Deri; en önemli organlarımızdan biridir. Vücudumuzun tüm yüzeyini saran deri; zararlı maddelere, mikroplara karşı, iç ve dış uyaranlara karşı koruma sağlar. Peki vücudumuzda oluşan bazı deri hastalıklarının psikolojik kökenli olduğunu biliyor muydunuz?
Derimizin beynimizle olan ilişkisi, bebeğin anne karnındaki embriyonik dönemine kadar gider. Birbirinden bağımsız olmayan bu iki organ, ektodermden kökenini alır ve aynı hormon ve nörotransmitterden etkilenir. Anne karnında embriyon halindeyken bile derimiz dış dünya ile ilgili uyaranları kayıt altında tutar ve iletir. Aynı zamanda derimiz dış dünya ile bağlantıda bizim ilk iletişim aracımızdır. Dokunma 5 duyu organlarımızdan biridir ve dokunma deri vasıtasıyla olur. Bir bebek doğduğunda annesiyle ten tene teması derisi sayesinde kurar; dokunarak, hissederek, anneden gelen geri bildirim ile nasıl bir dünyaya doğduğu hakkında fikir sahibi olur.
Derimiz iç dünyamızda oluşan bir duygu durumun dış dünyaya yansımasıdır, bir nevi ruhumuzun aynasıdır cildimiz. Mesela; sevindiğimizde, üzüldüğümüzde, heyecanlandığımızda, kaygılandığımızda, korktuğumuzda, ağladığımızda, öfkelendiğimizde ilk mesajı cildimiz verir bize. Nasıl mı? Kızararak, morararak, sarararak ya da tüylerin ürpermesine neden olarak. Bazen oluşan cilt problemleri psikolojimizi olumsuz etkilerken, bazen de psikolojik sıkıntılar dermatolojik bir hastalığın ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Her iki durumda da bedenimizde oluşan rahatsızlık bizim psikolojik olarak kendimizi kötü hissettirmemize neden olur.
Derimizde olan birçok hastalık, bize ruhsal dünyamızdan bir mesaj taşır. Stres, kaygı, depresyon gibi duygu durumları birçok dermatolojik hastalığın oluşmasına sebep olabilmektedir. Sözel olarak ifade edilemeyen, dile getirilmeyen duygular, beden tarafından dile gelir ve cilt hastalığı şeklinde kendisini ifade eder. Örneğin; duygusal stresin akne, saç kıran, egzama, alerjik astım vb. pek çok hastalıkla ile bağlantılı olduğu veya psikolojik stres ile birlikte arttığı bilinmektedir. (Tek neden psikolojik bir sıkıntı olmayabilir fakat, etken olduğu bilinmektedir.)
Dermatolojik nedenle oluşan ya da yaşanan stres durumundan sonra ortaya çıkan deri hastalığının verdiği mesajı iyi okumak gerekmektedir. Dermatoloji derinin görünen fizyolojik kısmı ile ilgilenirken, işin görünmeyen ruhsal kısmı göz ardı edilmemeli ve psikolojik destek alınmaktan çekinilmemelidir. Herkesin yaşanan bir olaya verdiği tepki farklı olacağı gibi, herkesin yaşadığı dermatolojik sıkıntının da nedenleri farklı olabilmektedir, bu yüzden kişiyi bireysel olarak kendi tarihsel öyküsü içinde ele alıp öncelikli psikolojik ihtiyaçları ve bedeninin verdiği mesajlar anlamlandırılıp cevap aranmalıdır. (İLKHA)