Yapay zeka akademik çalışmaları nasıl etkiler?

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Serkan Uçan, yapay zekanın akademik çalışmalara etkisi hakkında yaptığı açıklamada; Yüksek Öğretim Kurumu’nun, yapay zekâ hakkında çalışmalar yapması ve politika belirlemesinin önemine dikkat çekti.

Ekleme: 24.05.2024 17:20:06 / Güncelleme: 24.05.2024 18:17:56 / Bilim & Teknoloji / İstanbul Haberleri
Destek için 

Günümüzün en önemli teknolojilerinin başında gelen yapay zeka birçok alanı etkilediği gibi eğitim dünyasını ve bilimsel çalışmaları da etkiliyor.

Yükseköğretim Kurulu dijitalleşme, yapay zeka ve büyük veri konusunda yürüttüğü teknik çalışmalar kapsamında, "Yükseköğretim Kurumları Bilimsel Araştırma ve Yayın Faaliyetlerinde Üretken Yapay Zeka Kullanımına Dair Etik Rehber" hazırladı.

Hızla gelişen Üretken Yapay Zeka (ÜYZ) alanındaki riskleri ve fırsatları anlamaya, değerlendirmeye, risklere karşı önlem almaya katkı sağlamak üzere yükseköğretim kurumlarını bilgilendirme amacıyla hazırlanan rehber üniversitelere gönderildi.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Serkan Uçan, yapay zekanın akademik çalışmalara katkısı hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

“Yapay zekanın akademik dünya ve bilimsel çalışmalara etkisini bir bakıma mikroskobun icadına benzetebiliriz”

Son yıllarda yapay zeka alanında yaşanan gelişmelerin hayatın her alanını etkilediğini dile getiren Uçan, “Diğer alanlara kıyasla en büyük etkiyi aslında akademik dünyada ve eğitim ortamlarında hissetmekteyiz. Özellikle yapay zekânın akademik dünya ve bilimsel çalışmalara etkisini bir bakıma mikroskobun icadına benzetebiliriz. Çünkü mikroskop icat edildiğinde çok hızlı ve büyük bilimsel gelişmeler yaşanıyor. Daha önceden gözlenemeyen mikroorganizmalar, hücreler vesaire daha detaylı bir şekilde gözlenebiliyor. Birçok deney yapma imkânı ortaya çıkıyor bunlar tabii bilimsel araştırmaların hızlanmasına ve yeni bilim alanlarının ortaya çıkmasına da yardımcı oluyor; biyoloji, tıp gibi. Yapay zekayla aslında hani 1700-1800’lü yıllardaki hızlı bilimsel gelişmenin şu an tekrarını görmekteyiz.” dedi.

“Yapay zekanın büyük bir potansiyeli var”

Uçan, “Yapay zekâyla birlikte bilimsel araştırmalarımız, akademik çalışmalarımızı; daha hızlı, etkili, verimli bir şekilde gerçekleştirme fırsatı bulmaktayız. Data analizinden tutun verilerin karşılaştırılması… Büyük veri setlerini düşünelim mesela normalde insanların analiz yaptığını düşünürsek belki haftalar sürecekken biz şu an büyük veri setlerini yapay zeka teknolojileri uygulamaları sayesinde hızlı bir şekilde yapabilmekteyiz ve daha verimli sonuçlar alıyoruz. Çünkü ilişkileri daha net bir şekilde yapay zeka bize gösterebiliyor, gözümüze çarpmayan görüntüleri ortaya çıkarabiliyor. Bu noktada büyük bir potansiyeli var yapay zekanın.” şeklinde konuştu.

"En kısa zamanda Yüksek Öğretim Kurumu’nun, üniversitelerin bu konuda çalışmalar yapması ve politika belirlemeleri önemlidir"

Yapay zeka ile birlikte yeni bilim alanlarının da ortaya çıkmaya başladığına dikkat çeken Uçan, “Bilindiği üzere YÖK yeni programlar açtı. Son bir yılda bunun üzerinde çalışmalar yapılıyor. Araştırma sürecini kolaylaştırmasının yanı sıra yine araştırma sonuçlarının raporlanmasında da aslında yapay zekadan hocalarımız yararlanıyor. Özellikle akademik yazım sürecinde literatürün taranması, bulguların raporlanması gibi konularda da aslında yapay zekânın potansiyeli çok büyük. Burada tabii ki biraz da kafa karışıklığı, soru işaretleri var. Çünkü YÖK henüz yapay zekanın akademik çalışmalarda, özellikle akademik yazı yazma sürecinde kullanımıyla ilgili akademisyenleri bilgilendirici bir açıklama yapmadı. Çalışmalar yapıyorlar, çalıştaylar falan düzenliyorlar ama akademisyenlerde şöyle bir soru işareti söz konusu; ‘Acaba sınırlar ne? Yani ben yapay zekadan hangi ölçüde yargılanabilirim?’ bu noktada biraz soru işaretleri var. Bu noktaya en kısa zamanda ben YÖK'ün temas edeceğini ve akademisyenleri de bilgilendirecek çalışmalar yapacağını ümit ediyorum. Biz de mesela kendi üniversitemizde özellikle akademik yazım sürecinde hem editörler hem hakemler hem de yazarlar için bir rehber atlasını hazırladık. Çünkü bunun bir sorun olarak görüyoruz aslında. Yapay zekânın tabii ki potansiyelleri var ama etik olarak da araştırma etiği olsun, yayın etiği olsun bu noktalarda da bazı riskler de taşıyor. Bu nedenle sorunlu ve etik açıdan uygun bir şekilde kullanımı için de bence en kısa zamanda Yüksek Öğretim Kurumu’nun, üniversitelerin bu konuda çalışmalar yapması ve politika belirlemeleri önemlidir. Uluslararası yayınevlerine baktığımızda da birçoğu bu konuda yapay zekânın nasıl kullanılabileceği, hangi sınırlar dahilinde kullanılabileceğiyle ilgili politika metinleri oluşturmuşlar. İnşallah Türkiye'de de üniversitelerimizde de bu politika metinlerini en kısa zamanda görme fırsatımız olur.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)