TBMM Başkanı Kurtulmuş, bugün BM kararlarının dahi hayata geçirilemediği bir dünyada yaşandığını vurgulayarak, "Bu sorumluluk hali, aynı zamanda küresel yönetişimin zayıflığına işaret etmektedir. Adil bir zemin yoksa kalıcı barışın asla olamayacağını hepimiz biliyoruz. Barış sağlanamadıkça da dünyanın hiçbir ülkesi huzur dolu bir yaşamı asla sürdüremeyecektir." değerlendirmesinde bulundu.
İstikrarsızlığın yalnızca çatışmaların olduğu bölgelerle sınırlı kalmadığını, başka coğrafyaları da etkilediğini belirten Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Bugün Gazze'de, Ukrayna ve Rusya'da, Etiyopya'da, Sudan'da, Yemen'de, pek çok yerde çatışmalar insanları temel haklarından dahi mahrum bırakmaktadır. Bu krizler yalnızca bölgesel sorunlar değil, tüm dünyanın ortak sorunlarıdır. Bugün dünyanın herhangi bir yerinde gerçekleşen haksızlık, insanlığın ortak vicdanını derinden yaralamaktadır. Bir örnek olarak vermek gerekirse, uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler kararlarının uygulanmaması, Gazze'de, Filistin topraklarında ve Lübnan'da süregelen bir devlet terörüne dönüşmüş, kadınların ve çocukların katledilmesine, açlık ve hastalıklarla baş başa kalmalarına yol açmıştır.
İsrail hükümetinin Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'i 'istenmeyen adam' ilan etmesi, UNIFIL ve UNRWA gibi kuruluşlar ve onların personellerine karşı giriştiği saldırıları, Birleşmiş Milletler'in işlevinin sorgulanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu süreç, bugün Filistin davasına saygın bir destek veren Güney Afrika'nın karanlık apartheid döneminde Birleşmiş Milletler tarafından maruz kaldığı uygulamaları hatırlatmaktadır. O dönemde yaşananlardan hareketle çok açık söylüyorum ki bugün artık İsrail'in Birleşmiş Milletler üyeliğinin askıya alınmasını tartışmanın vakti gelmiştir. Birleşmiş Milletler çatısı altında bir araya gelen ülkelerin ortak iyi etrafında birleşmesinin ve o zamanlar Güney Afrika'ya yapıldığı gibi bugün de İsrail'e karşı durmalarının ne kadar elzem olduğunu açıkça ifade etmek istiyorum."
Numan Kurtulmuş, adalet, hakkaniyet ve barış temelinde bir dünyanın kurulabilmesi için "ortak iyi"nin etrafında buluşmanın, özellikle dünya parlamentolarının ortak sorumluluğu olduğunu da sözlerine ekledi.