Endemik bitki çeşitliliğinin fazla olduğu Bitlis yöresinde, arıların binlerce çiçekten topladığı besinlerle ürettiği organik karakovan balı, üreticilerin kovanları açmasıyla alıcılarını bekliyor.
Arının tamamen doğal olarak yaptığı karakovan balı, uzun ve yorucu uğraşlarla emek veriliyor. Karakovan üreticileri, piyasada karakovan diye satılan glikozlu ballara karşı ciddi denetimlerin yapılmasını istiyor.
Yıllardan beri Bitlis Bal Yurdu markasıyla karakovan bal üretim ve satışını yaptığını belirten üretici Cengiz Karakaya, bu yıl verimin çok düşük olduğunu belirtti.
Tüketicilerin, bal alırken bazı kriterlere dikkat etmesi gerektiği uyarısında bulunan Karakaya, güvenilir kişilerden bal alınması gerektiğini belirtti.
Neden karakovan balı deniliyor?
Karakovan balının halk arasında yanlış anlaşıldığını belirten Karakaya, "Karakovan bal denildiğinde, o balın siyah olduğu şeklinde anlaşılıyor. Oysa karakovan balının yapıldığı ve etrafını hayvan gübresi ve toprak karışımıyla örüldüğü ilkel kovanların içinin karanlık olmasından dolayı bu ismi alıyor. Yoksa balının siyah veya beyaz renkli olmasından değil. Tüketiciler tarafından böyle bir yanlış algılama var." dedi.
"Bu yıl karakovan balında verim düşük kalite yüksektir"
Bu yılki balın verimliliğini de değinen Karakaya, "Başta hedefimiz her kovandan 5 ila 7 kilo arasında verim elde etmekti. Fakat bu yıl üretici açısında balda iyi bir sezon geçmedi. Şu an beklentimiz kovan başı 3 ila 4 kilo arasıdır. Şeker verilmediği ve tamamen doğal olduğu için sizlerde gördünüz bal gözenekleri tam dolmamış." diye konuştu.
Tüketiciler bal alırken neye dikkat etmeli?
Tüketicilere bal alma konusunda tavsiyelerde bulunan Karakaya, "Eğer iyi bir yiyiciyseniz, balı ağzınıza aldığınızda iyi biliyorsanız, kendiniz gidin balı tadın ve alın. Eğer bilmiyorsanız, analize gitmesi lazım o da maliyetlidir. Benim tavsiyem, güvendiğiniz arıcılara gidin ve balınızı alın. Gönül rahatlığıyla tüketin." tavsiyesinde bulundu.
"Öncelikle arıcıların bilinçlenmesi lazım"
Arıcıların desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Karakaya, şunları söyledi:
"Öncelikle arıcıların bilinçlenmesi lazım. özellikle ana arı üretiminde dikkat edilmesi lazım. çok iyi hatırlıyorum. 1985-1990 yılları arasında bu bölgede her bir kovanda en az 10 ila 15 kilo arasında bal alınırdı. Arının kimyasıyla oynandı. Özellikle ana arı üreticileri bu işin biraz hilesine başvurdular. Bal üreticilerin bu konuda biraz uzman olması gerekiyor. İlgili kurumların arıcıları, üreticileri sürekli denetlemesi gerekiyor. Denetim yapılmalı ki kaliteli bal ortaya çıksın."
"Denetimler artırılmalı"
Denetimlerin sıklıkla yapılması gerektiğini vurgulayan Karakaya, "Tüketicilere tavsiyemiz güvenli kişilerden alın. Geçtiğimiz günlerde 80 bin ton kaçak bal yakalandı. Kaçak dediğimiz glikozdur. Renklendirici ve tatlandırıcının katılmasıyla yapılan yani halk deyimiyle arının görmediği baldır. Devlet iyi bir denetleme yapması lazım. Sürekli analizler yapılmalı. Analiz raporları kamuoyuyla paylaşılması gerekiyor. Bunda bir eksiklik var ama tüketicinin de dikkatli olması lazım. 70 liraya, 100 liraya, 200 liraya bal olmaz. İyi ve kaliteli bir süzme balı 300 ila 350 bandının aşağısında süzme bal yenilmez. Verim açısında düşük bir sezonun geçirildiği karakovan balının kilosu 500-600 liraya satılabilmesi mümkün değil. Üretici masrafını karşılayamıyor." diye konuştu. (İLKHA)