BM’de LİDERLERDEN GAZZE TEPKİSİ

ABD’nin New York şehrinde Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu’nda ana gündem Gazze’ydi. 11 ayı aşkın bir süredir süren soykırıma tepkilerini dile getiren liderler, Birleşmiş Milletler’in bu konudaki yetersizliğine dikkat çekti. Zirvede, işgal rejiminin Gazze ve Lübnan’a saldırılarının durdurulması çağrıları yapıldı.

Ekleme: 26.09.2024 03:00:00 / Güncelleme: 26.09.2024 08:55:05 / Dünya
Destek için 

Cumhurbaşkanı Erdoğan:

SOYKIRIMI DURDURMAK İÇİN

DAHA NEYİ BEKLİYORSUNUZ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine seslenerek, “Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme, bu barbarlığa 'dur' demek için daha neyi bekliyorsunuz?” diyerek harekete geçme çağrısı yaptı.

HABER MERKEZİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ABD’nin New York şehrinde Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı. Salondakileri selamlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, BM Genel Kurulu’na bugün bir kez daha seslenme fırsatı bulmaktan büyük bir bahtiyarlık duyduğunu dile getirdi ve 79. Genel Kurul’un ülkeler ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni etti.

Uzun mücadeleler neticesinde dost ve kardeş Filistin’in temsilcisini üye ülkeler arasında hak ettiği yerde görmekten duydukları memnuniyeti ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Atılan bu tarihî adımın, Filistin'in Birleşmiş Milletler üyeliğine giden yolda artık son dönemeç olmasını temenni ediyorum. Filistin'i tanımayan diğer devletleri, bu kritik dönemde tarihin doğru tarafında yer alarak Filistin devletini bir an evvel tanımaya davet ediyorum." diye konuştu.

"Buradaki dostlarımın çoğunun ekranlarda seyrettiği krizleri biz anbean yaşıyor ve yönetmeye çalışıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dolayısıyla bugün sizlere gerilimlerin uzağında değil, tam kalbinde yer alan bir ülkenin lideri olarak sesleniyorum. Birileri rahatsız olsa da birileri şahsımızı yine hedef alacak olsa da bugün burada, insanlığın ortak kürsüsünde, insanlık adına bazı gerçekleri açık açık konuşmak arzusundayım" ifadelerine yer verdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletlerin milyonlarca insanın hayatını kaybettiği İkinci Dünya Savaşı sonrasında uluslararası barışı ve güvenliği korumak amacıyla kurulduğunu hatırlattı

“DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR ŞİARININ TEMSİL ETTİĞİ DEĞERLERE, BUGÜNLERDE DAHA ÇOK DAHA FAZLA İHTİYAÇ DUYUYORUZ”

Birleşmiş Milletlerin kuruluşuyla birlikte küresel istikrara, huzura ve adalete dair beklentilerin yeniden yeşerdiğini, barış umutlarının yeniden filizlendiğini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ancak üzülerek görüyoruz ki son yıllarda Birleşmiş Milletler kuruluş misyonunu ifa etmekte yetersiz kalıyor. Giderek işlevsiz, hantal ve atıl bir yapıya dönüşüyor. 'Dünya Beşten Büyüktür' şiarının temsil ettiği değerlere, bugünlerde daha çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, uluslararası barış ve güvenliğin imtiyazlı beş ülkenin keyfine bırakılmayacak kadar önemli olduğuna şahitlik edildiğini kaydetti. Bunun en dramatik örneğinin Gazze’de 353 gündür devam eden katliam olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 7 Ekim 2023'ten beri aralıksız süren işgal rejimi saldırılarında 41 bini aşkın Filistinlinin katledildiğini aktardı.

