Aksa Tufanı'nın yıldönümü münasebetiyle yapılacak etkinliklere katılımın sağlanması gerektiğini ifade eden Durmaz, sivil toplum kuruluşlarının organizesiyle pazar günü yapılacak etkinliğe tüm Antalyalıları davet etti.
İkinci yılına giren Aksa Tufanı'nın, işgal rejimine yıllardır yapmış olduğu zulümlere karşı verilmiş olan meşru bir tepki olduğunu vurgulayan Durmaz, siyonist rejimin vahşi saldırılarını eleştirdi.
"HÜDA PAR Antalya teşkilatı olarak Aksa Tufanı'ndan sonra sahadaydık"
Bir yıldır Gazze'yi yerle yeksan ettiklerini ve Gazze'de taş üstüne taş bırakmadıklarını belirten Durmaz, "Okulları, üniversiteleri, hastaneleri, yaşam alanlarını bombaladılar. 43 binden fazla masum insanı katlettiler. Bir yıldır devam eden soykırıma karşı insanlık ailesi, bu saldırı ve soykırımı durduracak bir tepki ortaya koyamadı. Evet, katliamların başlamasından sonraki süreçte dünyanın farklı coğrafyalarında insanlar meydanlara indiler. Türkiye'de de birçok şehirde insanlar meydanlara indiler ve tepkilerini ortaya koydular. HÜDA PAR Antalya teşkilatı olarak biz de Aksa Tufanı ile beraber sahadaydık. Aylarca Gazze Destek Çadırı açtık, destek çadırımız her gün açık kalıyordu. Bununla beraber resim sergileri açtık, yürüyüşler yaptık, etkinlikler yaptık, basın açıklamaları yaptık. Bununla beraber sivil toplum kuruluşlarının Gazze ile ilgili yaptığı etkinliklere iştirak ettik, desteklerimizi sunduk. Bundan sonra da tabii ki de sürdürmeye devam edeceğiz. Aksa Tufanı insanlık ailesine ve aynı zamanda İslam âlemine bir mesaj vermiş oldu. Çok net bir şekilde gördük ki Müslümanların Müslümanlardan başka dostu yoktur. Söz konusu Müslümanlar olduğunda küfür birlikte hareket ederek siyonistlere, emperyalistlere desteklerini açıklıyorlar. Gazze'ye yönelik operasyonlar başladıktan sonra biliyorsunuz Batı ülkeleri liderleri ile beraber geldiler işgal rejiminin sözde başbakanına desteklerini açıkladılar, onları ziyaret ettiler." dedi.
"Vahdet, sorunların çözüm kaynağıdır"
Müslümanların da ne olursa olsun mutlak surette bir birliktelik oluşturmaları gerektiğini belirten Durmaz, "Üstad Bediüzzaman'ın ifade buyurduğu gibi, bizim bu ahir zamanda üç büyük düşmanımız vardır; cehalettir, zarurettir, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı bizim ortaya koymamız gereken tavır ve davranışlar; marifet, sanat ve ittifak. Yani bu üç düşmana karşı bu üç silahla bizim mukabelede bulunmamız gerekmekte. Yaşanılan gelişmelere baktığımızda net bir şekilde görebiliyoruz; Müslümanların bugün ittifaka ihtiyacı vardır. Vahdet, sorunların çözüm kaynağıdır. Emperyalistler ve siyonistler Müslümanlar arasına ihtilaf koymak istiyorlar, hedeflerinden ve gerçek çalışmalarından uzaklaştırarak emellerini gerçekleştirme niyetinde ve hedefinde oluyorlar. Ama Müslüman âlemi de bunlara karşı uyanık olması lazım. Artık söz söylemenin bir anlamı kalmamıştır. Yıllardır Müslümanlara yönelik yapılan zulümlere ve bir yıldır fiili olarak Filistinli kardeşlerimize yapılan soykırımlara karşı bizim artık fiili olarak, fiziki olarak bir adım atmamız gerekmektedir. Bizim Gazze operasyonları başladığı günden beri ısrarla vurguladığımız noktalardan bir tanesi, İslam ülkelerinin işgal rejimi ile bütün ilişkilerini sonlandırmasıydı ama ne yazık ki ve ne acı ki İslam ülkeleri olarak adlandırılan Müslüman ülkeler bu anlamda istenilen tepkilerde bulunamadı, istenilen adımları atamadı. Son tahlilde onu gerçekleştirmek için bütün insanları seferber etmemiz lazımdır." şeklinde konuştu.
"Aksa Tufanı karanlıkta kalan kirli yüzleri aydınlığa çıkarmıştır"
Yahudi ve Hristiyanların menfaati söz konusu olduğunda Batı dünyasının iki yüzlülüğünün bir kez daha görüldüğünün altını çizen Durmaz, "Çocuk haklarından söz edebilirler, kadın haklarından söz edebilirler, medeniyetten, insan haklarından söz edebilirler ama menfaatleri söz konusu olduğu zaman, dostlarının menfaati söz konusu olduğu zaman bu değerleri bir kenara bırakırlar, bu değerleri hiçe sayarlar. Biz onların bu düşüncelerini Aksa Tufanı ile beraber gördük. Bu yüzden Aksa Tufanı, karanlıkta kalan kirli yüzleri aydınlığa çıkarmıştır ve net bir şekilde her şey ortadadır. İnsanlar ve ülkeler ve oluşumlar taraflarını ve saflarını belirtmesi lazımdır. Gün artık birlik olma günüdür. Her zaman söylemişiz. Bugün bir kez daha ısrarla ve tekraren ifade ediyoruz; siyonizm mutlak bir kötülüktür. Bu kötülüğe karşı insanlık ailesi bugün eğer harekete geçmezse yarın atılacak adımların bir anlamı olmayabilir. Çünkü hedef insanlık ailesidir, hedef bir bütün olarak bütün İslam coğrafyasıdır. Bunun idrakinde olmamız gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
İran'ın işgal rejimine atmış olduğu füzelerden sonra Türkiye medyasından kimilerinin kullandığı dilin siyonist medyayı aratmadığını vurgulayan Durmaz, şöyle devam etti:
"Maalesef ki Türkiye medyasından kimileri de siyonist medyayı aratmayacak bir dil kullanıyor. Medya dili bu konuda önem arz ediyor çünkü algı ve manipülasyon ile dezenformasyonlarını yaygınlaştırabiliyorlar. İşgal rejiminin ortaya koymak istediği planlara karşı daha sağlam adımlar atmak gerek. Bir yıldır aralıksız bir şekilde Gazze bombalanıyor, son bir haftadır da Lübnan geceli gündüzlü bombalanıyor."
"Pazar günü yapılacak etkinliklere katılım sağlanmalıdır"
Yapılacak etkinliğe tüm Antalyalıları davet eden Durmaz, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:
"Bu düşüncelerle pazar günü yapılacak etkinliklere katılımın sağlanması gerektiğini ifade ediyoruz. Malum Aksa Tufanı'nın sene-i devriyesi münasebetiyle birçok yerde etkinlikler yapılacak. İlimiz Antalya'da da pazar günü güzel bir etkinlik yapılacak. Sivil Toplum Kuruluşlarının organizesiyle pazar saat 16.30'da merkez Muratpaşa ilçemizin Güllük Caddesi'nde yapılacak olan etkinliğe tüm Antalyalıları davet ediyoruz." (İLKHA)