Malatya merkez Yeşilyurt ilçesi Şahnahan Mahallesi’nde bulunan Şahnahan Deresi, Organize Sanayi Bölgesindeki fabrikaların zehirli atık suları yüzünden zift gibi akıyor. Daha önce mesire alanı olarak kullanılan ve binlerce kişiyi ağırlayan doğa harikası dere çevresi, pis koku ile çöpten geçilmiyor.
Fabrikalardan atılan zehirli atıklarla boğuşan ve çevre katliamına maruz kalan derede hiç balık kalmadı. Eskiden insanların serinlemek için girdiği, suyunu içtiği, ekinlerin sulandığı ve balık tuttuğu dereye fabrika atık sularının bırakılmasıyla artık sivrisinek dahi konmuyor.
Mahallede başta kanser olmak üzere hastalıkların çoğaldığını, yazın pis kokudan dolayı pencerelerini açamadıklarını belirten halk, hayatlarının ve doğanın tehlikede olduğunu belirttiler.
Yetkililere çağrıda bulunan halk, fabrika atık suları için arıtma tesisinin kurulması, pis suyun arıtıldıktan sonra dereye bırakılması gerektiğini belirterek, fabrikaların ekonomik açıdan iyi olduğunu ancak hiçbir şeyin insan sağlığından daha önemli olmadığına, geleceklerinin ve doğanın katledilmesinin kabul edilemez olduğuna vurgu yaptılar.
"Hiçbir şey insan sağlığından önemli değil"
Müslüm Akbulut
Buranın yaşam ve tarım alanı olmasına rağmen 1998 yılından beri kimyasal atıkların dereye akıtıldığını belirten Şahnahan Mahalle Muhtarı Müslüm Akbulut, "Biz dilekçe de verdik, savcılığa da gittik, yetkililere söyledik ama çözüm bulunamadı. Suyun halini görüyorsunuz. Bu derede ne güzel balıklar vardı. Millet buraya piknik yapmaya geliyordu. Suda hiçbir canlı kalmadı. Köyün çocukları burada balık tutuyordu, suya girip eğlenirlerdi ama pis kokudan artık kimse buraya gelmiyor. Hiçbir şey insan sağlığından önemli değil. Ne insan ne hayvan hiçbir canlı burada yaşayamaz! Sadece Şahnahan'da 10 bin nüfus var var. Yazık değil mi? Bu pis kokudan dolayı kapı, pencerelerimizi açamıyoruz. Daha önce biz bu arada sebze ekiyorduk, bu suyla suluyorduk ama şimdi bırakın ekinleri sulandırmayı suya yaklaşamıyoruz. Burada yetkililere sesleniyorum. Lütfen buna bir çözüm bulsunlar. Şayet çözüm bulunamıyorsa köyümüzü buradan kaldırsınlar. Bize başka bir yerleşim alanı versinler oraya yerleşelim" şeklinde konuştu.
"Fabrikalar ekonomik açıdan iyidir ama buna katlanmak zorunda değiliz!"
Veysel Akbulut
Ailece doğma büyüme burada yaşadıklarını belirten mahalle sakinlerinden Veysel Akbulut, "Bu 50 metre yukarıda akan derenin doğal hali, bu da maalesef insanoğlunun dereye akıttığı zehir. Biz bu zehirlere muhatabız. Yani çoluk çocuğumuz, hayvanlarımız, bahçemiz, hepimiz şu suyun zehriyle tabiri caizse katledilme durumuna geldik. Bu fabrikalar halkımızın ekonomisi için iyidir ama biz de buna katlanmak zorunda değiliz. Arıtma ha yapıldı, ha yapılacak denildi ama hep ertelendi. Burada hastalık had safhada. Çocuklarımızı, hayvanlarımızı buraya yaklaştıramıyoruz. Bağ bahçe işleri durdu. Bu dereye bir kilometreden fazla yaklaşılmıyor. Deremizin eski halini istiyoruz. Lütfen buna bir çözüm bulun" diyerek yetkililere çağrıda bulundu.
