"işgal rejimi yaptığı vahşeti gizlemek için 7 Ekim'den bu yana özellikle gazetecileri şehit ediyor"

İşgal rejiminin Gazze’de 7 Ekim’den bu yana özelikle basın mensuplarının hedef alındığını belirttiren Filistinli gazeteciler, işgal rejiminin basın mensuplarının şehit etmesinin sebebinin, yaptığı vahşeti gizlemek olduğunu söyledi.

Ekleme: 27.08.2024 00:05:04 / Güncelleme: 27.08.2024 00:05:04 / Güncel / İstanbul Haberleri
Destek için 

Fatih Neslişah Sultan Kültür Merkezinde yapılan programa, çok sayıda basın mensubu ve STK temsilcisi katıldı.

Gazze'de birçok savaşa tanıklık yaptığını söyleyen Gazeteci Memduh Borno,” Sadece Gazze'de değil. Başka yerlerde de savaşa tanık oldum. 2007 yılında Gazze'den ayrıldım. Bu süre zarfında birçok haber kanalında çalıştım. İlk defa böyle bir şey görüyorum. Gazze'deki hayatımız, 2006’dan bu yana normal bir hayat değil zaten. Bu bizim hayat biçimimiz artık. Hayat bir şekilde Gazze'de devam ediyordu. Refah Sınır Kapısı, her zaman açık değildi. Haftanın belli günlerinde açıktı. Yeryüzünde işgal edilmiş yerin adıdır Gazze.” diye konuştu

“Filistinlilerin en büyük hedefi bu savaşın durmasıdır”

Borno,” Sabahın erken saatlerinde roket atışlarını duydum. Bir eğitim yapıyorlardı ve 1 saatten fazla sürdü. İşgal rejimi tarafında neler oluyor diye radyoyu açtım. Radyoda HAMAS askerlerinin kendilerine ateş ettiğinden bahsediyordu. Bu da benim için bir hayaldi. İşgal rejiminin Gazze'ye müdahalesi aslında 7 Ekim ile çok alakalı değildir. Zaten bir planları vardı. 2,5 milyon insanı azaltmayı hedefliyorlar. Gazze’nin kuzeyinde bulunan gaz yataklarına ulaşma gibi hedefleri vardı. Gazze'yi ikiye bölmeyi hedeflemişlerdi. Filistinliler için en önemli hedef, bu katliamın durdurulmasıdır. Gazze'de her şeye ihtiyaç var. Filistinlerin tekrardan birlik olarak hareket etmesi gerekiyor. Eğer birlik içeriğinde hareket etmezsek, bu zulme mahkûm oluruz.” dedi.

Daha önce yaşadıkları olayları anlatan Borno, ”Gece saat ikide telefon çaldı ve evimi terk etmemi söylediler. Bir çocuğum ve eşim Batı Şeria’daydı. Ben ve annem Gazze’deydik. Evden hiçbir şey almaya imkânımız yoktu. Han Yunus’ta 40 gün geçirdim. Han Yunus’ta bir eğitim merkezinde kaldım. Büyük bir alanda bin kişi kaldık. İki gün geçtikten sonra 40 bin kişi kaldı. 4 metre karelik bir odaya 12 kişi düşüyordu. Tuvalete girmeniz için en az 1 saat bekliyorduk. Banyo yapmak çok zordu. Büyük bir trajediydi. Daha kötü olacağı ihtimali hiç aklıma gelmedi. Bulunduğumuz bölgedeyken hep daha kötüsü olmayacağını düşündük. Nihayetinde ben ve annem Gazze’den ayrıldık. Biz Refah'tan ayrıldıktan sonra Refah'a saldırdılar, oğlum oradaydı. 12 gün boyunca oğlumun dışarı çıkmasını bekledik.” diye konuştu

Borno, ”172 gazetecinin katledildiği yerin adıdır Gazze. 5 saat önce bir arkadaşım vefat etti. Daha öncede de böyle katliamalar olurdu ama gazeteciler bu kadar hedef almıyordu. Şimdi sadece Gazetecileri hedef alıyorlar. Yapılan katliamları göstermememiz için gazetecileri öldürüyorlar.” şeklinde konuştu

Gazze'de yaşadığını söyleyen Gazeteci Riva Aladini, “7 ekimden 2 ay sonra Gazze’den çıktım. Eşim Türkiye vatandaşı. Türkiye'ye geldiğim için şanslıyım ama birçok arkadaşım Gazze'de kalmayı tercih etti. Gazze’den arkadaşlarım da ailelerini çıkarmak istiyorlar. Ben Gazze’den çıkma kararımı çocuklarım için istedim. “dedi.

Gazze’de kaldığı dönemden bahseden Aladini, "Gazze’de kaldığım dönemde, bir web sitesinde çalışıyordum. Gazze'de hiçbir yer güvenli değil. Caddede yürüdüğünüz bir anda üzerinize bombalar düşebilir. 7 ekimden önce hayat biraz daha normaldi. Gazeteci olduğumuz için direk evimizi bombalamıyorlardı. “İfadelerine yer verdi. (İLKHA)

İlgili Galeriler