Azerbaycan'da bağımsızlık, 28 Mayıs 1918'de Mehmet Emin Resulzade başkanlığındaki Milli Şura tarafından ilan edildi. Ülke, iki yıllık kısa dönemden sonra Sovyetler Birliği tarafından işgal edilmesi sonrası 18 Ekim 1991'de tarih sahnesinde yeniden bağımsız devlet olarak yerini aldı.
Azerbaycanlılar, 70 yıl Sovyet yönetimi altında yaşasalar da bir zamanlar Doğu'nun ilk demokratik cumhuriyeti kabul edilen, ırk, din, mezhep ve cinsiyet farkı gözetmeksizin tüm yurttaşlara eşit haklar tanıyan devlete sahip olduklarını unutmadı.
Sovyet ordusunun 20 Ocak 1990'da Bakü ve diğer illerde kadın ve çocuk ayırmadan yaptığı katliam, Azerbaycan halkının Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) yönetimine olan güvenini tamamen sarsarak ülkenin bağımsızlığına giden süreci hızlandırdı.
Dönemin parlamentosu niteliğindeki Azerbaycan Yüksek Konseyinde 30 Ağustos 1991'de bağımsızlık ilan edilmesi yönünde bildiri kabul edildi. Eylül 1991'de Sovyetler Birliği'nden ayrılarak bağımsızlığın ilan edilmesinin tartışıldığı oturumlar yapıldı. Yüksek Konseyce, 18 Ekim 1991'de "Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Devlet Bağımsızlığı Hakkında Anayasa Akti" oy çokluğuyla kabul edildi.
Kabul edilen belgede Sovyetler işgalci olarak belirtildi ve Azerbaycan'ın, 1918'de kurulan cumhuriyetin varisi olduğu ilan edildi. Yüksek Konseyin kararı 29 Aralık 1991'de referanduma götürüldü. Referandumda halkın neredeyse tamamı, bağımsızlıktan yana oy kullandı.
Azerbaycan, geçen 33 yılda ekonomisini ilerletti, ordusunu güçlendirdi. Kardeş ülke Türkiye ile ilişkilerini stratejik işbirliği düzeyine çıkartarak gerçekleştirdiği enerji ve ulaştırma projeleriyle bölgesel aktör haline geldi.
Bugün artık ekonomik olanakları kısıtlı, topraklarını kaybeden bir ülke değil, bölgede ve dünyada nüfuzu giderek artan, ekonomisi büyüyen, topraklarını işgalden kurtaran güçlü bir Azerbaycan var.