Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB), İkiz Kuleler'de düzenlenen 80. Genel Kurulu’na katılarak bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milletin emanetini taşıyan bir siyasetçi olarak Türk ekonomisinin nabzının attığı TOBB Genel Kurullarına iştirak etmeye her zaman önem verdiğini belirterek, burada dile getirilen yapıcı eleştirilerden faydalanmaya gayret ettiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Dünyayı takip eden vizyoner ve ufuk sahibi siz kardeşlerimin katkılarının, bizim nazarımızda daima özel bir yeri oldu. Meselelerimizi sizlerle konuştuk. Sorunlarımıza ortak akılla çözüm aradık. Engelleri sırt sırta vererek birlikte aştık. Siz bize yol gösterdiniz, yoldaşlık ettiniz, zor zamanlarımızda yanımızda durdunuz. Özellikle son dönemde oda ve borsalarımızın kapasiteleri müthiş arttı. Dünyanın en iyi ve en çok hizmet üreten ilk üç oda sisteminden biri hâline geldiniz. Biz de bu süreçte size daima destek olduk. Hedeflerinizi ve hayallerinizi gerçekleştirmeniz için önünüzü açtık. Geçen sene, milletimizin 60 yıldır içinde uhde olarak kalan Türkiye'nin otomobili Togg'u birlikte hayata geçirdik. Bugün yollarımızı aşındıran binlerce Togg'da siz kardeşlerimin desteği ve emeği bulunuyor."
Çeşitli sabotaj girişimlerine rağmen Türkiye'ye kazandırılan TOGG'un ne kadar stratejik bir hamle olduğunun bugün daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, elektrikli araç piyasasının son bir yıl içerisinde çok büyük bir ivme yakaladığını bildirdi.
Son bir yıl içinde ardı ardına yaşanan üç seçimin iş dünyasını çok yorduğunu aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2023'ün Türkiye ekonomisi açısından çok meşakkatli bir yıl olduğunu vurguladı.
"Seçim gündemi yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattı"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemiz maalesef seçim atmosferinden bir türlü kurtulamadı. Yine bu dönemde başta Gazze krizi olmak üzere bölgemizde, ülkemizi de doğrudan etkileyen çatışmalar patlak verdi. Tek başına seçim gündeminin bile bürokrasi, yatırımları, iş dünyamızın gelecek planlarını yavaşlattığı hakikattir. 31 Mart Seçimlerinin de geride bırakılmasıyla inşallah dört yıllık seçimsiz döneme girmiş bulunuyoruz. Bundan sonra asıl meselelerimize daha fazla odaklanabilecek, milletimizin gerçek gündemine daha fazla vakit ve kaynak ayırabileceğiz" diye konuştu.
Küresel ekonominin son beş, altı yıldır fırtınalı sulardan geçtiğinin herkes tarafından bilindiğine dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: "Salgının çok öncesinde başlayan belirsizlik iklimi, Rusya-Ukrayna savaşı ve diğer bölgesel çatışmalarla daha da kesifleşti. Dünyada son 50-60 yılın zirvelerine çıkan enflasyon, atılan tüm adımlara rağmen ekonomiler için endişe unsuru olmayı sürdürüyor. Amerika ve Avrupa merkez bankaları enflasyonun ateşinin ne zaman düşeceğine dair hâlen net bir tarih veremiyor.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Türkiye olarak küresel ekonominin genel seyrinden ve bölgemizdeki krizlerden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz. Tabii biz tüm bu dış faktörlerin yanı sıra, 6 Şubat tarihinde ekonomimize maliyeti 104 milyar dolara ulaşan asrın felaketini de yaşamış bir ülkeyiz. 6 Şubat depremlerinde 53 bini aşkın insanımız hayatını kaybederken, 115 bin ticarethanenin aralarında olduğu 850 bin bağımsız bölüm kullanılamaz hâle geldi. Deprem bölgesinden gelen oda ve borsa başkanlarımız ne kadar devasa bir yıkımla karşı karşıya kaldığımızı çok daha iyi bilirler. Depremzede illerimizin toparlanması için verdiğimiz mücadelenin en yakın şahidi de yine bu arkadaşlarımızdır."
“Sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 28 Mayıs 2023'te yapılan Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci tur oylamasının hemen sonrasında ekonomide güçlü bir ekip kurduklarını belirterek, Orta Vadeli Program ve 12. Kalkınma Planı'yla gelecek beş yıla ait yol haritalarını belirlediklerini söyledi.
Son 11 aydır da bu yol haritasını harfiyen uyguladıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Mahallî İdareler Seçimleri'nde pek çok eleştiriyi göğüsleme, hatta sandıkta bedel ödeme pahasına kararlı duruşumuzu esnetmedik. Vaatlerin havada uçuştuğu bu dönemde popülizme meyletmedik. Daha önce de söyledim, şahsi ikbalimiz için ülkemize ve milletimize ilave yük oluşturacak hiçbir adım atmadık, bundan sonra da atmayacağız." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükûmetlerinin 31 Mart seçim sürecinde sergilediği özverili tavrın değerinin gelecekte daha iyi anlaşılacağına inandıklarına vurgu yaparak, "Bugün bize serzenişte bulunanlar, inşallah yarın hayır dua edeceklerdir." değerlendirmesini yaptı.
