Bu sıradan hareketin gözün yüzeyini nemli tutma ve toz gibi maddeleri uzaklaştırma amacıyla yapıldığı önceki araştırmalarda ortaya konmuştu. Bazı çalışmalardaysa göz kırpmanın, beynin dikkatini kaybetmemesini sağladığı belirtilirken, başka araştırmacılar göz kapandığı sırada beynin görsel bilgiyi daha yavaş işlemeye başladığını öne sürmüştü.
ABD'deki Rochester Üniversitesi Bilişsel ve Beyin Bilimleri Departmanı'ndan araştırmacılar göz kırpmanın, görüş keskinliğini korumada oynadığı rolü saptadı. 12 genç yetişkinin yer aldığı bir testte farklı kontrastlardaki görsellere bakan katılımcıların gözlerindeki değişimler takip edildi.
İnsanların farklı uyaran türlerini ne kadar hassasiyetle algıladığını ölçen araştırmacılar göz kırpmanın, büyük ve yavaş yavaş değişen desenlerin daha iyi fark edilmesini sağladığını buldu.
Ekip, isteyerek ve istemeden yapılan her göz kırpmanın retinaya çarpan ışığın yoğunluğunu düzenleyerek görsel sinyalin gücünü artırdığını kaydetti. Bu da gözlerin açık ve belirli bir noktaya odaklanmış haline kıyasla beynimiz için farklı türde bir görsel sinyal oluşturuyor.
Proceedings of the National Academy of Sciences adlı akademik dergide yayımlanan araştırmada göz kırpmanın sinyal gücünü artırıp keskinliğin korunmasını ve beynin sürekli gelen görsel bilgi akışını işlemesini sağlayarak görüşteki anlık kayıpları telafi ettiği belirtiliyor.
Araştırmanın başyazarı Bin Yang şöyle diyor:
Yaygın varsayımın aksine göz kırpmak, görsel işlemeyi kesintiye uğratmak yerine iyileştiriyor ve uyarıcıya maruz kalmanın yol açtığı kaybı fazlasıyla telafi ediyor