Uluslararası Ceza Mahkemesi: Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarmak acil bir mesele haline geldi

Uluslararası Ceza Mahkemesi Savcısı Karim Khan, işgal Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında tutuklama emri çıkarmanın acil bir mesele haline geldiğini belirterek, "Tutuklama için Gazze'deki herkesin ölmesini mi beklemeliyim?" dedi.

Ekleme: 06.11.2024 01:30:05 / Güncelleme: 06.11.2024 07:01:43 / Dünya
Destek için 

Khan, Alman Der Spiegel dergisinde yayınlanan röportajda, siyonist yetkililere karşı harekete geçmenin ertelenmemesi gerektiğini vurgulayarak, bu kişilerin uluslararası hukukun üstünde olmadığını vurguladı.

20 Mayıs'ta Khan, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Galant hakkında 7 Ekim 2023'ten bu yana savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım suçlamalarıyla tutuklama emri çıkarmasını istemişti.

Alman dergi muhabirinin "israilli yetkililere yönelik soruşturmayı ertelemek daha iyi değil mi?" sorusuna ise Khan, "Herkes ölene kadar mı bekleyeyim?" şeklinde yanıt verdi.

Khan, "Eğer rehin alınan babanız, anneniz veya büyükbabanız olsaydı, gerçekten beklememi ister miydiniz? Parçalanan sizin çocuğunuz ya da kız kardeşiniz olsaydı beklememi ister miydiniz? Ukraynalılar ve Sudanlılar için geçerli olan kanun neden Filistinliler için uygulanmıyor? Belirli bir coğrafi bölgeyi uluslararası hukukun dışında bırakmak doğru mudur?" diye ekledi.

Kanada dışında Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne üye tüm devletlerin Filistin'i devlet olarak tanıdığını belirten Khan, siyonist yetkililerin kendisine yönelik anti-semitizm suçlamalarını reddederek şunları söyledi: "Siyasi liderler, istihbarat teşkilatları ve çıkar grupları arasında çok sayıda taciz, tehdit ve oyun var ama ben kendimi tanıyorum.

İnsanları sadece Yahudi düşmanlığı olarak adlandırarak ötekileştirme yönünde giderek artan bir eğilim var. Açıkçası benim için önemli olan mağdurların hukuktan ne beklediği ve hukukun dünyanın her yerinde eşit uygulanması yönündeki talepleridir."

Khan, mahkemenin ve çalışanlarının çok sayıda tehdit ve korkutma girişimine maruz kaldığına dikkat çekerek, "Bu suçlamaların bir kısmı kamuoyunda yankı buldu, bir kısmı ise yankı bulmadı, korkarım ki bu tehditler devam edecek. Ancak pes etmemeliyiz. Bazıları kararlarıma katılmayabilir ama hukukun bağımsız şekilde uygulanması konusunda birleştiğimize inanıyorum." diye konuştu.

Siyonist işgali, Amerika'nın desteğiyle, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'de çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 145 bin fazla Filistinlinin şehit olmasına ve yaralanmasına ve 10 binde fazlasının kaybolmasına neden olan bir soykırım savaşı yürütüyor.

İşgal rejimi, uluslararası toplumu küçümseyerek, BM Güvenlik Konseyi'nin savaşı derhal durdurma kararını ve Uluslararası Adalet Divanı'nın soykırım eylemlerini önlemek ve Gazze'deki felaket niteliğindeki insani durumu iyileştirmek için önlem alma yönündeki emirlerini göz ardı ederek katliamlarını sürdürüyor. (İLKHA)