“BİRLEŞMİŞ MİLLETLER ŞARTI'NI PARÇALAYARAK, TÜM İNSANLARA BU KÜRSÜDEN MEYDAN OKUDULAR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, çoğu çocuk ve kadın 41 bin insanın acımasız bir şekilde hayattan kopartıldığının altını çizerek, yine çoğu çocuk 10 binden fazla Gazzelinin nerede olduğunu kimsenin bilmediğini, aynı şekilde 100 bine yakın insanın yaralandığını ve sakat kaldığını bildirdi. Zor şartlar altında görevini yapmaya çalışan 172 gazetecinin öldürüldüğünü de anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Hayat kurtarmak için çalışan 500'ü aşkın sağlık görevlisi öldürüldü. Açlıkla, susuzlukla boğuşan Gazze halkının imdadına koşan insani yardım görevlileri, 210'dan fazla Birleşmiş Milletler personeli öldürüldü. Savaşta dahi dokunulmaması gereken 820 camiyi, üç kiliseyi vurdular. Onlarca hastaneyi, yüzlerce okulu, hasta taşıyan 130’dan fazla ambulansı vurdular. Birleşmiş Milletler kürsüsünden 'Birleşmiş Milletler Şartı'nı parçalayarak, bir de utanmadan tüm dünyaya, vicdan sahibi tüm insanlara işte buradan, bu kürsüden meydan okudular."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, işgalci barbarların temerküz kampına çevirdiği hapishanelerinden sızan görüntülerin nasıl bir zulümle karşı karşıya olunduğunu net biçimde gösterdiğini söyledi. İşgal rejiminin saldırıları sonucunda Gazze'nin dünyanın en büyük çocuk ve kadın mezarlığı hâline geldiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "17 binden fazla çocuk israilin kurşunlarının, bombalarının hedefi oldu. Hind Recep, sadece altı yaşındaydı. Yakınlarıyla güvenli bir yer ararken araçları israil güçleri tarafından vuruldu. Dayısı, yengesi, kuzenleri herkes ölmüş, sadece o hayatta kalmıştı. Tam 12 gün boyunca çaresizce kurtarılmayı bekledi. 'Beni Almaya gelecek misiniz, korkuyorum" diyerek bir yardım elinin 12 gün boyunca kendisine uzanmasını bekledi. Dünyamızın geldiği seviyeye, elimizin altındaki teknolojiye rağmen; çatısı altında binlerce personel çalıştıran devasa bütçeli kuruluşlarımıza rağmen, 8 milyarlık insanlık ailesi olarak, henüz altı yaşındaki bir kız çocuğunu, gözlerimizin önünde çırpınan yaralı bir serçeyi maalesef kurtaramadık."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir lokma kuru ekmek, bir yudum su, bir tas çorba bulamadığı için bugüne kadar yüzlerce Gazzeli çocuğun öldüğünü ve hâlen de ölmeye devam ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de sadece çocuklar değil aynı zamanda Birleşmiş Milletler sisteminin, hakikatin, Batı'nın savunduğunu iddia ettiği değerlerin, insanlığın daha adil bir dünyada yaşama umutlarının tek tek öldüğünü kaydetti.

Buradan açık açık sorduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ey insan hakları örgütleri, Gazze'dekiler, Batı Şeria'dakiler insan değil mi? Filistin'deki çocukların okuma, yaşama, sokakta oynama hakkı yok mu? Ey uluslararası basın kuruluşları, israil'in canlı yayında katlettiği, ofislerini bastığı gazeteciler, sizin meslektaşınız değil mi? Ey Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Gazze soykırımının önüne geçmek, bu zulme, bu barbarlığa 'dur' demek için daha neyi bekliyorsunuz? Filistin halkıyla birlikte kendi vatandaşlarının canını tehlikeye atan, siyasi ikbali için tüm bölgeyi savaşa sürükleyen katliam şebekesini durdurmak için daha neyi bekliyorsunuz? Ey israile kayıtsız şartsız destek verenler, bu katliamı seyretmenin, bu vahşete ortak olmanın utancını daha ne kadar taşıyacaksınız?"

