Dijital dünyanın hızlı bir şekilde hayatımıza girmesi ile birlikte, sanal oyunların günümüz çocukları ve gençlerinin sevdiği eğlence alanlarından biri haline geldiğini vurgulayan Günce,
ancak eğlenceyi sanal ortamda bulmak, aynı zamanda gizli tehlikelerle karşı karşıya kalmak anlamına da geldiğinin altını çizdi.
Sanal oyunların, çocukların sosyal beceriler geliştirebileceği, problem çözme yeteneklerini artırabileceği ve eğlenebileceği alanlar olarak sunulduğunu ifade eden Günce, ancak bazı oyunların zararlı içeriklerle dolu olduğuna dikkat çekti.
Günce, bu içeriklerin doğrudan şiddet veya cinsellik içermese de, ince göndermeler, aşırı şiddet sahneleri ya da etik dışı davranışları normalleştiren mesajlar ile çocukların zihinsel ve duygusal gelişimlerini olumsuz etkilediğini söyledi.
Sosyolog Taner Günce
"Oyunlarda kötü davranışlar ödüllendirilirken, doğru ve etik davranışlar göz ardı edilmektedir"
"Örneğin, bazı oyunlarda karakterler arasında şiddetli çatışmalar ödüllendirilirken, kuralları çiğnemek veya başkalarına zarar vermek oyunun ilerlemesi için teşvik edilmektedir" diyen Günce, "Bu durum, genç oyuncularda gerçek hayatta şiddete karşı daha az empati geliştirmelerine ve şiddet içerikli davranışları kabul edilebilir bir çözüm yolu olarak görmelerine neden olmaktadır. Yine bazı oyunlarda cinsel içeriklere veya cinselliğe dair ince mesajlara yer veriliyor. Çocuklar, henüz cinsel kimliklerini doğru bir şekilde geliştirmediğinden bu tür içerikler, yanlış ve sağlıksız algıların oluşmasına yol açmaktadır. Ayrıca, ahlaki değerlerle ilgili olarak da oyunlarda kötü davranışlar ödüllendirilirken, doğru ve etik davranışlar genellikle göz ardı edilmektedir. Bu durum, genç oyuncuların değer sistemini olumsuz etkilemektedir." ifadelerini kullandı.
"Kimlik gelişiminde sorunlara yol açabiliyor"
Oyunlarda şiddet içerikli sahnelerle karşılaşan çocukların, bu durumu normalleştirebileceklerini dile getiren Günce, "Gerçek dünyada da şiddet kullanmanın kabul edilebilir bir davranış olduğu düşüncesi gelişebilir. Erken yaşta cinsellik ile ilgili sağlıksız bilgi edinmek, gelecekteki ilişkilerde ve kişisel kimlik gelişiminde sorunlara yol açabilmektedir. Kurallara uymamanın veya başkalarına zarar vermenin sorun olmadığı bir ortam, gençlerin gerçek dünyada da benzer davranışlarda bulunma olasılığını artırabilmektedir." diye konuştu.
"Aileler çocuklarını bilinçlendirmelidir"
Oyunların çocuklar ve gençler üzerindeki olumsuz sonuçlarına karşı oyunların içerikleri sıkı bir şekilde denetlenmesi ve yaş sınırlamalarının net bir şekilde belirlenmesi gerektiğini belirten Günce, şöyle devam etti:
"Oyun geliştiricilerinin, içeriklerini doğru bir şekilde sınıflandırmaları ve olası zararlı öğeleri oyunlardan çıkarmaları sağlanmalıdır. Bu noktada, oyunların içeriklerine dair daha sıkı ve kapsamlı düzenlemeler getirilmesi önemlidir. Ailelerin, çocuklarının oynadığı oyunları daha bilinçli bir şekilde seçmeleri için bilgilendirilmesi gerekmektedir. Oyun platformları üzerinde ebeveyn denetim araçları geliştirilmelidir. Bu araçlar sayesinde ebeveynler, çocuklarının oyun oynarken karşılaştığı içerikleri kontrol edebilir ve zararlı içeriklere karşı koruma sağlayabilirler. Ebeveynler çocuklarının yaşına uygun oyunlar oynamasını sağlamalıdır. Oyunların içeriği, şiddet veya cinsel içerik açısından dikkatlice incelenmeli ve yaşa uygun olmayan oyunlara erişim engellenmelidir. Ebeveynlerin çocuklarıyla güçlü bir iletişim içinde olmaları, çocukların sanal ortamda karşılaştıkları olumsuz durumlara karşı daha dirençli olmalarını sağlar."
"Oyunların içinde gizlenmiş şiddet, cinsellik ve ahlaksızlık gibi içerikler, kalıcı olumsuz etkiler bırakabilmektedir"
Konuşmasının devamında Günce, "Sanal oyunlar, doğru kullanıldığında çocuklar ve gençler için eğlenceli ve eğitici olabilir; ancak oyunların içinde gizlenmiş şiddet, cinsellik ve ahlaksızlık gibi içerikler, genç zihinler üzerinde kalıcı olumsuz etkiler bırakabilmektedir. Dijital oyunların eğitici yönlerinin öne çıkması, zararlı içeriklerin ise engellenmesi, sağlıklı bir dijital çevre yaratmak için atılacak en önemli adımlardır." dedi. (İLKHA)