Erakın: Kronik hastalıklarda ilaç yokluğu büyük sorun teşkil ediyor

Bursa Eczacılar Odası Başkanı Adnan Erakın, ilaç sıkıntısının özellikle kronik hastalar için ciddi riskler taşıdığını belirterek, böbrek yetmezliği, çok kuvvetli ağrı kesiciler, diyabet, psikiyatri, nöroloji, hipertansiyon ve kalp ilaçlarının ecza depolarında olmadığını kaydetti.

Ekleme: 08.05.2024 14:45:06 / Güncelleme: 08.05.2024 15:02:14 / Güncel / Bursa Haberleri
Destek için 

Sağlık Bakanlığı, mevcut İlaç Fiyat Kararnamesi’ne göre bir önceki yılın Euro kurunun ortalamasının yüzde 60’ını alarak ilaç fiyatlarını belirliyor.

Son yıllarda özellikle kurdaki aşırı artış, enflasyondaki yükselmeye bağlı olarak bunun ilaçlara yansıması yokluğu da beraberinde getirdi.

İlaç fiyatlandırmasında şu anda mevcut kur, reel kurun üzerine çıkmış durumda.

Firmalar da bu rakamlarla birçok ilacın ithalatını ya durduruyor ya da kısıtlı bir sayıda gerçekleştiriyor.

Konuyla ilgili İLKHA muhabirine konuşan Bursa Eczacılar Odası Başkanı Adnan Erakın, kronik hastalıklarla ilgili kullanılan bazı ilaçlarda sıkıntıların devam ettiğini belirtti.

"Kronik hastalıklarda kullanan bazı ilaçlarda sıkıntılar devam ediyor"

Bursa Eczacılar Odası Başkanı Adnan Erakın

2023 Aralık ayının kriz döneminde piyasada bulunamayan ilaç yokluklarını şu an yaşamadıklarını söyleyen Erakın, "Ecza depolarındaki oranlarında yüzde on ilaçların yok olduğunu görüyoruz. Kronik hastalıklarla ilgili kullanan bazı ilaçlarda sıkıntılar devam etmektedir. Piyasada bulunmayan ilaçların bazılar şu şekilde; böbrek yetmezliği, tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaç, çok kuvvetli ağrı kesiciler, diyabete ilacı, psikiyatri, nörolojide kullanılan ilaçlar, hipertansiyon, kalp ilaçları ve göz tansiyonunda kullanılan bazı ilaçların ecza depolarında olmadığını öğreniyoruz." dedi.  

"Kendi ilacımızı kendimiz üretirsek bu yokların önüne geçmemiz mümkün olacaktır"

İlaç konusunda dışa bağımlı ülkelerden bir tanesi olduklarını belirten Erakın, "Önceki yıllarda yüzde 60 ilacı kendimiz üretiyorduk. Yüzde 40 oranında ise çok uluslu firmalardan temin ediliyordu. Bu oranlar şu an tam tersine dönmüş durumdadır. Yüzde 60 ilacı çok uluslu firmalardan sağlıyoruz. Her ne kadar bu firmalar Türkiye'deki ilaç firmalarında üretseler de kaynak olarak çok uluslu firmalara bağımlı durumdayız. Bu bağımlılığın çözülmesi gerekiyor.  Kendi ilacımızı kendimiz üretirsek bu yokların önüne geçmemiz mümkün olacaktır. Bir ilacın üretilip ortaya çıkması en az on yıllık bir zaman diliminde ortaya çıkıyor.  Çok uluslu ilaç firmalarına baktığımız zaman bir firmanın bütçesi bir ülkenin bütçesiyle eş değer olduğunu görüyoruz. Öncelikle kendi ilacımızı kendimiz üretmemiz gerekir ki dışa bağımlılıktan kurtulmuş olalım." diye belirtti.

"Piyasada bulunmayan ilaçların bazılarında alternatifi mevcuttur"

Piyasada bulunmayan ilaçların bazılarında alternatif ilaçlar olduğunu söyleyen Erakın, "Fakat epilepsi, glokom, göz kuruluk, kalp ve nörolojide kullanılan bazı ilaçlarda eş değer olmadığını görüyoruz. Bu ciddi bir sıkıntı demektir. İlaç yokluklarıyla ilgili dünyada ve Avrupa ülkelerinde üretilen pek çok ilacın nano ve bio teknolojiyle üretilen ilacın kişiye özel tedaviler olan hastanın sadece ilgili organına tedavi eden ve belli hastalıklarda kullanılan ilaçların sadece yüzde 20'ni Türkiye'ye geldiğini görüyoruz. Bu ilaçlar Avrupa'nın pek çok ülkesinde kullanılırken Türkiye'de hastaların yüzde 80'nin bu ilaçlara ulaşamadığını görmekteyiz." diye konuştu. (İLKHA)