“FİLİSTİN HALKININ SERGİLEDİĞİ HAKLI DİRENİŞ KAHRAMANCADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gazze'de, Ramallah'ta, Lübnan'da çocuklar ölürken, bebekler kuvözde can verirken, uluslararası toplumun çok kötü bir sınav verdiğini dile getirdi. Filistin'de yaşananların çok büyük bir ahlaki çöküşün göstergesi olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadelere yer verdi: "Bütün dünya halklarının, ülke liderlerinin, uluslararası kuruluşların bu acı tablo üzerinde düşünmesi gerektiğine inanıyorum. Burada bir gerçeği de açık ve net söylemek istiyorum. israil yönetimi, temel insan haklarını hiçe sayarak, bir millete, bir halka karşı etnik temizlik, apaçık bir soykırım uygulamakta, topraklarını adım adım işgal etmektedir. Özgürlüğü, bağımsızlığı, en temel hakları gasp edilen Filistinliler ise son derece haklı bir biçimde, bu işgale, bu etnik temizlik faaliyetlerine karşı meşru direniş haklarını kullanmaktadır. Filistin halkının topraklarını işgal edenlere karşı sergilediği haklı direniş, gayri meşru gösterilemeyecek kadar asildir, onurludur, kahramancadır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir kez daha, canları pahasına vatanlarını savunan Filistinli kardeşlerini yürekten selamladığını vurgulayarak, "israilin, Filistin halkına yönelik saldırganlığının tek nedeni bir avuç ülkenin israile olan kayıtsız şartsız desteğidir. israil üzerinde etki sahibi ülkeler 'tavşana kaç, tazıya tut' politikasıyla bu katliama açıkça ortak oluyor. Sahne önünde güya ateşkes için uğraşanlar, arka planda katliamlarını sürdürebilmesi için israile silah ve mühimmat göndermeye devam ediyor. Bu, tutarsızlık ve samimiyetsizliktir." değerlendirmesinde bulundu.

Mayıs ayından beri gidip gelen bir kâğıt olduğuna dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hamas'ın ateşkes teklifini kabul ettiğini defalarca ilan ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, israil hükûmetinin işi sürekli yokuşa sürerek, sürekli bir bahane bularak, ateşkese en yakın olunduğu zamanda müzakere ettiği muhatabını kalleşçe öldürerek, barışı istemeyen taraf olduğunu çok net biçimde gösterdiğini ifade etti.

“NETANYAHU VE CİNAYET ŞEBEKESİ İNSANLIĞIN İTTİFAKIYLA DURDURULMALIDIR”

İşgal rejiminin oyalama ve aldatma hamlelerine daha fazla prim verilmemesi gerektiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "2735 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararının uygulanmadığı bir ortamda, israile yönelik zorlayıcı tedbirler gündeme alınmalıdır. israilin tutumu bir kez daha göstermiştir ki, uluslararası toplumun Filistinli sivillere yönelik bir koruma mekanizması geliştirmesi zaruridir. Bundan 70 sene önce nasıl Hitler, insanlığın ittifakıyla durdurulmuşsa, Netanyahu ve cinayet şebekesi de insanlığın ittifakıyla durdurulmalıdır. Genel Kurul'un, 1950 tarihli 'Barış İçin Birlik Kararında' mevcut olduğu gibi kuvvet kullanma tavsiyesinde bulunma yetkisinin, bu süreçte mutlaka değerlendirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Acil ve kalıcı ateşkes sağlanmalı, rehine-mahkûm takası gerçekleştirilmeli, insani yardımlar engelsiz ve kesintisiz olarak Gazze'ye ulaştırılmalıdır."

“TÜRKİYE, GAZZE'YE EN FAZLA YARDIM GÖNDEREN ÜLKE KONUMUNDADIR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilhassa şartların iyice kötüleşeceği kış mevsiminden önce, çok zor koşullar altında hayatta kalmaya çalışan Gazze halkına yardım elinin uzatılması gerektiğini söyledi.