"Yıllar önce içtiğimiz suya şimdi dokunamıyoruz. 3 çocuğum hastalandı, lütfen bir çare bulun"
Mehmet Doğan
Şahnahan Mahallesinde ikamet eden Mehmet Doğan ise "Sıkıntımız bu pis su. Bu pis suyun 50 metre ilerisinde oturuyorum. 3 tane çocuğum var, her üçü de sarılık hastası. Doktora götürdüm. Doktor, 'çevrenizde pis su varsa ondan kaynaklanır' dedi. Daha önce bu derede bir sürü balık vardı ve bu suyu içiyorduk. Şimdi ise kimyasalların kokusundan burada duramıyoruz. Hastalıklar arttı. Yıllar evvel içtiğimiz suya şimdi dokunamıyoruz. Bizim bu köyde ne kadar yüzme bilen çocuk varsa hepsi bu derede yüzmeyi öğrenmiştir. Piknik yerlerimiz vardı hepsi kapatıldı. Yüzlerce, binlerce insan geliyordu. Şu anda bir Allah'ın kulu gelmiyor. Yetkililerden ricamız buraya bir çare bulmaları. Eski haline getirip tekrar yaşam alanına kazandırmalarıdır" dedi.
"Çocukluğumuzda burada yüzerdik, bu suyu içerdik, balık yakalardık. Şu anda burada canlı diye bir şey yok!"
Ali Bedir
Daha önce burada lokanta işlettiğini ancak dereye salınan kimyasal atıkların kokusundan dolayı işyerini kapattığını söyleyen Ali Bedir, şöyle devam etti:
"Burada lokanta, kafeteryam vardı. Su, iş yerimin yanında akıyor. Biz çocukluğumuzda burada yüzerdik, bu suyu içerdik, balık yakalardık. Şu anda burada canlı diye bir şey yok. Çok ağır bir koku var. Seçim zamanı geliyorlar. 'Bu pis suyu buradan keseceğiz diyorlar.' Seçim bittikten sonra kimse gelmiyor. Devletime vergimi veriyorum ama şu anda iş yerim kapalı. Ne yaptıysak şimdiye kadar buna bir çare bulunamadı. Allah rızası için yetkililerimize sesleniyoruz. Bu pis suya bir çare bulunsun."
"Hastalıklar çoğaldı, çocuğum başta olmak üzere birçok kişiye kanser teşhisi konuldu!
Doğanın katledildiğini ve dereye akıtılan kimayasal atık sularından dolayı köyde birçok kişiye kanser teşhisinin konulduğunu ileri süren Bedir, "Bu su yüzünden köyümüzde bir sürü kanser hastası var. Benim çocuğuma da bu sudan dolayı kanser teşhisi konuldu. Suda bırakın canlıların yaşaması, bir kilometre yanına yaklaşamıyoruz. Felaket bir koku var. Yazın bir Allah'ın kulu penceresini açamıyor. Ya dereyi eski doğal haline getirsinler, ya da bize başka bir yaşam alanı versinler. Burada ha yaşamışız, ha ölmüşüz belli değil" diyerek tepkisini dile getirdi.
"Yaklaşık 50 çevre köyü bu sudan zehirleniyor"
Bedir, "Bundan sadece Şahnahan etkilenmiyor. Topsöğüt, Dilek gibi yaklaşık 50 çevre köyü bu sudan zehirleniyor. Şahnahan mesire alanına eskiden bin insan geliyordu artık bir kişi dahi gelmiyor. Malatya'nın en güzel mesire alanıydı ama bu pis sudan dolayı şimdi bu hale gelmiş. Artık kimse gelmiyor. Bir an önce buraya bir çözüm bulunmasını istiyoruz" dedi. (İLKHA)