Avrupa İslami Finans ve Ekonomi Akademisi (EAIFE), Lübnan'daki El-Cinan Üniversitesi ve Malezya'daki Uluslararası İslam Üniversitelerinin de desteğiyle Zoom üzerinde konferans düzenledi.
Bu yıl beşincisi düzenlenen ve "İkinci Yüz Yılında Türkiye kalkınması ve İslam Ekonomisi " başlıklı konferansa Dünya Müslüman Âlimler Birliği Başkanı Profesör Ali Muhyiddin Karadaği, İskenderiye Üniversitesi Ekonomi Profesörü Abdurrahman Yusri Ahmed, El-Cinan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Profesör Salim Fethi Yeken, Malezya İslami Bankacılık ve Finans Enstitüsü Arapça Programı Başkanı ve Avrupa İslami Finans ve Ekonomi Akademisi (EAIFE) Başkanı Profesör Eşref Devabe başta olmak üzere 15 ülkeden ekonomi ve İslami finans alanında çalışan 30 akademisyen ve araştırmacı katıldı.
Uluslararası konferansa katılanlar, Türkiye'ye İslami ekonomi sistemini uygulamaya başlaması çağrısında bulunarak, bu sistemin ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik krizlere çözüm getirebileceğini ve devlet gelirlerini iki katına çıkarabileceğini vurguladılar.
Konferans başkanı ve İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi İslam Ekonomisi Profesörü Eşref Devabe, Türkiye'de İslami bir ekonomik sistemin kurulmasının ülkenin karşı karşıya olduğu ekonomik ikilemleri çözeceğini ve arzu edilen refaha ulaşılacağını söyledi.
Devabe: "Enflasyon, AK Parti'yi ağır bir şekilde vuran ölümcül bir hastalıktır"
Konferansın açılış oturumunda konuşan Devabe, Türkiye'deki ekonomik yeniden doğuşun halen başta enflasyon, borç ve ödemeler dengesi açığı olmak üzere ekonomik krizlerle karşı karşıya olduğunu ve bu krizlerinin şiddetinin Rusya-Ukrayna savaşından kaynaklananlara ek olarak geçtiğimiz şubat ayında yaşanan deprem felaketi ve öncesinde tüm dünyayı etkileyen Korona krizi ile daha da arttığını ifade etti.
Devabe, "Ekonomi, iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi'nin (AK Parti) son yerel seçimlerde muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) lehine yenilgiye uğramasında önemli bir etken olmuştur. Enflasyon, partiyi ağır bir şekilde vuran ölümcül bir hastalıktır ve hükümet acil bir çözüm bulamamıştır." ifadelerini Kullandı.
Yusri: "Küresel ekonominin dayandığı faiz sistemi krizlere neden oluyor"
İskenderiye Üniversitesi'nde ekonomi profesörü olan Abdurrahman Yusri, İslami ekonomik sistemin uygulanmasının üç ana sütuna dayandığını belirterek, bunların; "alışverişlerde adalet, ekonomik koşullarda istikrar ve ekonomik ilerleme" olduğunu kaydetti.
Yusri, şunları sözlerine ekledi: "Batılı pozitivist ekonomik araçların uzun vadede İslam ülkeleri için faydalı olacağını düşünenler hayal görüyor. Küresel ekonominin dayandığı faiz sisteminin zaman zaman küresel mali krize neden oldu ve bunun sonucunda birçok projen çöktü."
Yusri, "savunduğumuz İslami ekonomik alternatiflerin başarısının önündeki engellerin kaldırılması ve başarılı pratik alternatiflerin sunulması gerektiğini belirterek, ekonomik güçlerini arttırmak için İslam ülkeleri arasında entegrasyon projelerinin başlatılması gerektiğini" vurguladı.
Al-Jarhi: Ekonomik güç, İslami sistemi uygulamaktan geçer
Konferansta konuşan Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesinden Ekonomi Profesörü Mabid Ali Al-Jarhi, "pratikte ve teoride başarısızlığı kanıtlanmış olan kapitalist ekonomik sistem nedeniyle Türkiye'nin birçok ekonomik kaynağının çökme tehdidi altında olduğunu" vurgulayarak, ekonomik gücün İslami ekonomik sistemini uygulamaktan geçtiğini" söyledi.
Al-Jarhi, İslam ülkelerinin ekonomik sorunlar ve zorluklarla karşı karşıya olduğunu ve ancak İslami bir ekonomik sistem uyguladıkları takdirde sosyal adalet, hızlı büyüme, sürdürülebilirlik ve çevre dostu bir kalkınma sağlayabileceklerini" sözlerine ekledi.
"İslami ekonomik sistem zaten var ve acilen bunu uygulamamız gerekiyor." diyen Al-Jarhi "Örneğin Türkiye, para basma konusundaki egemenlik haklarından devlet gelirlerinin üç katını elde edebilir, çünkü İslam ekonomisi borçlanmaya dayalı para yerine mülkiyete dayalı para basmaya dayanıyor." diye konuştu.
İki gün süren konferansta, başta kalkınma ve kriz arasındaki Türkiye ekonomisi, enflasyon sorunu ve Türkiye'nin ekonomik ve sosyal göstergeleri, Türkiye'nin kalkınmadaki rolünün arttırılması ve karşı karşıya olduğu iç ve dış zorluklar çerçevesinde Türkiye ekonomisinin geleceğinin öngörülmesi olmak üzere çeşitli konular ele alındı. (İLKHA)