Peygamber Sevdalıları Vakfı her hafta olduğu gibi bugünde düzenlediği basın açıklamasıyla Kudüs sevdalısı Diyarbakır halkını bir araya getirdi.
Merkez Kayapınar ilçesi Yenihal Köprülü kavşağında düzenlenen programda HÜDA PAR Genel İdare Kurulu Üyesi Şeyhmus Tanrıkulu bir selamlama konuşması yaptı.
Aksa Tufanının küresel bazda oluşturduğu etkilere değinen Tanrıkulu, batı ülkelerinde Filistin'e karşı oluşan izlenimlere dikkat çekti.
"İnşallah Aksa Tufanı sonun başlangıcı olacaktır"
Aylardır işlenen soykırıma STK, siyasi ve bireyler olarak gösterilen tepkilerin yetersiz olduğunu ifade eden Tanrıkulu, "Çünkü eğer yeterli olsaydı israil ve ABD halen Gazze'de katliamlar yapmazdı. Dört gün önce ABD teklifiyle BM Güvenlik Kurulunda bir ateşkes kararı onaylandı. Fakat 4 gün geçmesine rağmen hala siyonist terör rejiminin katliamlarına sessiz kalmaktadırlar. Bugüne kadar alınmış onlarca karara rağmen BM siyonist terör rejimine yaptırım uygulamamıştır. Aslında söylenecek kelime kalmadı ama yine de bize bu katliamları meşrulaştırmaya çalışanlara inat kabul etmediğimiz için meydanlardayız. Allah'ın izniyle de kabul etmeyeceğiz." diye belirtti.
7 ekimden beri yeryüzünde küresel bir intifada olduğunu ifadelerine ekleyen Tanrıkulu, "Vicdan sahibi Müslüman-gayrimüslim yeryüzünün birçok noktasında bizler gibi bir araya gelip bu barbarca cinayetleri kınamaktadırlar. Aksa tufanında on binlerce şehid verdik ve belki Gazze tamamen harabeye döndü ama kendilerini mazlum olarak dünyaya tanıtan siyonist Yahudiler yapmış olduğu soykırımlarla mazlum olmadıklarını tüm dünyaya gösterdiler. Hamdolsun bugüne kadar ticarette, sanatta, sinemada, siyasette ve askeri alanlarda istedikleri gibi at koşturanlar için inşallah Aksa Tufanı sonun başlangıcı olacaktır." şeklinde konuştu.
"Şu an da Birleşmiş Milletlere üye 146 ülke Filistin'i devlet olarak tanımış ve bunu ikrar etmiştir"
Tanrıkulu, "Bugün Biden'in 3 aşamalı barış teklifi sunması bu zalimlerin darda kaldığının göstergesidir. Unutulmaya yüz tutan çift devletli çözüm önerisini tekrar gündeme getirmiştir. Filistinlilerin bir halk olduğu, ezildiği, topraklarının işgal edildiği tescillenmiş ve dünya kamuoyunun önüne getirilmiştir. Şu an da Birleşmiş Milletlere üye 146 ülke Filistin'i devlet olarak tanımış ve bunu ikrar etmiştir." dedi.
Tanrıkulu'nun selamlama konuşmasının ardından yapılan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Mehmet Emin Gülsever okudu.
Ümmetin kanayan yarası Gazze'nin, her gün siyonistlerin saldırısına maruz kalmakta olduğunu söyleyen Gülsever, "Şu üç beş günlük dünya imtihanında nice zalimler gelip geçti, nice zulümler yaşandı. Gazze'de yaşanan zulmün bir benzerine tarih şahit olmadı. 9 aylık bir zaman dilimi içinde tüm dünyanın gözleri önünde yaşanan siyonist nazi vahşeti; birinci ve 2’inci dünya savaşlarında yaşanan tahribatlardan daha ağır tahribatlara neden oldu." ifadelerini kullandı.