Şu an Gazze'deki su kaynaklarının yüzde 70'inin, fırınların yüzde 75'inin tahrip edildiğini, sağlık merkezlerinin yüzde 95'inin kısmen veya tamamen zarar gördüğünü aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "150 bin konut tamamen, 200 bin konut kısmen yıkıldı, 80 bin konut oturulamaz hâle geldi. Çocuk felci, hepatit başta olmak üzere bulaşıcı hastalıklar giderek artıyor. Gazze halkı, ihtiyacı olan yardım miktarının dörtte birine ancak ulaşabiliyor. Türkiye olarak, ilk günden itibaren Filistinli kardeşlerimize yönelik insani yardım faaliyetlerimizi sürdürdük, sürdürüyoruz. 60 bin tonu aşan yardım miktarıyla Türkiye, Gazze'ye en fazla yardım gönderen ülke konumundadır. Aynı şekilde İsrail'le olan ticari işlemleri durdurarak bu konudaki hassasiyetimizi ortaya koyduk. İsrail'in son günlerde saldırılarını artırdığı Lübnan halkının ve hükûmetinin de yanındayız."

Kolombiya Cumhurbaşkanı:

GAZZE ÖLDÜĞÜNDE İNSANLIK DA ÖLECEK!

Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Birleşmiş Milletlerde (BM) geniş kesimlerin temsil edilmesine rağmen "Gazze'deki soykırımın durdurulması için yükselen seslerin dinlenmediğini" belirtti.

New York

Bir başkanın iletişim kurma becerisinin bütçesine, ne kadar savaş uçağı olduğuna, ülkesinin sahip olduğu nüfuza ve insanlığı yok etme kapasitesine bağlı olduğunu söyleyen Petro, "Dünyada bir ülkenin gücü artık sahip olduğu ekonomik ya da siyasi sistemin türüne ya da ideolojisine göre değil, insanı yok etme kapasitesine göre kullanılmaktadır." dedi. Petro, "Bu nedenle, dünyanın çoğunluğu adına konuşmamıza ve insanlığın geniş kesimlerini temsil etmemize rağmen, Gazze'deki soykırımın durdurulması için sesimizi yükselttiğimizde dinlenmiyoruz." ifadelerini kullandı. İnsanlığı yok edebilecek ülkeler tarafından dinlenmediklerini dile getiren Petro, konu iklim değişikliği olunca bu ülkeler tarafından dinlendiklerini ancak savaşın durdurulmasını istediklerinde kulaklarını tıkadıklarını vurguladı.

Geçen sene BM'de yaptığı konuşmayı hatırlatan Petro sözlerini şöyle sürdürdü: "1 yıl önce yine bu kürsüde Filistin için barış çağrısında bulunmuştum, o zaman daha ilk bomba düşmemişti. Şimdi 20 bin kız ve erkek çocuk bombalar altında öldürüldü ve insani yıkıma neden olan ülkelerinin başkanları bu koridorlarda gülüyorlar, bugün büyük sermayenin sahibi olan kitle iletişim araçlarının yardımıyla dünyayı yeniden düzenliyorlar, demokrasisiz ve özgürlüksüz bir dünya yaratıyorlar." Petro, ırkçılar ve üstünlükçülerin, bomba ve terör tehdidiyle dünyaya hakim olmaya çabaladıklarına dikkati çekerek "Gazze öldüğünde insanlık da ölecek." diye konuştu.

Dünyanın en zenginlerinin "Gazze, Lübnan ve Sudan'da kadınların, yaşlıların ve çocukların üzerine bomba yağdırılmasına izin verdiğini" öne süren Petro, "Küba Venezuela gibi ülkelere ekonomik ablukalar uyguluyorlar çünkü insanlığın geri kalan yüzde 99'una yıkıcı kapasitelerini göstermeleri gerekiyor, böylece güç sahibi olmaya, iktidarlarını sürdürmeye, servetlerini büyütmeye ve kontrollerini sıkılaştırmaya devam etmelerine izin veriyorlar." ifadelerini kullandı. AA

İran Cumhurbaşkanı:

BAŞTA BATILI ÜLKELER OLMAK ÜZERE

DÜNYANIN SESSİZLİĞİ ANLAŞILIR DEĞİL

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, dünyanın, özellikle de Batılı ülkelerin, Gazze'de yaşanan soykırım karşısında sessiz kalmasının akıl almaz bir konu olduğuna dikkat çekti.

