Hareketesizlik kemik erimesini tetikliyor!

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İnanır, konu hakkında bilgiler verdi.    

Ekleme: 11.05.2024 13:09:21 / Güncelleme: 11.05.2024 13:15:41 / Sağlık
Destek için 

Osteoporoz halk arasında bilinen adıyla kemik erimesi, vücuttaki kemiklerin sertliklerinin azalması sonucunda zayıf ve kırılabilir hale gelmeleri ile ortaya çıkmakta olup en sık karşılaşılan kemik hastalığıdır.

Vücuttaki bütün kemiklerde görülebilen Osteoporoz, en fazla omurga, kalça ve el bileğini etkiler. Çoğunlukla kırık oluşmadıkça sessiz seyreder. Kemik kırılganlığının artışına bağlı omurga, kalça, el bileği kırıkları meydana gelebilir. Genelde 45 yaşında üzerinde görülmeye başlayan Osteoporoz, kemik yapısı içinde kalsiyum azalmasına bağlı olarak kemiğin kırılma olasılığını artıran bir hastalıktır.

Osteoporoz belirtileri nelerdir?

Osteoporozun en yaygın belirtisi, omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrılardır. Bu ağrıların nedeni de zayıflayan kemikte görülen mikro kırıklar olarak açıklanmaktadır. Kemiklerde mikroskobik düzeyde bir sürü kırık vardır. Bu kırıklar vücut tarafından yapılan yeni kemik dokusu ile onarılmaktadır. Ancak bu metabolik durum osteoporozda yavaşlamaktadır. Bu durumda da küçücük kırıklar büyüyerek büyük kırıklara neden olabilmektedir. Osteoporozun belirtileri arasında, bel ve sırt ağrısı, boyda kısalma, kamburlaşmaya götürebilen kırıklar sayılabilir.

Osteoporoz neden kadınlarda daha fazla görülüyor?

Türkiye Osteoporoz Derneği verilerine göre; 50 yaşın üzerinde (üç kadından birinde ve 5 erkekten birinde)  görülebilmektedir. Osteoporoz, zayıf, ince ve narin yapılı kadınlarda daha fazla görülüyor. Kadınlarda menopoza girmek, osteoporoz için önemli bir risk faktörü durumundadır . Kadınlarda menopoz öncesi kemik erimesine az rastlanmaktadır. Menopoz sonrası kemik erimesi ve kırıklar sıklıkla görülebilmektedir. Bunun en önemli nedeni menopoz dönemine giren kadınların kadınlık hormonlarında azalma görülmesidir.

Osteoporoz neden erkeklerde daha nadir görülür?

Erkeklerin kadınlara göre daha kısa ömürlü olması, iskelet gelişimi sırasındaki erkeklerdeki yüksek kemik kütlesi oranına sahip olması, erkeklik hormonu olarak da bilinen "testosteron"un kemikler üzerindeki koruyucu etkisinin varlığı, kemik yıkımını hızlandıran menopoz  gibi bir durumun erkeklerde olmaması sayılabilir.

Osteoporoz risk faktörleri nelerdir? 

İleri yaş döneminde olmak, genetik yatkınlık, yetersiz güneşlenme, yetersiz kalsiyum, fosfor ve D vitamini alımı, kadın cinsiyet, menopoz sonrası dönemde olmak, Tiroid ve cinsiyet hormonlarına dair bozukluklar, adrenal bez hastalıkları, sürekli steroid içerikli ilaç kullanımı, sigara – alkol – kahve tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı sürmek.

Tanısı nasıl konulur?

Osteoporoz tanısı DEXA adı verilen yöntem sayesinde elde edilen verilere ve kırık var olup olmamasına göre konulmaktadır.

Tedavisi nasıldır?

Osteoporozu  ilaç ve ilaç dışı yöntemlerle tedavi etmek gerekmektedir.  Osteoporoz teşhisi konulan hastalarda kırık veya kırıklar oluşmamışsa koruyucu tedaviye başlanmalıdır. Koruyucu tedavide ana esas, hastaya aktivite kazandırmak ve egzersiz yapmasını sağlamaktır. Tempolu yürüyüşler, yüzme kemiğin mevcut kuvvetini korumasını sağlayabilir. İlaç tedavisi hastanın durumuna göre tercih edilmektedir ve her hastaya göre değişiklik göstertebilir. Koruyucu ilaçlar ise osteoporoz döneminde görülen yıkımı azaltabilir ve dengeleyebilir. Bu tür ilaçlar hastanın yaş grubuna uygun olarak tedavide kullanılmaktadır. İlerlemiş osteoporozda omurgasında kırıklar başlayan hastalarda bu kırıklara bağlı ağrıları azaltmak için bazı ek tedbirler alınmalıdır. Düzenli egzersiz programları, korse tedavisi ve organik malzemelerle kemik içinin doldurulması tedavide uygulanması gereken hususlardır. Kemik erimesi, çok yaygın görülen bir hastalık olması nedeniyle sizde de oluşabileceğini ve ilerleyen yaşlarda ciddi sorunlara yol açabileceğini göz önünde bulundurularak kontrollerinizi düzenli olarak yaptırmaya özen göstermelisiniz.

Osteoporoz'dan korunmanın yolları nelerdir?

Küçük yaştan itibaren kalsiyum ve D vitamini açısından zengin beslenme alışkanlığının kazandırılması, spor yapma, güneşlenme önemlidir. Sigara ve alkolden uzak durulması, osteoporozun erken tanınması, osteoporoz gelişen hastalarda uygun tedavinin zamanında sağlanması ve kırık oluşumunun önlenmesidir. Kırık gelişen hastaların minimum zararla atlatmasının sağlanması, komplikasyon oluşumunun önlenmesi ve yaşam kalitesinin arttırılması gerekmektedir.  (İLKHA)