Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu hizmetlerinde vatandaşların artan şikayetlerine dikkat çekti

Son dönemde bazı kamu hizmetlerinde, vatandaşların şikâyetlerinin çoğaldığının farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Vatandaşı mağdur etmenin, görevden kaçmanın, işi ertelemenin vatandaşa 'bugün git, yarın gel' demenin mazereti olamaz." dedi.

Ekleme: 28.05.2024 17:55:05 / Güncelleme: 28.05.2024 18:01:21 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen Sayıştay’ın 162. Kuruluş Yıl Dönümü Programı’na katılarak bir konuşma yaptı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hantal devlet yapısından, çevik ve atılgan devlete geçilmesi için gayret gösterdiklerini vurgulayarak idari maslahatçılığı ortadan kaldırmak için çok ciddi çaba harcadıklarını söyledi.

Tüm vesayet biçimleri gibi bürokratik vesayeti de Türkiye ve millet için bir tehdit kaynağı olarak gördüklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Vatandaşa tepeden bakanlara, milleti kendisine mahkûm zannedenlere, insanımıza hizmet yerine eziyet edenlere, görevinin ifasında bahanelere sarılanlara, hukukun gereğini yapmaktan asla çekinmedik. Bugün de aynı yüksek sorumluluk bilinciyle hareket ediyoruz."

"Bugün git, yarın gel' demenin mazereti olamaz"

Son dönemde bazı kamu hizmetlerinde, vatandaşların şikâyetlerinin çoğaldığının farkında olduklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kurumlarımız çalışırken, idari, mali, hukuki ve bürokratik bazı sorunlarla karşılaşılması gayet tabiidir. Ama bunların hiçbiri vatandaşı mağdur etmenin, görevden kaçmanın, işi ertelemenin vatandaşa 'bugün git, yarın gel' demenin mazereti olamaz. Halktan, sorunlardan kopuk, görev şuuru eksik, devletle millet arasına duvar ören eski alışkanlıkların tekrar baş göstermesine izin vermeyiz. Bu tür yollara tevessül edenlerin de gözünün yaşına bakmayız." açıklamasında bulundu.

Milletin dertlerini dert edinmeyi, bunlara çözüm üretmeyi şiar edinmiş bir iktidar olduklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu anlayışla kendimizi sürekli hesaba çekiyor, nerede sıkıntı varsa ortadan kaldırmak için samimiyetle uğraşıyoruz. Halkımızın serzenişlerine kulaklarımızı asla tıkamıyoruz." dedi.

"Vatandaşlarımızın kamu hizmetlerinden memnuniyetini arttırmak amacıyla gayretlerimizi yoğunlaştıracağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti: "Sorunları çözmek, daha kaliteli, hızlı ve erişilebilir kamu hizmeti sunmak için kurumlarımızın karar verme mekanizmaları, iş süreçleri başta olmak üzere pek çok alanda atılabilecek ilave adımların hazırlığı içindeyiz. Vatandaşlarımızın kamu hizmetlerinden memnuniyetini arttırmak amacıyla gayretlerimizi inşallah daha da yoğunlaştıracağız. Bu çalışmalarımızda tüm kamuyu denetleyen Sayıştay Başkanlığımızın da tespitlerinden, önerilerinden istifade ediyoruz ve etmeyi sürdüreceğiz."

"Anayasanın demokratikleşmesine yönelik çok kritik adımlar attık"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in 100'üncü yaşının geçen sene coşkuyla kutlandığını, ardından büyük umutlar ve hedeflerle ikinci asrına yelken açıldığını belirtti.

Türkiye Yüzyılı'nın, şanlı tarihin ve başarıların rehberliğinde parlak bir gelecek inşasını hedeflediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu vizyon, güçlü ve hesap verebilir bir siyasal sistem, güvenilir bir hukuk mimarisi, istikrarlı ve sağlam bir ekonomik yapı anlamına geliyor. Türkiye Yüzyılı'nın kilometre taşlarından birisi, anayasal demokrasimizin yeni ve sivil bir anayasayla güçlendirilmesi ve kurumsallaştırılmasıdır. İktidarda olduğumuz dönemde yaptığımız çeşitli anayasa değişiklikleriyle anayasanın demokratikleşmesine yönelik çok kritik adımlar attık." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi'nin, millet ile devlet arasındaki bağları tahkim ettiğini ve yürütmenin demokratik meşruiyetini sağlamlaştırdığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yeni hükûmet sistemi sayesinde, yıllarca en büyük sorunumuz olan siyasi belirsizlik ortadan kalktı. Yönetimde güven ve istikrar tesis edildi. Bundan tam bir sene önce 28 Mayıs'ta yapılan Cumhurbaşkanı Seçimi’nin ikinci turunda millet kararını verdi. Ülkeyi kimin yöneteceği, hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde belli oldu." dedi.

