Hacı ŞahabettinEr / Haber-Yorum/doğruhaber
Hükumet; ilk defa ‘’ÇÖZÜM SÜRECİ’’nden bahsettiğinde, genel olarak Türkiye’de ve özel olarak ta terörden muzdarip olmuş şark halkı arasında büyük bir heyecan ve sevinç havası oluşturdu.
Çünkü hem Türkler ve hem de Kürtler terör, keşmekeş ve anarşi ortamından bizar düşmüşlerdi. Adam öldürmeler; insan kaçırmalar, bombalamalar, silahlar ve kurşunlar, bıçaklı ve sopalı saldırılar ve dahası…
Evet, şark ve garp halkları bu kargaşa ortamından bıkmış ve hükumetin açılımı dile getirdiği günden itibaren üzerlerine kâbus gibi çöken terörün kara örtüsünden kurtulmayı ve rahat; huzur ve güvenle yaşayabilecekleri bir ortamın oluşmasını beklemeye başlamışlardı. Zira hayal ettikleri günlerin, hükumetin açıklamalarında gizli olduğu kanısına varmışlardı.
Hatta terör örgütü (sözüm ona) iyi niyet adımı olarak HABUR SINIR KAPISI üzerinden, birkaç militanını teslim olmaları için Türkiye’ye yollamıştı. Türk hükumeti de bu gelenleri neredeyse beş yıldızlı otellerde ağırlayacak duruma geldi. Ancak gelen bu militanlar, serbest bırakılıp Diyarbakır’da kalabalık bir kitle tarafından ‘’zafer kazanmış komutan’’ edasıyla karşılanınca ve kendilerine söz verildiğinde de, konuşma aralarına serpiştirilmiş örgütün talimatlarını halka duyurunca, hem hükumet kanadından ve hem de örgüt cenahından (ozanların atışması gibi) karşılıklı kılıçlar çekildi ve her iki taraf ta ‘’ÇÖZÜM SÜRECİ’’nin kendi istekleri doğrultusunda olmaması halinde masadan kalkacakları mesajını vermeye başladılar.
Aradan aylar geçti ve hükumet; örgütün tedrici olarak geri çekilme sürecinden vazgeçtiğini ve militanların sadece yüzde yirmisinin sınırı geçip kuzey kürdistan bölgesine vardığını açıkladı.
Hakeza, hükumet devrim niteliği taşıyan bir karar aldığını kamuoyuna duyurdu. O da DERSANELERİN KAPATILACAĞI konusuydu. Hükumetin bu kararı, en fazlaGülen cemaati tarafından sert eleştirilere maruz kaldı. Zira dershaneler, Gülen cemaati için birer deniz gibidir. (Teşbihte hata olmaz) Kendileri oltacı ve dershaneye gidenler de, bu oltalara takılan balıklar gibi görülür. Zira hocanın cemaat tabanının kahir ekserisini oluşturanlar, söz konusu dershanelere gidenlerdir.
Varoşlarda büyüyüp dershanelere gidemeyen zeki ve derslerinde başarılı öğrenciler hocanın istihbarat sorumluları tarafından tespit edilip, dershanelere devam ve akabinde de cemaatin programına harfiyyen uyması şartıyla, kendilerine cazip burslar tevdi ediliyordu. Bu durumda olan ve bursu alan öğrenci de, minnet duygusu ile hareketle, cemaatin evamirlerine harfiyyen uymak zorunda hissediyordu kendini.
Eh; maddi imkânları gani, dolayısıyla istedikleri öğrenciyi istedikleri bölüme de sokabiliyorlar. Daha ne olsun? Böyle büyük bir nimet ve devlet bırakılır mı? Ve dahi böyle büyük bir rant kapısı terkedilir mi? Elbette hayır. Cemaatin şu anki ani ve şok etkisi yapan hükumet kararına karşı aldığı tutum ve sert açıklamalar elbette ki söz konusu getirilere karşın normal sayılabilir. Asıl merak edilen de, gülen cemaatinin bundan sonra ne yapmak istediği…
Acaba ortalıkta dolaşan haberlere göre, Akp’ye karşı kendi partilerini mi kuracaklar, yoksa başka bir yol mu izleyecekler (mesela ellerindeki imkân ve olanakları hükumeti düşürmek için kullanmaları gibi).
Doğrusu benim aklıma bu dershanelerin kapatılması ile ilgili, hükumetin kapalı kapılar ardında örgütle bu konuda anlaştıkları izlenimi doğuruyor.
Herkesin malumu olduğu gibi, örgüt şark bölgesindeki okulları istemiyor ve dershanelere karşı oldukları da bilinmeyen bir şey değil.
Şu anda Diyarbakır’dan milletvekili olan bayan milletvekilinin oğlunun da içinde bulunduğu Diyarbakır’ın en korunaklı semtindeki dershaneye örgütün bombalı saldırı düzenlediği ve akabinde de masum insanların öldüğü malumdur.
Yine malumdur ki, örgüt birçok kez şark bölgesinde öğrenci yurtları ve İslami öğrenci derneklerine yönelik defalarca bombalı eylemler yaptı (gerçi hiçbirinin failleri hala da yakalanmadı).
Bu ve benzeri durumlardan dolayı dershanelerin kapatılma kararının, örgütle yapılan bir anlaşmanın neticesi olarak görüyorum. Tabi en iyisini SEMİ’ ve BASİR Rabbim biliyor. Biz sadece tahminlerimizi söylüyoruz, temennilerimizi değil..
Görelim Mevla’m neyler, neylerse güzel eyler.
Dua edin ve dua ile kalın. Fi Emanillah Wesselam