ama kötülük ve düşmanlıkta kesinlikle yardımlaşmayın.' İyilikte yardımlaşma da aynı zamanda maddi olarak olmasa da gönülden bir kardeşimizin elinden tutma, ona moral verme, ona destek verme. İşin hem maddi yöne hem manevi yöne açısından da Mümin iyilik için var. İyilik ile dünyayı şekillendirme konusunda müminin bir vazifesi var." dedi.

'Sizden iyiliğe çağıran bir topluluk olsun'

Toplumda iyiliğin önemli bir yer tuttuğunun altını çizen Bekiroğlu, "Rabbimiz buyuruyor, 'Sizden iyiliğe çağıran bir topluluk olsun.' İyilik ve davet anlamında çağrı anlamında yapması zor olabilir ama iyiliği aslında herkes yapar. Ama davet ve çağrı kısmında o işin erbabı, o işi güzel yapacak, söz ehli, karşıdaki insanı gerçekten ikna edecek kabiliyete sahip insanların, toplulukların insanları iyiliğe davet etmesi konusunda öne çıkmalarını bir anlamda Rabbimiz (Celle Celaluhu) bizden istiyor. Dolayısıyla kâinat aslında iyilikle güzellikle ayakta duruyor. Çünkü eşyada aslı olan, insanın varlığında fıtri olan güzelliktir. Cenab-ı Allah bütün mahlûkatı bir hikmet üzere yaratmıştır ve bu hikmette uygun şekilde davranmaktadır. İnsan da bu kâinatta hikmete uygun olan en güzel kısmı, insanın da en güzel kısmı iyiliği yaygınlaştırması, iyiliğe adım atması, iyiliği teşvik etmesi olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

"İyiliğe anahtar olalım"

İyilik yapmanın İslam'da önemli bir yer tuttuğuna değinen Bekiroğlu, "Dolayısıyla, İslam dini Efendimizin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) insanlığa Peygamber olarak gelişi başlı başına zaten iyiliği tesis etmek için, kötülüğü engellemek içindir. Çünkü Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir hadis-i şerifte de şöyle buyuruyor. 'İnsanlardan öyle biri vardır ki iyiliğe anahtar olur. Kötülüğe giden kapıları kilitler.' Yani kötülüğe kilit olur, iyiliğe anahtar olur ve müjdeler olsun ki iyiliğe anahtar olup kötülüğe kilit olana diye Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ifade ediyor. Bizim temel amacımız Müslümanlar olarak iyiliğe anahtar olmak, iyilik kapılarını açmak, kötülüğe de kilit olup kötülüğe yol açacak vesile olacak kapıları, yolları kapatmak. Rabbim (Celle Celaluhu) rızasına nail olan her daim iyilik işleyen kullarından eylesin." şeklinde konuştu. (İLKHA)