İşgal rejimi, İstanbul’da yargılandı

Gazze’de yaklaşık 8 aydır soykırım suçu işleyen siyonist işgal rejimi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi İnsan Hakları Araştırma ve Uygulama Merkezinin öncülüğünde üniversitede oluşturulan farazi bir mahkeme tarafından yargılandı.

Ekleme: 15.05.2024 17:25:11 / Güncelleme: 15.05.2024 17:29:55 / Güncel / İstanbul Haberleri
Destek için 

Mahkeme, Güney Afrika’nın 2023’ün son günlerinde Uluslararası Adalet Divanı’nda işgal rejimine karşı açmış olduğu soykırım davasını esas aldı.

İlk duruşması geçtiğimiz hafta yapılan mahkemenin, karar duruşmasında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Berdal Aral ve Dr. Öğr. Üyesi Özlem Yücel ile birlikte İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Abdülkadir Akıl hakim olarak görev aldı. Yargılama sürecinde görev alan öğrenciler de davacı Güney Afrika ile davalı işgal rejimi taraflarını temsil etti.

Yargıçların ilk sözü Güney Afrika tarafını temsil eden öğrencilere vermesiyle birlikte muhakeme başladı. Güney Afrika tarafını temsil eden öğrenciler, işgal rejiminin tüm dünyanın gözünün içine baka baka masum insanlara yönelik bir soykırım suçu işlediğini ileri sürdü.

Yargılamayı birçok akademisyen, öğrenci ve üniversite mensubu izledi.

Mahkeme heyeti, tarafların savunmasını dinledikten sonra ilgili uluslararası hukuk çerçevesinde kararını açıkladı.

Karar anında temsili avukatlar ve seyirciler ayağa kalktı.

Mahkeme adına gerekçe okunduktan sonra Güney Afrika haklı kabul edilerek işgal rejimi suçlu bulundu.

Temsili mahkemenin başkanlığını yapan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berdal Aral, karar duruşmasının ardından İLKHA muhabirine konuştu.

“Mahkememiz; israilin bu suçları ifa ettiğini, delillerle ve uluslararası hukuk metinlerine bakarak ortaya koydu”

Uluslararası Adalet Divanı’nda Güney Afrika ile işgal rejimi arasında devam eden bir dava olduğunu ve davanın halen devam ettiğini hatırlatan Aral, “Dava ne zaman biter bilmiyoruz. Biz en azından bu dava sürecinde ne yapabiliriz diye düşünerek burada farazi bir mahkeme kurmuş olduk. Çünkü davanın ne zaman sonuçlanacağını bilmiyoruz. Çok uzun sürecek bir dava ama biz eldeki verilere bakarak; ‘acaba burada israilin ifa ettiği fiiller soykırım suçu teşkil ediyor mu?’ diyerek bu durumu mahkeme olarak ortaya koymaya çalıştık. Bu konuda ciddi bir çalışma yapıldı. Hem israil hem de Güney Afrika tarafını savunan avukatlar oldu. Bu avukat arkadaşlarımız hukuk fakültesi öğrencisiydi. Çok ciddi araştırmalar yaparak tarafların tezlerini dikkate alan arkadaşlar, okumalar yaparak çok güzel metinler ortaya çıkardılar. Bu ciddi bir mahkeme oldu aslında. Mahkememiz; israilin bu suçları ifa ettiğini, delillerle ve uluslararası hukuk metinlerine bakarak ortaya koydu. Duygusal davranmamaya çalıştık. Zaten israili savunan arkadaşlara da eşit haklar verdik, onlar kendi argümanlarını ortaya koydular. Aslında öğrencilerimiz ve Türkiye olarak Filistin davasına sahip çıkmamız gerektiği hususu önem taşıyor. Uluslararası hukuka ve yargılamaya daha çok angaje olmamız gerekiyor. İnsanlarda daha çok bilinç ve farkındalık oluşturmamız lazım.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)