Kadına Şiddette Alkolün Etkisi ve CHP’nin samimiyeti(!)

Alkolden her yıl milyonlarca insan hayatını kaybetmekte. Dünyada trafik kazaları ve şiddetin başlıca sebeplerinden olan alkole karşı yeterince tedbir alınmazken Türkiye’de alkol bir kesimin dokunulmazı. Şiddet ve bilhassa da kadına şiddet hususunda çözüm merci olduğunu iddia eden CHP’nin alkol konusundaki faaliyetleri tam aksini ifade etmekte.

Ekleme: 29.05.2024 14:23:33 / Güncelleme: 29.05.2024 16:50:22 / Haber-Yorum
Destek için 

Haber Merkezi

ALKOLÜN İNSANLIĞA ZARARLARI

Tahribat ve zararları her geçen gün daha da belirginleşen alkolün kullanımı dünya genelinde artış eğilimi gösteriyor. 1990’dan 2017 yıllına kadar yüzde 70 oranında artış gösteren alkol, insanlar ve toplumlar üzerinde zararlı etkisini artırmakta. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre her sene 3 milyon insan alkolden dolayı ölmekte ve bu rakamın yüzde 13,5’i gençlerden oluşmakta. Alkolü en fazla tüketen 10 ülkeden 9’u Avrupa’da iken en az tüketen ülkeler ise Müslüman nüfus yoğunluğuna sahip yerler. Avrupa'da her yıl 15 yaş ve üzerindeki kişiler ortalama 9,5 litre alkol tüketirken bu rakam Türkiye’de 1,8 litre.

Alkol, pek çoğu kronik onlarca hastalığa; trafik kazalarının ve intiharların yüzde 15’ine sebep olmakta. Bilimsel verilerle belgelenen bu zararlara rağmen dünya genelinde yeterince önlem alınmadığı ifade edilmekte. Nitekim ABD'de 1996'dan 2015'e kadar en çok izlenen 100 filmin yarısında markalı alkol ürünlerinin tanıtıldığı kaydedildi. Popüler kültür ve medyanın etkisiyle alkollü ürünlerin tanıtım ve pazarlanmasının önünde engeller bulunmazken bunların hedef kitlesini de gençler oluşturmakta.

ALKOL VE KADINA ŞİDDET

Şiddet, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “fizikî güç veya iktidarın kasıtlı bir tehdit veya gerçeklik biçiminde bir başkasına uygulanması sonucunda maruz kalan kişide yaralanma, ölüm ve psikolojik zarara yol açması ya da açma olasılığı bulunması” olarak tanımlanıyor.

DSÖ’nün 2006 yılında alkolün şiddet üzerindeki etkisi üzerinde yaptığı araştırmaya göre, alkol kişilik bozukluğuna sebep olduğu gibi şiddetle doğru orantılı olduğu ortaya konuluyor. Nitekim 12,3 litre ile en çok alkol tüketen ülke olan Litvanya’da 2019 yılında işlenen kadın cinayetleri bir önceki yıla kıyasla yüzde 61,5 oranında arttığı gözlemleniyor.

Rapora göre, ABD'de, suçluların yüzde 35'i alkollüyken şiddete başvuruyor. İngiltere ve Galler'de, kişilerarası şiddet mağdurlarının yüzde 50'si, failin saldırı anında alkol etkisi altında olduğu, Rusya'da ise cinayetten tutuklanan kişilerin yaklaşık dörtte üçünün, olaydan kısa bir süre önce alkol aldığı rapor edilmiş. Güney Afrika'da saldırganların yüzde 44'ünün alkol etkisi altında olduğu, Çin'in Tianjin kentinde, mahkûmlar üzerinde yapılan bir araştırma saldırı suçlularının yüzde 50'sinin olaydan önce alkol aldığı tespit edilmiş.