Haber Merkezi

Pezeşkiyan, BM Genel Sekreteri António Guterres ile New York'ta yaptığı görüşmeye ilişkin X hesabından paylaşımda bulundu. Guterres ile görüşmesinde Birleşmiş Milletler'in işgalci rejimin suçlarına karşı eylemsizliğinin anlamsız ve anlaşılmaz olduğunu söylediğini aktaran Pezeşkiyan, "Çatışmanın tüm Orta Doğu'ya yayılmasından duyduğum derin endişeyi dile getirdim ve Gazze'de 200 BM görevlisinin Siyonistler tarafından öldürüldüğünü öğrendim. Başta Batılı ülkeler olmak üzere dünyanın Gazze'de 41 bin masum insanın ölümü karşısında sessiz kalması anlaşılır bir konu değil. İslam dünyası, Lübnan'ın başka bir Gazze'ye dönüştürülmesine izin vermeyecektir." dedi. (İLKHA)

Danimarka Başbakanı:

FİLİSTİN ORTA DOĞU'NUN MESELESİ OLMAKTAN ÇIKTI

Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen, işgal rejiminin Filistin'e saldırılarının sadece Orta Doğu'nun meselesi olmaktan çıktığına dikkati çekti.

Ankara

Frederiksen, Danimarka Radyosuna (DR) verdiği demeçte, uluslararası topluma, Filistin meselesinde iki devletli çözümü destekleme çağrısında bulundu. Filistin meselesinde tek çözümünün iki devletli çözüm olduğunu belirten Frederiksen, ancak mevcut işgal rejimi hükümetinin buna karşı olduğunu aktararak, uluslararası toplumun devreye girmesi gerektiğini ve iki devletli çözümü desteklemesi gerektiğini söyledi. Frederiksen, "Şu anda dünyada herkes nefesini tutmuş durumda. Orta Doğu'da gerçekten zor bir dönem yaşanıyor ve bunun daha da kötüye gitme riski var." şeklinde konuştu. Danimarka hükümeti, martta, yıllık 105 milyon Danimarka kronunu (yaklaşık 15,3 milyon dolar) bulan planlı yardımlarını Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansına (UNRWA) göndereceğini açıklamıştı. Danimarka Parlamentosu, mayısta gerekli ön koşulların bulunmadığını öne sürerek Filistin'in devlet olarak tanınmasına ilişkin yasa tasarısını reddetmişti. AA

Katar Emiri: “SAVAŞ DURDURULMAZSA

BARIŞ VE İSTİKRARIN KONUŞULMASININ BİR ANLAMI YOK"

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani, işgal rejimin Gazze Şeridi ve Lübnan’a düzenlediği saldırıların durdurulması çağrısında bulundu.

New York

Şeyh Temim, New York'ta Birleşmiş Milletler (BM) 79. Genel Kurulu'nda konuştu. Katar Emiri "Mevcut israil hükümeti altında barış için bir ortak yok." dedi. İşgal rejiminin yaklaşık bir yıldır Gazze'de devam eden saldırılarına işaret eden Şeyh Temim, "(BM’deki bu konuşmaları), (işgalcilerin Gazze'de 7 Ekim 2023’ten beri sürdürdüğü) Savaşı durdurmaya yönelik somut adımlar takip etmezse dünyada güvenlik, barış ve istikrarın konuşulmasının bir anlamı yok." ifadelerini kullandı. Katar Emiri, "Gazze’ye yönelik saldırıyı durdurun, Lübnan’a yönelik savaşı durdurun." şeklinde konuştu. Ülkesinin Gazze'de ateşkes müzakerelerine aracılık etmesine ilişkin ise Şeyh Temin, bunun "stratejik bir tercih" olduğunu ve "kalıcı ateşkes sağlanana kadar israilin şüphe ve suçlamalarına rağmen çabalarına devam edeceklerini" vurguladı. AA