Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 2 Haziran’da düzenlen Liselere Geçiş Sistemi (LGS) çerçevesindeki merkezi sınavın sonuçlarına göre Türkiye’deki 1 milyon 38 bin 544 öğrencinin arasından 352 aday tüm sorulara doğru cevap verdi.
Bursalı Mustafa Selim Akyol, LGS'de tüm soruları doğru cevaplayıp 500 tam puan alarak Türkiye birincisi oldu. Akyol, sınavdan tam puan alması ile ilgili duygularını İLKHA muhabirine anlattı.
3 çocuklu ailenin en büyüğü olan Mustafa Selim, aile, okul ve kurs hocalarının desteğiyle sınavda başarılı olmanın gururunu yaşıyor.
Öncelikle sınava hazırlanırken kendisine bir hedef koyduğunu ifade eden Akyol, "Ulaşabileceğim bir hedef koydum. Doksan net yapma hedefi koydum. Bütün öğrencilere göre değişebilir. Ama bu hedef koyarken buna ulaşacağıma inanarak koydum. Ben çalışacağım ama ne olursa artık ne gelirse diye değil. Bu hedefe ulaşacağımı düşünerek bu hedefi koydum. İlk başlarda şöyle bir hata yapmıştım. Türkçe'den ben zaten yapıyorum diyerek çok fazla paragraf sorusu çözmüyordum. Sonra denemelerde, Türkçe'de on altılara, on yedilere düşmeye başladım. Bundan sonra Türkçe'de daha fazla çalışmaya başladım. Çok fazla paragraf sorusu çözdüm. Son iki ay, üç aya kadar paragraf sorusu çözmeye devam ettim. Daha sonra en son deneme sorularına geçmeye başladım." dedi.
"Anlamadığım konuları öğretmenlerime sordum"
Matematik çalışırken diğer derslerdeki gibi ilk başta kazanım sorularından başladığını söyleyen Akyol, " Sonra giderek kazanım sorularında, hata yaptığımda yanlışlarımı gördüm. Bu yanlışlarımı düzelttim. Sonra ileri seviyelere geçiş yaptım. Sonra fen bilimleri çalışırken çok fazla konu tekrar yaptım. Anlamadığım konuları öğretmenlerime sordum. Çok fazla soru çözdüm, deneme çözdüğümüz son aylarda yine. Bu şekilde çalıştım. Din kültüründe öğretmeninizi dinleseniz, test kitaplarındaki soruları çözseniz, deneme çözseniz kâfi gelir. Özellikle son denemelerde, son bir ay kala beş tane ful yapmıştım bu şekilde." ifade etti.
"Soru çözmek için, soru çözmeyin"
Denemelerden sonra yanlış yaptığınız yanlışları yazdığınız bir defter mutlaka olması gerektiğini belirten Akyol, "Bunu arada dönüp bakın. Çok iyi anlamanız lazım. Soru çözmek için, soru çözmeyin. Kendinize fayda sağlayacak şekilde soruyorsunuz. Yapılan yanlışlardan biri de ilk aylarda çok fazla soru çözmektir. Daha sonra öğrencinin pili bitiyor. Bu yüzden daha ilk aylardan başlarken küçük olarak başlayın ama istikrar sağlayın. İstikrarlı olarak yavaş yavaş artın. Bu şekilde yaparak hem pilinizin bitmesini hem de son aylara geldiğinizde özellikle çok önemli oluyor. Son bir ay kala her gün deneme çözdüm. İlk başlardan beri ben kendimi tüketseydim bu denemelerde artık bir süre sonra bitse de kurtulsam diyerek çözerdim. Bu yüzden ilk başlardan itibaren yavaş yavaş ama istikrar sağlayarak da bu şekilde arttım." diye belirtti.
"Ekstra bir dershaneye gitmedim, okulun kursuna gittim"
Ekstra bir dershaneye gitmediğini söyleyen Akyol, "Kurstaki hocalarla, okul hocalarım aynıydı, okulun kursuna gittim. Ekstra bir dershaneye vesaire gitmedim. Okul hocalarım gerçekten ders anlatımı konusunda çok iyiydi. Tüm branşlarda çok iyilerdim. Özellikle matematik, Türkçe hocalarım anlamadıklarımda yardımcı oluyordu. Bu konuda zaten iyilerdi onlar. Fen bilimleri, rehber hocamdı, denemelerde kötü yaptığımda falan bana çok güzel motivasyon veriyordu, bana destek oluyordu. İşte bu şekilde bana yardımcı da oldular. Hem branş konusunda, hem rehberlik konusunda bana yardımcı oldular. Bana yapacağımı söylediler. Çok şükür yaptım." şeklinde konuştu.