“Vatandaşımızın işini, aşını koruması temel prensibimizdir”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim için hayati öneme haiz başlıklardan biri de istihdam. Vatandaşımızın işini, aşını koruması temel prensibimizdir. Ekonomimiz istihdam oluşturmaya devam ediyor. Mart ayında istihdam 32,6 milyon kişiye ulaşırken işsizlik oranı yüzde 8,6 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı son 11 yılın en düşük seviyesine geriledi. Mart verilerinin bir başka özelliği, 11 aydır işsizlik oranının tekli rakamlarda seyretmesidir. Burada yakaladığımız istikrarı inşallah perçinleyerek sürdüreceğiz.” diye ekledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş gücü piyasasında ortaya çıkan arz-talep dengesizliğini gidereceklerinin altını çizerek, genç işsizliğin yüksek seyrettiği bir ortamda özel sektörün personel bulamamaktan şikâyet etmesinin ortada bir sorun olduğunu gösterdiğini aktardı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Özel sektörümüz eleman eksikliğinden dolayı işlerini büyütemez hatta daralmaya giderken istihdam kapısı olarak devlete yüklenilmesi vahim bir hatadır. Sosyolojik kökleri de olan bu yanlıştan ülkemizi kurtarmamız gerekiyor. Siyasetten önce rızkını hem işçi olarak hem de ticaret yaparak kazanmış bir kardeşinizim. Rızkın onda dokuzunun ticarette olduğu müjdesine kendi şahsi hayatımda bizzat şahitlik ettim.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu açıklamalarda bulundu: “Gençlerimizin ticarete, sanata, spora, sanatkârlığa, memurluk dışında farklı alanlara yönelmesini her zaman tavsiye ettim. Aynı kanaatimi bugün de koruyorum. Bu konuda mesleki eğitim ve yükseköğretim başlığı olmak üzere nerede sorun üreten bir alan varsa hep beraber çözüme kavuşturacağız. İş gücü piyasasında ihtiyaç duyulan beceri ve yetkinlikleri geliştirecek nitelikli istihdamı artırmaya yönelik politikalara ağırlık vereceğiz."
Türkiye'nin gelişmekte olan ülkeler arasında güçlü bir hikâyeye sahip olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin risk primi giderek düşüyor. Bu düşüş sayesinde iş dünyamızın dış finansmana erişim koşulları da iyileşiyor. Geçen yıl mayıs ayında 97,1 milyar dolar olan rezervlerimiz, bugün 127 milyar dolar seviyesine yükseldi." dedi.
“Gelirlerimizi artırmak için daha çok çalışmak, daha fazla üretip ihraç etmek mecburiyetindeyiz”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomi programını güçlendirecek kritik adımlar attıklarına vurgu yaparak, mali disiplini sürdürerek para politikasının etkinliğini artıracak ve enflasyonla mücadeleye güçlü destek vereceklerini söyledi.
Programın güçlendirilmesinde üç temel öncelikleri olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Kamuda harcama, kontrol ve kesintileriyle tasarrufları artırıyoruz. Bütçedeki yatırım ödeneklerini gıda, tarım, yeşil ve dijital dönüşüm gibi öncelikli alanlara yönlendireceğiz. Ayrıca yapısal reformları hızlandırıyoruz. Şu gerçeği hepimizin kabullenmesi gerekiyor. Türkiye hem üreterek büyümek hem de tasarruf ederek kaynaklarını en verimli biçimde kullanmak zorunda olan bir ülkedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim son dönemde keşfettiklerimiz dışında etrafımızdaki ülkeler gibi öyle çok büyük yer altı zenginliklerimiz yok. Alın terimizden ve kendi bileğimizin gücünden başka hiçbir şeye umut bağlayamayız. Gelirlerimizi artırmak için çalışmak, daha çok çalışmak, daha fazla üretip ihraç etmek mecburiyetindeyiz. Atalarımız, 'İşten artmaz, dişten artar' demişlerdir.” dedi.
“Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak”
Tasarruf kültürünü ve verimliliği artırmak için talimat verdiğini ve ekonomi yönetiminin bu konuda kapsamlı bir çalışma yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan kamu malının korunmasına son 21 yılda daima ihtimam göstermiş bir hükûmetiz. Mali disiplinden taviz vermeyerek, ortalama bütçe açığının millî geliri oranını yüzde 2,4 seviyesinde tutarak bu hassasiyetimizi ispat ettik. Şimdi bunu bir üst seviyeye taşıyoruz." ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu kurumlarının millete ve iş dünyasına tasarruf kültüründe de örnek olmasını, rehberlik etmesini hedeflediklerine dikkati çekerek şunları aktardı: "Birincisi, bu paket kamuda verimliliği artırarak tasarrufu sağlamayı amaçlıyor. İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir uygulama modelini hayata geçiriyoruz. Üçüncü ve son olarak tedbirler bütün kamuyu kapsıyor. Yani merkezi idareler, yerel yönetimler, kamu iktisadi teşebbüsleri, döner sermayeler ve fonlar bu paketin kapsamındadır.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu çerçevede tasarruf tedbirlerine istisnasız olarak tüm kamu idarelerimiz ve personeli uymak zorundadır. Harcanan her kuruşun hesabını soran bir bakış açısını egemen kılıyoruz. Böylece ülkemizin kaynaklarını çok daha verimli ve öncelikli alanlarda kullanabileceğiz. Tasarruf kültürü yaygınlaştıkça ve toplum tarafından sahiplenildikçe cari açıktaki iyileşme de hız kazanacak. Yerli üreticiler inşallah bundan olumlu etkilenecek. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketinin sadece üç yıllık bir hedef olarak görülmemesi gerektiğine inanıyorum. Kamuda tasarruf kültürünü kurumsal bir niteliğe kavuşturarak bu konudaki farkındalığın sürekli yüksek kalmasını sağlayacağız." (İLKHA)