Bölgenin verimli topraklarına elverişli olmasıyla önemli “Yeşil Altın” değerinde olan zeytin çeşitlerini barındıran Derik'te çiftçilerin zeytinin hem rekolte bakımından hem de kalite bakımından olumlu bir şekilde karşıladı.
İlçenin en büyük tarımsal geçim kaynağı olan zeytin, yaklaşık 8 çeşidiyle zeytinyağı elde edilmesiyle beraber özenle hazırlanıp birçok şehre götürülüp satışı yapılıyor. Tarla sahiplerinin ise sadece birkaç çeşit zeytini kendilerine ayırarak gerekli işlem ve muhafazadan sonra sofralarda tüketiyor.
Zeytinin toplama serüvenini anlatan çiftçi Abdurrahman İnce, bu işin çok zahmetli olduğunu, sabahın erken saatlerde tarlada iş başı yapıp akşama doğru eve gittiklerini ifade etti.
İlçede genelinde 8 çeşit zeytin ekildiğini ifade eden Abdurrahman İnce, “Zeytin hasadı yeni başladı. Hasat 1-2 ay kadar sürüyor. Her yıl hasat zamanında zeytin rekolteleri farklı olabiliyor. Çok şükür bulunduğumuz tarlada her yıl iyi bir rekolte elde ediyoruz. Derik ilçesinin genelinde bu yıl zeytinde hem bereketli hem de güzel rekolte elde edilecek inşallah. İlçede genelde 8 çeşit zeytin ekilmektedir. Zengin çeşitlerden en kalitelisi xirxali çeşididir. Xirxali’nin anlamı ufak demek. En bilinen diğer zeytin çeşitleri ise zoncık, mawi, belloti, gulleki gibi zeytinler olup daha çok çeşitler de mevcuttur." dedi.
“Geçen yıl sadece 17 ağaçtan 700 kilo zeytin elde ettim”
Abdurrahman İnce
Bu yıl zeytinin her yıl olduğu gibi kaliteli elde edildiğini belirten İnce, “İlçede her yıl olduğu gibi kalitesi çok şükür şaşmaz. Bu kalite yüce Allah’ın Derik topraklarına vermiş olduğu bir hediye gibidir. Bu elverişli topraklardan alınan bir ağaç başka bir yere dikilmeye kalkışılsa aynı kalite ve verim elde edilemez. Dağlık alanlarda olan zeytinler daha çok kaliteli ve verimlidir. Bulunduğumuz tarlada 5 çeşit zeytin yetişmektedir. Geçen yıl sadece 17 ağaçtan 700 kilo zeytin elde ettim. Bu yıl da 800-900 kilo bir roklete beklentisi içerisindeyiz inşallah. Tam verimli olduğu senelerde ise verim bir tonu bile geçiyor.” şeklinde aktardı.
Ağaçlara ilaç takviyesi yapılmadığını belirten İnce, “Ağaçlara hiçbir şekilde ilaç takviyesi uygulamıyoruz. Doğal haliyle yıldan yıla hasadını gerçekleştiriyoruz. Bazen sabah namazını kıldıktan sonra tarlaya inerek zeytin toplamaya başlıyoruz. Akşama kadar da sürdüğü oluyor. Bu tür bahçelerde doğup büyüdüğümüzden yıllardır zeytin işiyle uğraşıyoruz. Dolayısıyla toplama olsun budama olsun satışı olsun bayağı zahmetli bir iştir. En bariz zor yanı eskiden uzun merdivenler olmadığından ağaca çıkanlardan çoğu düşerek ayağı kırılıyordu. Dolayısıyla eskiden zahmeti günümüzden daha çoktu.” ifadelerine yer verdi.
“Zeytin toplama serüveni eylül ayının ortalarında başlayarak aralık ayında kadar devam etmektedir”
İnce, toplanan zeytinin sonraki aşamalarına ve muhafaza işlemine değinerek, “Xirxali ve zoncuk çeşitleri genelde ilçenin dışına çıkmaz. Çıkmama sebebi ise yerel halk bu çeşitleri sevdiğinden sofralarında tükettikleri için dışarıya satışını yapmazlar. Diğer toplanan ve daha çok iri olan zeytinleri ise farklı il ve ilçelere götürüp satışını yapıyoruz. Satışını yaptığımız bu zeytinleri yerel halk sofralarında fazla tüketmez. Şehirlerdekiler de bizim tükettiğimiz zeytini yemezler. Bunun dışlında toplanılan zeytinlerden yağ da elde ediyoruz. Zeytinler fabrikaya götürülüp orada soğuk sıkımı işleminden sonra yağa dönüştürülüyor. Yağ elde etme konusunda en kaliteli işlem soğuk sıkımdır. Sıcak sıkım pek fazla tercih edilmez. Zeytin toplama serüveni eylül ayının ortalarında başlayarak, aralık ayında kadar devam etmektedir. Bu geçen zamanda ağaçlarda kalan zeytinlerde asla bir çürüme meydana gelmez. Ancak toplanan zeytinler uzun süre suya ve güneşte bırakıldığı zaman bozuluyor. İki günde bir suyun değiştirilmesi lazım. Beşinci günde tuz ilavesi yapılmalıdır. Bu işlemden sonra Allah’ın izniyle o zeytin aylarca tüketilebilir. Zeytin 1 yıla aşkın bekletilecekse daha fazla tuz ilave edilmelidir. Biz geçen senenin zeytinini halen tüketmekteyiz.” şeklinde kaydetti. (İLKHA)