Akdağ: Evinizin başköşesinde televizyon değil, kitaplıklar olmalı

Okumanın kişisel gelişim sürecinde önemli bir yeri olduğuna dikkat çeken Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ, bu gelişim sürecinin en önemli aktörünün kitaplar olması gerektiğini söyledi.

Ekleme: 25.04.2024 14:55:09 / Güncelleme: 25.04.2024 14:56:06 / Röportaj / Adana Haberleri
Destek için 

Okumanın salt kitap okumak olarak algılanmaması gerektiğini ifade eden Akdağ, okumanın kitapla birlikte kâinatı ve içerisindekileri okumak olarak anlaşılması gerektiğini belirtti.

Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ, "Kitap Okuma ve Kütüphane Haftası" nedeniyle İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Çocuklarda yaşına göre kitap seçimi konusunda uyarılarda bulunan Akdağ, kitap seçiminde çocuğun gelişimine ve dünyasına katkıda bulunacak eserlerin seçilmesi gerektiğini kaydetti.

Çocuklarda belli bir yaş sonrası örnek alma duygusun geliştiğine vurgu yapan Akdağ, bu konuda anne-babalara önemli bir örneklik görevi düştüğünü söyledi.

"Okumak sadece kitap okumakla sınırlı değildir"

Psikolojik Danışman Feyzullah Akdağ

Okumanın herkesçe kabul edilen önemli bir konu olduğunu vurgulayan Akdağ, okuma yapılırken dikkat edilmesi gerekenleri aktararak, "Kime sorarsak soralım 'kitap kötü bir şeydir' diyecek hali yok. Bu noktada bizim dikkat etmemiz gereken iki temel şey var:  'Birincisi okuma kimin için yapılacak?' ve 'Okuma neyi kapsayacak?'  yani 'Neyi okuyacağız?' sorusu. Bunun cevabını Müslümanlar olarak baktığımızda 'Yaratan Rabbimizin adıyla' okumak adına; Allah için okumamız gerektiği bize ifade edilmekte, dinimiz bize bunu vaaz etmektedir. Demek ki okumak konusu 'Kimin için? ' dediğimizde 'Allah için' oluyor. Peki, 'Neyi okuyacağız?' sorusuna yine cevap aslında dinimizden geliyor; "kitap okumak sadece okumak eylemini içeren bir şey değildir. Okumak sadece kitap okumakla sınırlı değil, kâinatı okumaktan bahsediyorum, insanları okumaktan bahsediyorum, tabiatı okumaktan bahsediyorum. En başta bu iki temel soruya bu şekilde cevap verirsek, doğru yolda gittiğimizi ve doğru adımlar attığımızı kabul edebiliriz." dedi.

"0-3 yaş arası bebeklik dönemidir"

Seçilen kitapların ve içeriklerin kişinin gelişim sürecine etkisine vurgu yapan Akdağ, "Kâinatı okumak, kitap okumak, insan okumak, tabiatı okumak içinden; "kitap okumayı" seçtiğimizde;  'kitap okumak nasıl olmalı?' 'hangi yaşlarda nasıl ele alınmalıdır?' diye sorduğumuzda, 0-3 yaş arasında genelde çocukluk döneminden önceki dönem olan bebeklik dönemidir. Bebeklik döneminde çocuğun henüz hayal gücü gelişmemiştir. Hayal gücünün gelişmemesinin temel nedeni de beyin fonksiyonlarının yeterince gelişmemiş ve hayal gücünü besleyecek olan malzemelerin onda olmamasıdır. Hayal gücünü besleyecek malzemeler nasıl verilir? İşte tam o anda kitap okuma vesilesiyle verilebilir. Ne tür kitaplar? 0-3 yaş arasında bol görselli ve anne-baba tarafından okunan ve basit düzeyde maddeleri anlatan, hayatımızdaki araç gereçleri anlatan, hayvanları anlatan şeyler… Parmakla göstereceğiz, örneğin; 'Bu inek', 'Bu limon' diyeceğiz. Bu şekilde çocuğun hayal gücüne malzeme vereceğiz. 0-3 yaş arasında bunlar olurken, aynı zamanda zihne işlemesi, bilincin gelişmesi adına da ileriye yönelik temel bilgileri çocuğa çokça tekrarlamak, sıkça anlatmak gerekiyor. Bir Müslüman'ın ya da iyi insanın bilmesi gereken şey dünyaya dair, hayata dair neler istiyorsak, evladımızın hangi minval üzeri yetişmesini istiyorsak, ona hem göstereceğiz somut olarak hem de anlatacağız ki bir şekilde onu kaydetsin." şeklinde ifade etti.

