Diyarbakır İslami STK'ları: Ahlaksızlığın yayılmasını bir ideoloji haline getiren sapkın akımların tahribatlarını kabul etmiyoruz

Diyarbakır İslami Sivil Toplum Kuruluşları, Diyarbakır'da kamuya açık alanda dans adı altında toplumun ahlak ve değer yargılarını hiçe sayan provoke edici gösterilere tepki göstererek, "Peygamberler ve sahabeler şehri Diyarbakır’ımızda bazı belden aşağı ahlaksız, hayasız ve bir o kadar da hayvani duygularına esir olmuş, kökleri sapkın LGBT’ye dayanan Hz. Lut (as)’ın lanetli kavminin fiillerini meşrulaştırmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz." açıklamasını yaptı.

Ekleme: 12.06.2024 21:15:05 / Güncelleme: 12.06.2024 21:16:01 / Güncel / Diyarbakır Haberleri
Destek için 

Diyarbakır merkezdeki Tema Park'ta "swingamed dans etkinliği" adı altında provokasyon düzenlendi.

Yarı çıplak ve cinsellik içeren dans etkinliği sırasında aileler ve çevredeki Müslüman gençler, gruba tepki göstererek, yapılanlara bir son verilmesini istemiş, grubun, uyarılara aldırış etmemesi üzerine arbede yaşanmıştı.

Kentte faaliyet yürüten İslami Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yapılan yazılı açıklamada, bu tür ahlaksızlıklara tepki gösterildi.

İslami Sivil Toplum Kuruluşları tarafından yapılan yazılı açıklamada, şu ifadelere yer verildi.  

“Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın. Kim de şeytanın adımlarına uyarsa şüphesiz ki o, fuhşiyatı ve münkeri emreder. Şayet üzerinizde Allah’ın lütfu ve rahmeti olmasaydı içinizden hiç kimse ebediyen arınamazdı. Fakat Allah, dilediğini temizleyip arındırır. Allah (işiten ve dualara icabet eden) Semi’, (her şeyi bilen) Alîm’dir.” (Nûr suresi,  21’inci ayet)

Aziz ve gayretkeş duyarlı halkımıza selam olsun. Selahaddin-i Eyyubi’nin torunlarına selam olsun. İffet ve gayret abidesi üstat Bediüzzaman ve Şeyh Said’in yolunu sürdüren gayretkeş milletimize ve halkımıza selam olsun.

Bugün dünyanın gözleri önünde Gazze’de siyonistler tarafından büyük bir katliam yaşanırken, şehit kanlarıyla sulanmış Diyarbakır’ımızda ise siyonist zihniyetin ruhlara ve şehvetlere esir ettiği, tutsak ve bir o kadar gayesiz bir toplum inşa edilmek istenmektedir.

Avrupa’nın şehvetperset Freudçu sapkınlığı üzerine kurulu olan, kökleri karanlık ve bir o kadar tahribat edici yerlere dayanan bu sapkın odakların yapmış oldukları hayasızlık, siyonistlerin bedenlere yapmış olduğu tahribatlardan daha ağır tahribatlara yol açmaktadır.

Peygamberler ve sahabeler şehri Diyarbakır’ımızda bazı belden aşağı ahlaksız, hayasız ve bir o kadar da hayvani duygularına esir olmuş, kökleri sapkın lgbt’ye dayanan Hz. Lut (as)’ın lanetli kavminin fiillerini meşrulaştırmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz.

Medeniyetin ve maneviyatın beşiği olan bu topraklarda ilk önce sapkın ideolojiler üzerine kurulu bir toplum inşa edilmek istendi. Tam 50 küsur yıldır, kan ve gözyaşı ile yoğrulmuş bu coğrafyamızda sosyalist ve komünist toplum hayalleri gerçekleşmeyince toplumu nasıl öz değerlerine yabancılaştırıp düşmanlaştıracaklarının hesabını yapmaya başladılar.

Sosyalizmin ve Komünizmin iflas ettiğini belirten postsosyalist ve postkomünist akımın fikir babaları, Marks’ın toplum evrelerinin iflas ettiğini bunun yerine lgbt’nin savunulması üzerine yeni bir sosyalist hareket oluşturdular. Bu hareketin ana gayesi, Lut (as)’ın lanete uğramış kavminin fiillerini meşrulaştırmaya çalışarak, adeta Lutilik, şehvetperstlik ve sapkınlığı bir ideoloji haline getirmek isteniyor.

Sosyalizmin asıl gayesinin lgbt gibi sapkınlıkları yaymak olarak yeni bir sapkın ideolojiyi; örgütlü, planlı ve kökleri emperyalizmin sömürgeciliğine dayanan bir harekete dönüştürerek, adeta sapkınlık tüm dünyaya dayatılırken, aynı zihniyet Diyarbakır’ımızda da kendini göstermiştir.