"Ailemin desteği bana her zaman tamdı"
Ailesinin yaşanan süreçte kendisine bir baskı oluşturmadığını söyleyen Akyol, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ailemin desteği bana her zaman tamdı. Bana her zaman inandılar ve benim üzerime baskı kurmadılar. Sen şunu yapacaksın diyerek bir baskı kurmadılar kesinlikle. Sen ne yaparsan yap bizim çocuğumuzsun seni böyle seviyoruz diyerek bana destek oldular. Ailem konusunda bir baskı hissetmedim ben. Onun dışında mesela bazı ebeveynler şöyle yapıyor sınav sürecinde çocuklarının telefonlarını tamamıyla alıyorlar. Böyle şeyler kesinlikle yapmasın ebeveynler lütfen. Çünkü bu çocuklar 7/24 saat ders çalışamazlar. Çocukların dinlenmeye ihtiyacı var. Çünkü bu şekilde çocukları yorarsınız. Beynini dinlendirsin. Çünkü beyin bir bilgiyi kalıcı olarak kaydederken belli bir süreye ihtiyaç duyar. Bu süreyi ona vermek gerekir. O yüzden çocukların dinlenmesine alıkoymayın, telefonlarını tamamen almayın. Çünkü bu çocuk evden gelip akşam yatana kadar ders çalışamaz." ifadelerini kullandı.
"Sevmeyerek ders çalışırsan bu konuda başarılı olman pek mümkün değil"
Gelecek yıllarda sınavlara girecek öğrencilere tavsiyelerde bulunan Akyol, "Benim tavsiyem ilk başta bir hedef koysunlar. Bu hedefte azimle, kararlılıkla çalışsınlar. Bu hedefle aralarında bir bağ olsun. Mesela gidecekleri okulları aklına getirsinler. Bu okulu sevsinler. Okula karşı bir aşk duysunlar Sonra ders çalışmaktan zevk alsınlar. En önemli şey budur. Sevdiğin bir işi severek yapmıyorsan başarılı olamazsın. Sevmeyerek ders çalışırsan bu konuda başarılı olman pek mümkün değil. O yüzden severek ders çalışsınlar. Öğrenci zihnini başarıya kodlaması lazımdır. Kendine inanması gerekir. Gelecek sene LGS'ye girecek öğrenciler tavsiyem içine kapanık olmayın bu süreçte. kötü hissedebilirsiniz. Bunu içinizde tutmayın. Bunu işte ailenize, arkadaşlarınıza, öğretmenlerinize anlatabilirsiniz. Çok kötü iseniz bir psikologla konuşabilirsiniz bu konuda. Bunun dışında kendimi motive ettiğim bir konu da şuydu. Hem müzik dinleyerek kendimi motive ediyordum. Müzik de dinleyebilirsiniz." diye belirtti.
Mustafa Selim Akyol'un babası Burak Akyol ise, oğlunun Türkiye birincilerinden olmasına çok sevindiğini ve bu başarıdan dolayı oğluyla gurur duyduğunu kaydetti.
"Özel bir dershaneye gitmeden okulun kursuyla çok güzel bir başarı elde etti"
Oğlunun birinci olduğunu öğrenince çok duygulandığını anlatan Akyol, "Kısaca oğlumuz disiplinli güzel çalıştı. Bizde destek verdik ev ortamında. Hakikaten ideali olarak kendini hazırladı. Dinlenme zamanlarını, çalışma zamanlarını ve çalışma zamanlarını güzel ayarladı ve programlı çalıştı. Okulundaki hocalarına da biz tebrik ediyoruz. Zaten sadece okulun kursuna gitti Mustafa. Orada da güzel bir hazırlık oldu. Ayrı bir kursa gitmedi. Özel bir dershaneye gitmeden okulun kursuyla çok güzel bir başarı elde etti. Mustafa çok akıllı bir evladımız. Baskı kurma konusunda ben de biraz baskıcıyım esasında. Fakat Mustafa kendi programını yaptı. Biz mesela çalış dedikçe fazla çalıştı bazen az çalışıyor ama kendi programına riayet etti yani biz bazen mesela çok çalışmadık veya az çalış gibi o güzel bir program yaptı. Mustafa da kendi idealine göre programını yaptı. Kendim baskı yapsam da yapmasam da kendi program riayet etti. Çok güzel disiplinli bir şekilde senesini tamamladı. Sınavına girdi. Oğlumu ayrıyeten tebrik ediyorum." diye konuştu.
(İLKHA)