"3-6 yaş döneminde hikâye ve masal kitapları önemlidir"

Çocuğun 3-6 yaş döneminde çevreyi tanıma ve keşfetme sürecine girdiğini kaydeden Akdağ, ebeveynlere hikâye ve masal kitapları okumalarını tavsiye ederek, "3 ve 6 yaş arasında baktığımızda, okul öncesi döneminden bahsediyoruz. Okul öncesi döneminde artık çocuk hareket ediyor, yürüyebiliyor, konuşabiliyor, keşfedebiliyor. İşte o zaman hayal gücünü 0-3 yaşında beslemeye başladıysa, hayal gücü artık bu dönemde oluşmaya, resimler yapmaya başlıyor. Ondan dolayı görsel, aynı zamanda henüz okuma yazma bilmediği için, anne baba tarafın okunan hikâye ve masal kitapları önemlidir. Aynı zamanda şu da çok önemli;  "Rol model olarak gördüğümüz insanların hayatlarını ve onların kahramanlık hikâyelerini anlatmamız çok kıymetlidir. Örneğin bizim en büyük rol modelimiz olan "Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Sahabe-i Kiramı ve Uleması, ardından gelen Müslüman âlimler, Müslüman bilim adamlarının hayatını 3-6 yaş arası dönemlerde anlatmak çok çok önemlidir. Çünkü hafıza çok kuvvetlidir ve çocuk anne-babası tarafından anlatılan her şeyi kabul eder ve onları sorgulamadan alır. Öyleyse biz evladımızın hangi yol üzere gitmesini istiyorsak, o yol üzerindeki örnek şahsiyetleri ve çığır açan insanları başta 'Efendimiz olmak üzere' anlatmamız bu dönemde önemlidir. O çocuk bizden duyacak bunu, henüz okuma yazma bilmiyor ve rol model olarak bunu zihnine işleyecek ve gönlüne alacaktır." diye kaydettti.

"Çocuğun anne-babayı kitap okurken görmesi çok önemlidir"

Çocuklarda 6-12 yaş rol model alma, örnek seçme döneminin anne-baba tarafından desteklemesi ve evde çocukla paylaşılan ortak mekânların kitap okumaya elverişli hale getirilmesi gerektiğini belirten Akdağ, "Evlerde düzenli olarak kitap okuma saatleri yapılması gerekiyor. Kitap okuma saatleri; 'Çocuğum bugün ne anladın?', 'Ne okudun?',  'Çok iyiydi'  gibi ödüllendirmek, övgü sunmak çok çok kıymetlidir. Bu süreçte çocuk kitap okuma saatinde ne anladıysa size kısaca anlatması, siz ne anladıysanız kendi okuduklarınızdan onun anlayacağı şekilde basitçe anlatmanız gerekir. Çocuğun anne-babayı kitap okurken görmesi çok önemlidir. En temel şeylerden bir tanesi; "evinizin başköşesinde televizyon değil kitaplıklar olmalı. Özellikle 6-12 yaşında artık çocuk bu döneme geldiyse, televizyon merkezli bir hayattan kitap merkezli bir hayata, okuma merkezli bir hayata dönmek istiyorsa, en başta televizyonlarımız başköşeden indirilmeli, başköşeye kitaplar geçmelidir. Evladımız kitap kokusuyla o atmosfer içinde büyürse, anne -babasını günlük hayat içerisinde sürekli kitap okuyan insanlar olarak tasvir eder ve kitap okumanın aşkı oradan, Allah'ın izniyle kalbine girer." ifadelerinde bulundu.