"Gazze'de yaşananlar siyonistlerin ne kadar aşağılık varlıklar olduğunu göstermektedir"
Gazze’ye yapılan saldırılarda Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombalarından birkaç kat daha ağır tahribatlar bırakacak şekilde bombalar kullanıldığını kaydeden Gülsever, "Birçok yeni teknolojik silahların deneme alanı haline gelen Gazze’de bir halk yok edilmek istenmektedir. siyonist işgal ordusunun geceli gündüzlü sürekli saldırılardan dolayı Gazze’de yerleşim yerlerinin yüzde 60’dan fazlası yıkıldı. 2 milyona yakın Gazzeli kardeşimiz zorla yerinden edilerek, Refah sınır kapısın olduğu bölgeye sıkıştırıldı." diye belirtti.
siyonist vahşilerin saldırılarından dolayı 7 Ekim 2023’ten bu yana on binlerce bebek, çocuk, kadın ve sivil insanın katledildiğini hatırlatan Gülsever, şu ifadelere yer verdi:
"Bu yaşanan mezalim, iki yüzlü modern dünyanın gerçeğini de göstermektedir. Dünyanın bir yüzü israf havuzunda yüzüp, her türlü çirkefliği işlerken, diğer yüzü ise açlık, kıtlık, katliam ve soykırımlara maruz kalmaktadır. Gazze'de yaşananlar modern çağın, çirkin ve çirkef yüzünü ve siyoistlerin ne kadar aşağılık varlıklar olduğunu göstermektedir. Sözde medeniyet, çağdaşlık, ilericilik diye pazarladıkları idare şekilleri; çocukların, kadınların ve sivil mazlumların katledilmesinden ibaret olduğunu tüm dünya halkları gördü ve görmeye devam etmektedir."
"Birkaç devlet hariç tüm devletlerin idarecileri birer kukla olarak o makamları işgal etmektedir"
Gülsever, "Yaşanan bu zulümlerin son bulması için, bireylerin, toplumların ve devletlerin sorumlulukları vardır. Bireysel olarak siyonist ürünler boykot edilmekte, toplumsal olarak duyarlı halkalar, meydanlara akın ederek, üzerine düşeni yapmaktadır. Halklardan yapılan çağrılar, devletler nazarında karşılık bulmamaktadır. Devletler, kendi üzerlerine düşen sorumluluklarını yerine getirmemektedir." şeklinde konuştu.
"Karşılık bulmamasının sebebi bizce malum! Çünkü birkaç devlet hariç tüm devletlerin idarecileri birer kukla olarak o makamları işgal etmektedirler. Bu yüzden devletler bazında bir sonuç çıkmamaktadır." İfadeleriyle konuşmasını sürdüren Gülsever, "Devletler kendi milletlerinin öfkesini dindirmek için, sivil toplum kuruluşu gibi kınama mesajları yayınlayarak gününü kurtarmaya çalışmaktadır. Halklar devletlerden, devletler Birleşmiş Milletlerden, Birleşmiş Milletler de soykırımı yapan devletlerden zulmün son bulmasını talep etmektedir. Birleşmiş Milletler ve uluslararası aktörler, adeta celladına aşık olmuş mahkum misali, zalimden merhamet dilemektedir ve günün sonunda değişen hiçbir şey olmamaktadır. Gazze’de kan, gözyaşı, kıtlık, yıkım, soykırım sürekli olarak meydana gelmekte ve insani kriz her geçen gün derinleşmektedir." dedi.