"Türkiye'yi darbe anayasasından kurtarmak bizim için millî bir görevdir"

Türkiye'ye vakit ve enerji kaybettiren tartışmaların, siyaset kurumuna güveni zayıflatan biteviye koalisyon görüşmelerinin hiçbirinin yaşanmadığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Milletimiz seçim gecesi sandıkların açılması ve sonuçların belli olmasıyla kaldığı yerden işine, gücüne, normal mesaisine döndü. Yıllarca belirsizlik sebebiyle ekonomide, demokraside ve güvenlikte bedel ödeyen ülkemiz, bu açıdan bunun tarihî bir kazanım olduğunu gördü. Bu kazanımın korunması gerektiğine inanıyoruz. Elbette sistemin işleyişinde pürüzler çıkabilir, bunlar gayet doğaldır. Bu pürüzleri gidererek sistemin daha verimli, başarılı ve etkin çalışmasını sağlamak siyaset kurumunun uhdesindedir. Biz tecrübelerimizin ışığında sistemi iyileştirecek her türlü adımı atmaya hazır olduğumuzu söyledik, söylüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: "Eski sisteme dönüş... Bu bir polemiktir. Bu polemiğin ülkeye ve millete herhangi bir hayrının dokunmayacağı kanaatteyiz. Eskiye öykünmek yerine önümüze bakmanın, geleceğe odaklanmanın, istikbali inşa etmenin mücadelesini vermemiz şart. Yeni anayasa meselesi de gelecek vizyonumuzun bir parçasıdır. Dün de ifade ettim, Türkiye'yi darbe anayasasından kurtarmak bizim için millî bir görevdir. Evlatlarımıza çağdaş normlara uygun, kuvvetler arasında doğru denge kuran, demokratik hukuk devletini esas alan, siviller eliyle yapılmış yeni bir anayasa borcumuz vardır. Önümüzdeki dönemde bu borcu ödemek için çalışmaya devam edeceğiz."

Türkiye'nin, yeni anayasaya kavuşması için kuşatıcı, uzlaşmacı ve yapıcı tavırlarını son raddeye kadar muhafaza edeceklerini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın" felsefesinin, devlet kurumlarının halka hizmet etmelerinin yanı sıra halka hesap vermelerini de gerektirdiğini söyledi.

"Hiçbir kurum, insanımızın yüreğini sızlatacak bir savurganlık içinde olamaz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Şunu çok net ifade etmek isterim, ister merkezi idare ister yerel yönetim olsun milletin vergilerini harcayan hiçbir kurum, insanımızın yüreğini sızlatacak bir savurganlık içinde olamaz. Milletin, çoluk çocuğunun rızkından keserek oluşturduğu kıt kaynakların birilerinin şahsi reklam bütçesine dönüşmesini hoş karşılayamayız. Son dönemde eş, dost ve kısım atamalarıyla birlikte maalesef belediye imkânlarının kişisel amaçlar için kullanıldığını üzülerek görüyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Bir kısmı yakın zamanda medyaya da yansıyan bu hadiseler, milletin kamu kurumlarına ve siyasetçilere olan güvenini de derinden sarsmaktadır. Kimse kusura bakmasın ama milletin cebinden basın mensuplarına özel uçakla Roma turu yaptırmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu konuda atanmış veya seçilmiş fark etmeksizin tüm makam sahipleri daha dikkatli, daha hassas davranmalı, kamu malına özen göstermelidir. Bu hassasiyetimizin yeni bir nişanesi olarak önceki hafta kamuda verimlilik ve tasarruf paketini milletimizle paylaştık. Tasarruf kültürünün toplumumuzda yaygınlaştırılmasına önem veriyoruz. Türkiye, başkaları gibi sınırsız petrolü, altını, elması, doğal gazı olan bir ülke değildir."

"Elimizdeki imkânları verimli şekilde değerlendirmekten başka seçeneğimiz bulunmuyor"

Türkiye'nin üreterek, çalışarak, didinerek ayakta kalan bir ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Elimizdeki imkânları verimli ve etkin şekilde değerlendirmekten başka bir seçeneğimiz bulunmuyor. Kamuda tasarrufu sadece harcamaların kısılması olarak göremeyiz. Mali anlamda daha az kaynak kullanmak elbette bunun bir unsurudur. Ama bununla birlikte mevcut kaynakların verimli hizmetlere yöneltilmesi ve hizmetlerin mümkün olan en düşük bütçeyle yapılması da önemlidir. Biz daha az kaynakla daha başarılı hizmet verilmesini hedefliyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu kaynaklarını en ekonomik şekilde kullanırken, kurumların iş süreçlerinin yeniden düzenlenmesine, teknolojinin en üst düzeyde kullanılmasına, personelin en verimli şekilde istihdamına, idari yapıların yeniden gözden geçirilmesine kadar birçok boyutu göz önünde tuttuklarını söyledi. (İLKHA)