KADINA ŞİDDETİN YÜZDE 70’İ ALKOL KAYNAKLI

Dünya Sağlık Örgütü’nün 30 ülkede yaptığı bir başka araştırmaya göre, alkol; kadına şiddet olaylarının yüzde 70’inide, tecavüz olaylarının yüzde 50’sinde ve cinayet vakalarının yüzde 85’inde başlıca unsur.

DSÖ raporunda yer alan verilere göre, ABD’deki şiddet uygulayan eşlerin yüzde 55’inin alkollü olduğu vurgulanıyor. Bu oranın İngiltere ve Galler’de yüzde 32, Güney Afrika’da yüzde 65 olduğu kaydedildi.

KADINA ŞİDDETİ 18 KAT ARTIRIYOR

Fals-Stewart’ın yaptığı araştırmaya göre ise kadına yönelik şiddetin en güçlü tetikleyicisi alkol. 2003’te gerçekleştirilen araştırma, erkeğin kadına fiziksel şiddet uygulama ihtimalinin alkol alındığı günlerde 18 kat daha fazla arttığına vurgu yapıyor.

TÜRKİYE’DE DURUM

Şiddet ve bilhassa da kadına şiddetin başlıca sebeplerinden olmasına rağmen Türkiye’de bir kesim için alkol dokunulmaz bir durumda. Politik bir unsur olarak görülen alkol, bir kesim için şiddet ile bağı araştırılmak şöyle dursun tartışmaya dahi kapalı. Alkole biçilen bu rol Türkiye’de, alkolün zararlarını bertaraf etme konusunda setler çektiği ve bu durum özellikle de genç nesli tehdit ettiği bir gerçek.

Türkiye’deki bu algıdan dolayı açıklamada bulunan HÜDA PAR Batman Milletvekili Serkan Ramanlı, toplumun ve devletin kadına yönelik şiddetin sebeplerini görmezden geldiğini ifade etti.

Ramanlı, "Kadına yönelik şiddetin sebepleri alkol, fuhuş ve madde bağımlılığıdır. Bunun üzerine gidilmesine yönelik bir irade bugüne kadar oluşmadı" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kadına yönelik şiddete erkek egemen anlayışın sebep olduğu iddia edilse de bu anlayışa sahip olmayan Avrupa'da da kadına yönelik şiddet devam ediyor. Orada sosyal hayatı düzenleyen baskın bir din de yok. Kadına yönelik şiddetin sebebi, alkol egemen, 'fuhuşerkil' toplumdur. Bu tür kötü alışkanlıklarla mücadele edilmediği sürece kadına yönelik şiddetin durdurulması mümkün değildir."

CHP SAMİMİ Mİ?

Kadına şiddet konusunda feminizm kaleleri olan mor dernek ve faaliyetlerine en yüksek desteği veren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) şiddetin müsebbibi alkolü görmezden gelmekle kalmayıp tüketimini artırmak için de adımlar atmakta.

CHP bir taraftan kadına yönelik şiddeti kınarken diğer taraftan şiddeti, fuhuşu ve madde bağımlılığına ön ayak olan alkol tüketimini artırma konusunda faaliyetlerde bulunmakta.

Nitekim CHP’li Denizli Büyükşehir Belediyesi, belediyenin işlettiği kafe ve restoranlarda alkol satışı yapılmasına oy çokluğuyla karar verdi.

Diğer bir CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi “özgürlük” adına sahilde gençlere yönelik alkollü mekân açtı.

Öte yandan Bursa'da CHP'li Mudanya Belediyesi, işçi ve personeline maaşlarını ödeyemezken, CHP ilçe örgütü ve Meclis üyeleri, Belediyenin MUDAŞ tesislerinde alkollü eğlence düzenledi. Ve bunun gibi daha birçok örnek.

Bir taraftan ‘kadına şiddet’ karşıtı ifadeler kullanıp ve hatta şiddete sebep olarak aziz İslam dinini hedef gösterirken diğer taraftan şiddete zemin oluşturduğu “bilimsel”  verilerle ortada olan alkolü kutsallaştırıp, yaygınlaştırılmasına çalışmak… Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtmez mi? Hakikatten CHP bu konuda samimi mi?