"7 milyonluk siyonist nüfusa karşılık 2 milyarlık İslam alemi bu zulümleri durduramıyorsa yazıklara olsun"
Hiçbir kural, ölçü ve kaide tanımayan siyonist işgal rejiminin Uluslararası Adalet Divanı’nın kararlarını hiçe saydığı gibi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kalıcı ateşkes kararını da hiçe sayarak katliamlarına devam ettiğini kaydeden Gülsever, "Siyonist rejim, işgal etmiş olduğu sınır kapılarından insani yardımların geçişine engel olmakta ve tüm dünyaya meydan okumaktadır. 7 milyonluk bir siyonist nüfusa karşılık 2 milyarlık İslam alemi bu zulümleri durduramıyorsa yazıklara olsun! Hem de 2 milyar kez yazıklar olsun!" ifadelerine yer verdi.
Gazze'de yaşanan bu zulümlerin en büyük nedeninin İslam ülkelerinin halklarından ve liderlerinden kaynaklandığının altını çizen Gülsever, "İslam ülkelerinin halkları başlarına böyle basiretsiz, korkak ve kukla liderleri musallat edince, netice bu olmaktadır. İslam ülkelerinin halkları ve liderleri sorumluluklarını yerine getirmiş olsalardı. Bugün bu zulümler yaşanmayacaktı, belki de siyonistler haritadan silinip özgür bir Filistin devleti bile kurulmuş olacaktı." diye kaydetti.
Başta Türkiye olmak üzere tüm duyarlı devletlerin liderler ve halklarına taleplerini ileten Gülsever, "siyonist işgal rejimiyle ticari, askeri ve diplomatik ilişkilerinizi kesin, siyonist ürünlerin satışını ülkenizde yasaklayın, ülkenizde olan siyonist ürünleri boykot edin, Gazze'ye insani yardımın ulaşması için her türlü çabayı gösterin, mallarınızla Gazze'ye ve direnişe destek olunuz.
"HÜDA PAR'ın Vatandaşlık Kanununa iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasi partiler destek vermelidir"
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin Gazze hakkında almış olduğu kalıcı ateşkes kararını yeterli bulmadıklarını söyleyen Gülsever, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin kararında yer alan kalıcı ateşkes, işgalcilerin Gazze'den tamamen çekilmesi, esir takası, Gazze Şeridi'nin yeniden inşası ve yerinden edilenlerin evlerine ve topraklarına geri dönüşü ile ilgili maddelerini HAMAS kabul ettiği için kabul ediyoruz. Yoksa bizim nazarımızda Siyonistler işgalcidirler, işgalciler Filistin’den def olup denize dökülmelidirler."
Gülsever, "Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 3 aşamalı kalıcı ateşkes kararının ilk aşamasının 6 haftalık bir zamana yayılmasını doğru bulmuyoruz. Tam bir buçuk ay gibi bir zamana yayılan bu durum, Gazze’de daha fazla katliamın yaşanmasına, insani krizin derinleşmesine neden olacaktır. Bu süreç en kısa sürede pratiğe dökülerek, insani koridorun açılması ve diğer şartların yerine getirilmesi konusunda devletler ve uluslararası aktörler üzerlerine düşen sorumlukları yerine getirmelidir." dedi.
HÜDA PAR'ın Vatandaşlık Kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifine de değinen Gülsever, "Çifte vatandaşlığa sahip olup, Gazze'de soykırım suçuna karışan siyonist Türk vatandaşları cezasız kalmamalıdır. Bunlar vatandaşlıktan çıkarılmalı, mal varlıkları dondurularak yeni aile fonuna aktarılmalı ve ağırlaştırılmış müebbet almaları sağlanmalıdır. HÜDA PAR'ın Vatandaşlık Kanununda değişiklik teklifine meclis çatısı altında grubu bulunan ve bulunmayan, iktidarıyla muhalefetiyle tüm siyasi partilerin ve milletvekillerimizin insani bir sorumluluk alarak söz konusu kanun teklifine destek vermelidir." şeklinde konuştu.
Basın açıklaması sonrası program alanındaki kitle işgal rejimine destek veren starbucks önüne giderek protesto eylemi gerçekleştirdi. Protesto karşısında iş yapamayan şube elektriklerini kapattı. (İLKHA)