Bu topraklarda gayret timsali yaşamış milletimize her türlü ahlaksızlığın yayılmasını bir ideoloji haline getiren bu sapkın akımların tahribatlarını kabul etmiyoruz.

Bu topraklarda şehidlerin, sahabelerin kanı akmıştır. Şeyh Said hazretlerinin kanı akmıştır. Bu topraklar mayasını maneviyattan alan yüzyıllardır ağır bedeller ödeyen bir coğrafyadır. Burası İslam’ın diyarıdır, gayri meşru yollara sapanların mekanı değildir.

Ey aziz halkımız, Rabbimizin bu ikazına dikkat edelim.

Rabbimiz, yüce kitabımızda “Yaptıkları kötülükten birbirlerini alıkoymazlardı. Yaptıkları şey ne kötüdür.” Mâide suresinin 79’uncu ayetinin muhatabı olduğumuzun farkında ve bilincinde olalım.

Buradan gayretkeş halkımıza ve yetkili mercilere sesleniyoruz:

1-Sapıklık ve lgbtlik namussuzluğunun parklara getirilmesi kabul edilemez.

2-Ailelerin olduğu bir ortamda çocukların olumsuz etkileneceği şekilde teşhircilik yapıp ahlaksızlığı yayacak davranışları sergilemek başlı başına bir suçtur.

3-Herkes kendi düşündüğü şekilde kendi özel hayatında gidip eğlenebilir, istediği haltı işleyebilir ancak herkesin gözü önünde ailelerin bulunduğu ortamda her düşünceden insanın paylaştığı ortamlarda gelip ahlaksızlığını başkalarına dayatma ve seyrettirme zorbalığı kabul edilemez.

4-Din, inanç ve değerler açısından evrensel bazı kurallar vardır. Toplumsal alan ile özel alan, arasındaki fark gözetilmelidir. Özel alanda yapılacak herhangi bir fillin toplumsal alanda yapılamayacağı tüm dünya toplumlarında kabul görülen bir realitedir. Realitenin dışına çıkmak, toplumsal alanı çiğnemek, topluma ve değerlerine karşı yapılmış en büyük saldırıdır. Bu saldırıyı yapanlar, özgürlük sınırlarını aştıklarını bilmeli, akıllarını başlarına almalılar.

5-Kürt halkı Müslüman ve namuslu bir halktır, bu namussuzlukları kabul etmesini kimse beklemesin.

6-Bu işin organizatörlüğünü üstlenen ve Kemalizm ideolojisini Kürt milletine dayatan Yalçın Küçük'ün söylediği şekilde Kürt halkını İslam'dan çıkarmak için çalışan melunlara da diyeceğimiz şudur ki; “Ne Nemrut’lar gelip geçti bu aziz topraklarda İbrahim’leri hak yoldan vazgeçiremedi. Bundan sonra da vaz geçiremez.”

7-Belediyenin imkanları halka hizmet için kullanılmalıdır. Belediyenin imkanları böyle şirret işlere harcanacağına, gençlerimize iş bulmak için kullanılması gerekir. Belediye kendini ahlaksızlığı yaymakla vazifeli mi sayıyor? Belediyenin bu ahlaksızlıkları vazife edinmesi; Şeyh Said’in Üstat Bediüzzaman Said’i Kurdi’nin Molla Cezeri’nin ve Ahmed’i hanin kemiklerini sızlatmaktadır. Bu ahlaksızlığın Kürt toplumunun inancında da töresinde de hiçbir zaman yeri olmamıştır ve olmayacaktır.

8-Yetkililere de sesleniyoruz; açık alanda teşhircilik yapıp kişinin özel odasında yapamayacağı şeyleri milletin önünde yapmak suçtur, ahlaksızlıktır. Başka sorunlara sebep olmadan yetkililer bu işe engel olmalıdır ve bu işe müdahale etmelidir. Aksi takdirde halk kendi ailesine bu tür ahlaksızlıklarını seyrettirmesini kabul etmeyecektir.

9-Halkımıza sesleniyoruz; parklar, bahçeler çocuklarımızın rahatça gelip eğlenebileceği, ailece rahat zaman geçirebileceği yerlerdir. Bu tür namussuzluklara kimsenin geçit vermemesi ve kabul etmemesi gerekir. Biz de halkımıza bu konuda duyarlı olmasını ve Kemalist ahlaksızlığı gençliğimize insanımıza dayatan bu rezilliğe karşı durması gerektiğini hatırlatıyoruz.

“Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayâsızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” Nahl suresi, 90’ıncı ayet

Ahlaksızlığı ve gayretsizliği kabul etmeyen özgür ruhlu halkımıza selam olsun. (İLKHA)