Sağlık, eğitim, ev gereçleri, ulaşım araçları ve bir çok alandan yer almaya başlayan Yapay Zekânın gelişimi, avantaj ve dezavantajları konusunda bilgi veren T3 Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı Şırnak İl Sorumlusu Rukiye Asan, birçok konuda, birçok alanda hayatımıza entegre edilmiş olan yapay zekanın detaylarına inmek gerekirse bu yapılan uygulamalar hangi ülke tarafından yapıldığı, hangi amaca hizmet ettiği ve ne şekilde kontrol edildiği konusuna çok dikkat etmemiz gerektiğini ifade etti.
"Yapay Zeka'da ses ve görüntü alanlarının gelişmesi insanları tatmin ediyor ve büyük ilgi uyandırıyor "
Yapay Zeka hakkında herkesin bir yorumunun olduğunu ifade eden T3 Vakfı Şırnak İl Sorumlusu Rukiye Asan, "Son zamanlarda oldukça gündemimizde olan yapay zekâ, NASA mühendislerinden tutup mahalle bakkallarına dek herkesin bir yorumunun mutlaka olduğu konular arasında yer almakta. Kimine göre dünyamızı değiştirecek, kimine göre de sonumuz olacak. Yapay Zekâ, bilgisayarların normalde insan zekâsına ihtiyaç duyulan işleri yaptırma teknolojisi olarak tanımlayabiliriz. Şu anda kullandığımız bilgisayarların kafası tabiri caizse çalışmıyor ama günümüz yapay zekâsı bu durumu değiştirmeye ant içmiş gibi. Yapay zekânın temellerine indiğimiz zaman 1950 yıllarına dayanıyor. 1950'li yıllarda ilk başta hedeflenerek yapılan bir şey değildi. 1980'li yıllarda bu çalışmalar bir sinir ağı modelinin geliştirilmesi ile 2000'li yıllarda doğal dil işlemenin başlaması ile ivme kazanmış oldu. Veri dataları büyüdükçe veriler işlenmeye başladı. Veriler işlenmeye başladıkça da ürünler ortaya çıkmaya başladı. İlk başta Google'ın üretmiş olduğu bir ürün vardı fakat istenilen ihtiyaca tam anlamı ile karşılık bulunduğu söylenemez. Şu an kullanılan OpenAl, ChatGPT gibi uygulamalar birçok amaçla kullanılmaktadır. Günde yüzlerce uygulama kullanılıyor, yüzlerce uygulama geliştiriliyor. Yapay zekânın iki büyük kaynağı var. Birincisi Data, ikincisi de teknolojik altyapı. Yapay Zekâ teknolojisinde CPU dediğimiz ekran kartları çok önemli burada. Bu ekran kartlarını kimler daha çok üretiyorsa kimlerde daha çok fazla varsa aslında en çok yapay zeka ürünlerini ve modelleri bunlar üretmiş oluyor. Yapay zeka konusunda birçok alan var özellikle ses ve görüntü alanlarının gelişmesi insanları tatmin ediyor ve büyük ilgi uyandırıyor. Metin işleme üzerine çalışmalar sürdürülüyor." şeklinde konuştu.
"Yapay Zekanın hangi amaca hizmet ettiği ve ne şekilde kontrol edildiği konusuna çok dikkat etmemiz gerekiyor"
Yapay zekâyı çok saf duygularla kullandığımızı belirten Asan, "Her teknolojik ürünün avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Dezavantajlarından bahsederken şunları söylemeden geçemeyeceğim. Hangi teknolojik ürün olursa olsun ne niyette kullandığımız, nasıl kullandığımız ve niçin kullandığımız çok önemli. Bunlara dikkat ederek kullanabilirsek amacına hizmet etmiş olur. Kurumsal amaçlarına baktığımız zaman hayatımızın birçok alanında Yapay Zekâ ile karşılaşabiliyoruz. Sağlık alanında, günlük yaşamımızda, araçlarımızda, akıllı ev sistemlerinde yapay zekâ ile karşılaşabiliyoruz. Bu avantajları ürüne çevirmek kayda değer bir şeyler çıkarmak gerekiyor. Avantajları olduğu gibi dezavantajları da var. Riskli alanları bayağı bulunuyor. Biraz güvenlik konusunda endişelerimiz var. Hangi datalar kullanılıyor, nasıl toplanıyor, biz yazdıkça bunlar daha fazla data olarak toplanıyor mu saklanıyor mu? Her ne kadar bu dataların saklanmadığı iddia edilse de verilerin kaydedilmesi cidden endişe verici. Bu işin arka tarafından neler oluyor maalesef bilemiyoruz. Bir diğer dezavantajı ise kullanıcı tarafından yanıltıcı bilgiler bulunmakta. Bizler şu an yapay zekâyı aslında çok saf duygularla kullanırken sorular soruyoruz cevap alıyoruz. Birçok konuda, birçok alanda hayatımıza entegre edilmiş ama bunların detaylarına inmek gerekirse bu yapılan uygulamalar hangi ülke tarafından yapıldığı, hangi amaca hizmet ettiği ve ne şekilde kontrol edildiği konusuna çok dikkat etmemiz gerekiyor." İfadelerine yer verdi.
"Yapay zekâda birçok konuda kendine göre cevap verip doğru olduğunu gösteriyor o da gerçeklikten uzaklaştığının göstergesi"
Yapay zekânın kontrol edilebildiğinin de bazı durumlarda görüldüğünü söyleyen Asan, "Yapay zekâya bazen soru sorduğumuz zaman yanıltıcı cevaplar alabiliyoruz. Bu cevapları aldığımızda aslında sorgulamak da gerekiyor. Bazı konularda kıstaslar olabiliyor. Bu kıstaslar kendilerine göre yanıltıcı cevaplar olabiliyor. Bu da büyük bir risk taşımaktadır. Özellikle gençlerimizin yapay zekâyı kullanma konusunda dikkatli olmaları gerekiyor. Soruyu bilgiyi tek bir yerden öğrenmek yerine birçok yerden araştırmalar yapmaları lazım. Yapay zekâda birçok konuda kendine göre cevap verip doğru olduğunu gösteriyor. O da gerçeklikten uzaklaştığının göstergesi. Yapay zekânın teknolojik bir ürün olduğu unutulmamalı. Yapay zekânın bir yazılım ürünü olduğunu ve kaydettiği datalar üzerinden cevap verdiği bunu düşünerek kullanmamız gerekiyor. Bu avantaj ve dezavantajları önümüze koyduğumuzda ürünü kullanabiliriz ama bilinçli şekilde kullanmalıyız. Neyi nerede nasıl kullanacağımızı mutlaka bilmeli ve araştırmalıyız. Örneği yapay zekâya Türkiye ile ilgili sorular sorduğumuzda verilen cevapların da gerçeği yansıtmadığını görebiliyoruz. Yapay zekânın kontrol edilebildiğini de bazı durumlarda görebiliyoruz. Örnek verecek olursak şu anda Filistin'de yaşanan katliamlar hakkında Yapay zekâya sorduğumuz sorulara karşılık yanıltıcı cevaplarla karşılaşabiliyoruz bu da yapay zekânın başkaları tarafından kontrol edilebileceğini ve yanlış bilgiler verebileceğini gösteriyor." dedi. (İLKHA)