"12 yaşından sonra evladımıza bir yetişkin gibi bakmamız lazım"

"Bununla beraber artık 12 yaştan itibaren evladımızın hayal gücü, soyut düşünme becerisi tam olarak gelişmiştir ve beyin artık soyut düşünmeye hazırdır" diyen Akdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Peki, 'O zaman ne yapılmalı?' O zamana kadar hikâye kitaplarıyla, önemli şahsiyetlerin hayatlarıyla beslediğimiz evlatlarımız artık fikir kitapları ile beslenmelidir. Fikir kitapları ile beslenmesi için önemli bir nokta şu; temelden başlamamız lazım. Yani henüz çocuk birçok fikre hazır değilken, temel öğrenmesi gereken fikirleri bilmiyorsa, sırf sloganik fikirlerle, soyut fikirlerle beslenirse çocuk temelden yanlış yönlenebilir. Bundan dolayı bir Müslüman için en temel bilmesi gereken şeylerden olan; 'İlmihal bilgileridir' sonra Siyer-i Nebi'dir.' Aynı zamanda bunun üzerine yavaş yavaş fıkıh bilgileri, kelam bilgileri, üstüne ekleye ekleye soyut konulara gidebiliriz. Bununla beraber evlatlarımız ile gün içinde ailecek kitap okuma saatini ortaya koyduğumuzda, artık çocuğumuz bir yetişkin gibi olur. 12 yaşından sonra evladımıza bir yetişkin gibi bakmamız lazım. 'Evladım bu okuduğun kitaptan, fikir kitabından ne öğrendin?', 'Ne anladın?' deyip kitap kritiği yapmamız lazım. Kitap kritiği yaparsak, evlatlarımız okuduklarının gerçekten değerli olduğunu, anne-babası tarafından önemsendiğini düşünerek kitaplara daha da rağbet eder ve onun mutluluğuyla kitap aşkı daha da artar."

"Kitap medeniyetine tekrardan dönebiliriz"

Kitap okumaya ayrılmış özel zamanlar olabileceği gibi, kitabın hayatın bir parçası gibi görülüp her zaman okunabileceğini de ifade eden Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

"Peki, 'Kitap okumayı hangi saatlerde yaparsak daha verimli olur?' diye sorarsak; aslında kitap okumanın saati yok. Her an bizim için kitap çok kıymetli ve hep fayda sağlar ancak sabahın ilk saatleri, akşam ile yatsı namazı arası ve yatmadan en az yarım saat evvel kitap okumak çok önemli ve kıymetlidir. Yapılan bilimsel araştırmalarda bu dönemlerde kitap okumanın çok kıymetli ve çok kalıcı olduğu görülmüş. Yani uyumadan evvel gördüğümüz son şey ekran değil de kitap satırları ise, o süreçte beynimiz onu çok rahat bir şekilde alıyor, onu rüyalarımızda bilinçaltımızda biz uyurken işliyor. Sabah uyandığımızda gördüğümüz ilk şeyler yine kitap satırlarıysa, kitapla uyuyup kitapla kalkmak anlamı birebir kendini bulacağı için çok önemli bir noktaya gelmiş oluyor. Kitap bizim hayatımızın rutin bir parçası olduğu takdirde evlatlarımız da kitap okuma aşkıyla, Allah'ın izniyle yanıp tutuşurlar; aslında kitap medeniyeti olduğumuzu hatırlar, kitap medeniyetine tekrardan dönebiliriz."(İLKHA)