"Yanlış bilgiler tıpkı bir orman yangını gibi hızla yayılabiliyor"

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya çağında, çeşitli kriz durumlarında ortaya çıkan bilgi bombardımanının doğru bilgiyi yanlış bilgiden ayırt etmeyi zorlaştırdığına dikkati çekerek, "Hükümetler, STK'lar ve uluslararası kuruluşlar, iletişimin sorunsuz ve etkili bir şekilde yürütülmesi için birlikte çalışmalıdır." dedi.

Ekleme: 20.09.2024 23:00:04 / Güncelleme: 20.09.2024 23:00:04 / Güncel
Destek için 

Sosyal medya vasıtasıyla gerçek zamanlı güncellemelerin aktarımının ve eldeki imkanların hızla seferber edilmesini sağlamanın mümkün olduğunu dile getiren Altun, şöyle devam etti:

"Sosyal medya vasıtasıyla yanlış bilgiler de tıpkı bir orman yangını gibi hızla yayılabilmektedir. Sadece hızlı bilgi akışını sağlamakla kalmayıp aynı zamanda verilen bilgilerin doğruluğunu da teyit etmemiz gerekiyor. İnsanlara hayat kurtarıcı bilgiler verirken, dezenformasyonu takip etmemiz ve engellememiz bir zorunluluktur. Bunun hepimiz için büyük bir sınama olduğu açıktır. Zira bir krizin ilk dakikaları ve saatleri bilginin hızlı bir şekilde aktarılması için en kritik zaman dilimleridir. Diğer yandan bu zaman dilimleri art niyetli aktörlerin insanların kafasını karıştırmak ve kaos yaratmak için en çok çaba sarf ettiği zamanlardır."

Kovid-19 ve yaşanan çeşitli doğal afetlerin uluslararası işbirliğinin hızla hayata geçirilmesinin kıymetini ve koordinasyonsuz çalışmaların yaratabileceği tehlikeleri gözler önüne serdiğine dikkati çeken Altun, yapılan müdahalelerin nerelerde başarılı olup nerelerde aksadığını tespit etmenin, gelecekteki kriz yönetimi stratejilerini geliştirilmesine yardımcı olacağını kaydetti.

"Yeterli gözetim, şeffaflık veya etik kurallar olmadan yapay zekaya güvenmek sorunlara yol açabilir"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, gelişmekte olan teknolojilerin, özellikle de dijital araçların ve yapay zekanın krizlere müdahale noktasında dönüştürücü potansiyeli olduğuna işaret ederek, şu değerlendirmeleri yaptı:

"Örneğin, yapay zeka destekli veri analizi, müdahale ekiplerine hastalıkların yayılmasını veya doğal afetlerin etkisini gerçek zamanlı olarak takip etmesine olanak tanıyarak müdahalelerin daha fazla bilgiye dayanarak yapılabilmesini sağlar. Ancak bu büyük faydalar ciddi riskleri de beraberinde getirmektedir. Yeterli gözetim, şeffaflık veya etik kurallar olmadan yapay zekaya güvenmek, veri gizliliği ihlalleri, önyargılı karar alma veya belirli grupların dışlanması gibi sorunlara yol açabilir. Dijitalleşmeyi kucaklarken, insan gözetiminin bu süreçlerin ayrılmaz bir parçası olarak kalmasını da temin etmemiz bir zorunluluktur."

"Bir yol haritasına dönüştürmeliyiz"
Krizlere müdahalenin geleceğinin uluslararası işbirliğini ve etkili iletişimi daha ileri bir noktaya taşıma kabiliyetine bağlı olduğunu vurgulayan Altun, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu kapsamda hem geleneksel yöntemlerden hem de gelişmekte olan teknolojilerden yararlanmalıyız. Ancak bunun için ortaklıkları teşvik eden, sınırları açıkça belirlenmiş iletişim stratejilerinden faydalanan ve dijital inovasyonu destekleyen proaktif bir yaklaşım gerekiyor. İç içe geçmiş ve krizlere açık bir dünyanın getirdiği karmaşık meselelerle etkili bir şekilde başa çıkmak için olmazsa olmazımız işbirliği ve ortak çalışmadır. Bu noktada uluslararası işbirliği, bilgi paylaşımı ve ileri teknolojilerin bilinçli bir şekilde kullanılması hayat kurtarıcı olacaktır. Güçlü ve uyum kabiliyetine sahip bir kriz müdahale sistemi oluşturmak için geçmişten aldığımız dersleri bir yol haritasına dönüştürmeliyiz."

AA