İşte Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar;
ERDOĞAN-ÖZEL GÖRÜŞMESİ
Ben de çok olumlu değerlendiriyorum. Türkiye son zamanlarda çok güvenlik sorunlarıyla uğraştı. Salgın hastalıklardan tutun birçok sorunla uğraştık. Şimdi seçimsiz bir döneme giriyoruz. Bu tarihi bir fırsat. Bunu çok iyi değerlendirerek Türkiye'yi güçlü yarınlara taşımamız lazım. İktidarıyla muhalefetiyle ortak bir sorumluluğudur.
Milli konular dediğimiz uzun vadeli geleceğimizi ilgilendiren meselelerde bir araya gelmeyi becerilmemiz lazım. Hem rekabet edeceksiniz hem de ülkenin geleceği için işbirliği yapacaksınız. Sayın Cumhurbaşkanı'mız da 'Türkiye'nin ihtiyacı' şeklinde ifade etti. Bu görüşmelerin önümüzdeki dönemde de arkasının gelmesini temenni ediyorum. Bu diyaloğun sürmesinde büyük fayda var. Zaten Cumhurbaşkanımız da iade-i ziyaret yağacağını ifade etti.
Bu konuda farklı sesler de duyduk ama Sayın Özel'in bu konuda gösterdiği tavır doğru bir tavır. Halkımız siyasette kavga istemiyor.
YEREL SEÇİM
Cumhurbaşkanımızın da AK Parti'nin de zihniyeti şu; biz bir sonuç çıktığı zaman o sonucu her seçim sonrasında analiz ederiz. Bu sefer daha kapsamlı şekilde analizlerimizi yaptık. Biz hiçbir zaman faturayı millete çıkaran bir siyasi anlayışa sahip olmadık. Millet ne yaparsa yapsın haklıdır. Biz kendimize bakarız.
Bu süreç devam ediyor ama tek faktörlü bir sonuç olarak görmüyoruz. Çok boyutlu bir mesele. Yerelde olan faktörler var genelde olan faktörler var. Bütün konular analiz ediliyor. Bunun sonucunda bizim için mutlaka bir yol haritası çıkacaktır. Herkes üzerine düşeni alacaktır.
Türkiye inşallah bir taraftan ekonomik sorunlarını aşacak, bir taraftan diğer alanlarda reformlarını hızlandıracak ve çok daha iyi noktalara milletimizi taşıyacağız.
ENFLASYONDA İVME KAYBI
Enflasyonla mücadele uzun soluklu bir mücadele. Geçen yıl Eylül ayında ciddi istişarelerle Orta Vadeli Program hazırladık. Buna da Sayın Cumhurbaşkanımız güçlü bir şekilde siyasi iradesini ortaya koydu. OVP'yi biz iyi hazırladık ve kararlı şekilde uyguluyoruz. Sonuçlarını da görüyoruz. OVP 3 yıllık bir perspektif. Bu seneye baktığımızda aylık bazda gdüşüşler geçen yılın sonuna doğru başlamıştı. Seçim öncesi spekülatif havada bir miktar sapmalar oldu. Son iki aydır ivme kaybını görüyoruz. En son gelen rakam 3.18 civarında. Geçen yılın aritmetik ortalamasına bakarsanız 4.3 aylık. Onun altındayız artık.
Haziran'ın 3'ünde yayınlanacak olan enflasyonda yıllık olarak zirveyi göreceğiz. Ondan sonraki 4 ayda hızlı bir düşüş göreceğiz: Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül dönemi.
20 puanlık bir düşüş bekliyorum. Bu tabi kabaca. Dolayısıyla ciddi bir düşüş bekliyoruz yaz döneminde. Esas etki program etkisidir. Program yoksa siz enfalsyonu düşürmezseniz yine yüksek gelirse rakamlar baz etkisi olmaz. Baz etkisi dediğimizi doğuran da program etkisidir.
ENFLASYONDA TEK HANE DÖNEMİ NE ZAMAN?
Dolayısıyla burada ciddi bir aylık bazda düşüşler göreceğiz sonra da yıllık düşüşleri görmüş olacağız. Bu bir geçiş süreci. Daha ciddi mesafe gelecek yılın sonunda; 20'nin altına düşürmüş olacağız. 2026'da da yeniden tek haneye düşürmüş olacağız. Bunun dışında program dışında kontrol edemediğiniz etkiler oluyor. Olumlu veya olumsuz. Programımız çalışıyor cari açıktan büyümeye, risk oranlarından başka alanlara varıncaya kadar sonuçlarını görüyoruz.
"TÜRKİYE'NİN DÖVİZ PROBLEMİ SÖZ KONUSU DEĞİL"
Seçim döneminde dolar artacak diye bir hava estirdiler. Vatandaşı maalesef yanlış yönlendirdiler. Kredi kartıyla girip borç alıp döviz alanlar olduğu söyleniyor. Birileri kasıtlı olarak spekülasyon ürettiler. Vatandaşımızın kolektif hafızasında bu olayın yer etmesini gerektiğini düşünüyorum.
Her zaman riskleri sıfırlamak mümkün değil. Geçmişe göre daha korunaklı haldeyiz. Türkiye'ye fon akışı çok hızlı. Türkiye'nin şuanda döviz problemi söz konusu değil.
Seneye enflasyonda yüzde 20'lerin altını göreceğiz. Yapmamız gereken enflasyonu düşürmek ve kalıcı refahı sağlamak.Türkiye'ye yatırımcı ilgisinin arttığını görüyoruz. Buradaki talebin artışı bile bir şeylerin göstergesidir. Sonuçlarını bu yıl sonu gelecek yıl daha çok göreceğiz. Dolayısıyla güven ortamının beklentilerinin güçlendiğini görüyoruz. Türkiye seçimsiz bir dönemi bıraktığından dolayı öngörülebilirliği sağlamış durumda. Ben önümüzdeki dönemde bu konuda çok önemli gelişmeler olacağını düşünüyorum.