Yazı yazarken, yemek yerken, spor yaparken ya da bir müzik aleti çalarken sol elini kullanmayı tercih edenlerden bazıları, önce ailelerinde sonra da toplumda baskılara maruz kalabiliyor.
Sol elini kullanan bazı çocuklara sağ elini kullanması için yapılan baskı, yetişkinlik döneminde yetersizlik duygusuna veya depresyona yol açabiliyor.
Solaklığın genetik ve biyolojik bir özellik olduğu kaydedilirken çocukların bu konuda zorlamanın gelişimsel süreçlerini sekteye uğratabileceği belirtiliyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Onur Noyan, 13 Ağustos Dünya Solaklar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bazı ailelerin çocuklarının solak olduğunu fark ettiğinde sağ tarafını kullanmaya zorladığını, bu zorlamanın da çocuğu olumsuz etkilediğini ifade etti.
Bu durumun çocuğun ister istemez yanlış bir şey yaptığını düşünmesine sebep olduğunu vurgulayan Noyan, "Bu da yeteneksizlik ve başarısızlık gibi duyguyu da beraberinde getirebilir. Herkes çok rahat bir şekilde yazı yazabilirken bu sefer sol elle yazı yazabilen çocuk sağ elle daha yavaş, daha zor yazmaya başlıyor ve kendisinin bu sefer yaşıtlarından geri kaldığını hissedebiliyor. Ötekileşmiş hissediyor. Halbuki gelişimsel sürece bıraksak biraz daha rahat edebilecek." değerlendirmesinde bulundu.
Noyan, günlük yaşamda kullanılan birçok materyalin yaklaşık yüzde 95'inin sağ elini kullananlar için yapıldığını, buna oyuncakların da dahil olduğunu söyledi.
Solaklığı kabul eden ailelerde çocukların büyüdüklerinde daha mutlu ve esnek düşünen bireyler olabildiğini dile getiren Noyan, "Çocuklarımızı biyolojik yollardan farklı yollara sevk etmek, zorlamak onların gelişimsel süreçlerini sekteye uğratacaktır ve aynı zamanda da toplum içerisindeki yaşamış oldukları damgalanmalara sebep olacaktır. Onun için de bireysel ve biyolojik farklılıkları kabul eden ailelerde büyüyen çocukların her şekilde kendilerini olduğu gibi kabul ettiğini düşünürsek daha sağlıklı ve daha mutlu olabileceklerini söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
"Her türlü zorlama çocuğun kendine olan saygısının düşmesini sağlayacak"
Prof. Dr. Onur Noyan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sol eli kullanıyor ve bir şekilde sağ ele alışamamış ama her sol elle yazdığında ailesi tarafından kötü lafa, kötü muameleye maruz kalan, aşağılanan ya da sol eli kullandığı için lakap takılan çocuklarla zaman zaman karşılaşıyoruz. Bu bireyler gelişim sürecinde böyle yetiştiklerinden dolayı elbette kendilerine ait olan o benlik duygusunun düşmesine sebep oluyor. Bunlar da yetişkinlikte zaman zaman ortaya çıkan yetersizlik duyguları, depresyon gibi tablolara sebep olabiliyor."
Bu vakaların çocukluk döneminde edinecekleri öz benlik hissinin yetişkinlikte de karşılarına çıkacağını vurgulayan Noyan, "Her türlü zorlamanın çocuğun kendine olan saygısının ve kendi öz benliğinin düşmesini sağlayacağından dolayı yetişkinlikte daha çok problem olarak karşımıza çıkacağını söyleyebiliriz." diye konuştu.
"Solaklığa atfedilen bütün olumsuz özellikler temelsiz"
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Tanrıdağ da gündelik yaşam işlevlerinde ve eğitim sırasında insanların çoğunun bir elini diğerinden daha fazla kullanmaya eğilimli olduğunu belirtti.
İnsanların yüzde 75'inin bu özelliklerini sağ ya da sol ellerini kullanma yoluyla gösterdiklerini aktaran Tanrıdağ, "Bu grubun çoğu sağlak, yaklaşık yüzde 10'luk bölümü ise solaktır. Geri kalan yaklaşık yüzde 25'lik bir grup ise bu baskın kullanmayı göstermeden her iki ellerini eşit beceriyle kullanırlar." dedi.
Tanrıdağ, solaklığın insanlık tarihinde hemen hemen bütün toplumlarda anormal kabul edilen ve dışlanan bir özellik olduğunu belirterek, bunların bir yansıması olarak solaklığın olumsuz bir özellik olarak görüldüğünü kaydetti.
Son 10-15 yıl öncesine kadar okullarda dersliklerde kullanılan yazı sandalyelerinin neredeyse tamamının sağ elini kullanan öğrenciler gözetilerek hazırlandığını bildiklerini kaydeden Tanrıdağ, şöyle konuştu:
"Olumsuz anlayış ve davranışların tam tersi solaklığın olumlu yanının abartılmasıdır. Bunun bir yansıması olarak solaklar arasında ressamların ve mimarların daha fazla olduğu öne sürülmüştür ki bu da gerçeği yansıtmamaktadır. Davranış bilimlerinin, tıbbın ve genetiğin gelişmesiyle solaklığa atfedilen bütün olumsuz özelliklerin temelsiz, ön yargılı ve şehir efsanesi türünden olduğu ortaya çıkmıştır. Şu an için inanılan, insanların büyük çoğunluğunda bulunan sağ el geninin hastalıklı olmayan bir mutasyona uğradığında solaklığa neden olmasıdır." AA