Barbar işgalci siyonistler tarafından Filistin'de işlenen katliamların sona ermesi için Peygamber Sevdalıları ve Özgür Kudüs Platformu tarafından düzenlenen yürüyüş ve basın açıklamasına katılan vatandaşlar, kapıların açılarak yardımların ulaşması ve yaklaşan Ramazan Bayramı havasının Gazze'de de teneffüs edilmesi için girişimlerde bulunulması gerektiğini ifade etti.
İşgalci israillilerin, yaptıkları katliamları kutsiyet atfederek gerçekleştirdiklerine dikkat çeken İnan Gezgin, İslam coğrafyasının ise aynı kutsiyetin bir gereğini yerine getiremediklerini ifade etti.
"Her gün meydanlarda, sosyal medya platformlarında olmalıyız"
Gezgin, "Bugün Ramazan vesilesiyle aç olan insanları görüyoruz ama Gazze'deki kardeşlerimiz 160 günü aşkın bir zamandır maalesef açlıktan hayatlarını kaybetmektedirler. Üzerimize düşen büyük sorumluluklar var. Biz Müslümanlar olarak Ramazan ayını idrak ettiğimiz şu zaman aralığında oradaki kardeşlerimizin açlıkla ölümle imtihan olduğunu, diğer büyük musibetlere düçar kaldığını çok iyi bir şekilde bilmek, bu farkındalıkla bu şuur ile hareket etmek zorundayız. Oradaki zulmün bir an önce kaldırılması, Müslümanların hali hazırdaki ambargodan çıkartılabilmesi, yardımların Refah sınırından geçebilmesi için üzerimize ne kadar bir sorumluluk düşüyorsa yerine getirmek zorundayız. Maalesef bugün oradaki kadınlarımız, genç kızlarımız evlilik hayali dahi kurmadan hunharca katledilip ebediyete intikal ediyor, bebekler katledilebiliyor. Üzerimize çok büyük sorumluluklar düşüyor, bu sorumlulukların bir gereği olarak da her gün meydanlarda, sosyal medya platformlarında olmalıyız. Hükümetlerimize yönelik baskılar oluşturarak bu sorunların, bu ambargonun kaldırılması hususunda ciddi gayretler sarf etmek zorundayız. Yoksa Allah muhafaza bunun hesabı da, vebali de çok büyüktür. Allah gayretlerimizi artırsın, oradaki zulmü kaldırmaya bizleri vesile kılsın." şeklinde konuştu.
"Bütün kırmızı çizgiler aşıldı"
İşgalci israilin altı ayı aşkın süredir Filistin'de, Gazze'de katliam gerçekleştirdiğine vurgu yapan Mustafa Demir, "Filistin ve Gazzelilere karşı işlenmeyen zülüm kalmadı. Adeta bir soykırım... hatta soykırımı da geçti. Bütün kırmızı çizgiler aşıldı fakat Müslümanlar sadece cılız tepkilerini vermeye devam ediyorlar. Bizler kendi elimizden geldiği kadarıyla yapabileceğimiz bir şey var dedik ve geldik. Siyonist zalimlere karşı bir tepkimizi dile getirdik. Yeterli mi değil, sadece bizimle kalmamalı, başta tüm sivil toplum kuruluşları ve bütün Müslüman hükümetler, bütün dünya kamuoyu buna karşı sessizliğini en yüksek perdeden bozmalıdır. israile ve zalim siyonistlerle İşbirlikçilerine karşı Amerika ve Batı ülkelerine karşı da seslerini en yüksek perdeden yükseltmeli ve onlara tepkilerini ortaya koymalı." diye konuştu.
"Gazze'de bir bayram havası oluşturmalı"
Altı ayı aşkın süredir sınır kapılarının kapalı olduğunu ve Gazelilerin yardımlara ulaşamadığını söyleyen Demir, "Ne yardımlar ulaşabildi ne sağlık kuruluşları girebildi; hastaneler darmadağın, bütün Müslümanlar darmadağın, Filistinliler açlıktan ölüyor ve bayram yaklaşıyor, en önemlisi de bu. Yaklaşan bir bayram var! Bizler nasıl bir bayram kutlayacağız diye kendimize sormalıyız. Bizler aile olarak bayram kutlayacağız ama ne şekilde bir bayram kutlayacağız? Filistin'deki, Gazze'deki Müslümanlar iftarsız, sahursuz oruç tutuyorlar, nasıl bayram kutlayacaklar. Onların dertlerini nasıl anlayacağız? En azından Ramazan Bayramı nedeniyle bir ateşkes, bir çatışmayı durdurmak için bütün Müslümanlar elinden ne geliyorsa yapmalı ve Gazze'de bir bayram havası oluşturmalı, Gazze için bir bayram oluşturmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Dünya devletlerinin bir şeyler yapması gerekiyor"
Gazze'de Filistin de orantısız bir gücün kullanıldığını ve orantısız bir savaşın yapıldığını kaydeden Ferhat uzun, "Bugün biz Gazze'ye maalesef sırt dönmüş durumda, katliamları tıpkı bir film izler gibi seyretmekteyiz. Bizler kardeşlerimizin bu sancısına ilaç olmadığımız müddetçe, kardeşlikten söz edemeyiz. Kardeşlerimizin şu anda canlı canlı dünyanın gözü önünde katledilmiş olduğu bir şehirdir Gazze. Bizler Gazze'nin inşallah bugün olmasa da yarın dünya insanlarına bir uyanış vesilesi olacağını temenni ediyoruz. Bugün 57 ülkenin liderlerinin uyuduğunu ve buraya kesinlikle sırt döndüğünü bütün dünya görüyor. Ekonomik sıkıntıları ön plana sürerek, birilerinin kendilerine sırt döneceğini belirterek, bu şekilde cevapsız kalıyorlar. Halkların elinden bir şey gelmeyeceğini biliyoruz, dünya devletlerinin bir şeyler yapması gerekiyor." dedi.
"Gazze'deki insanlar bizim kardeşlerimizdir"
Filistin'de, Gazze'de gerçekleştirilen vahşetlere karşı konuşulacak söz bulamadıklarını, Gazze denince yüreklerinin, ciğerlerinin yandığını vurgulayan Mehmet Kocabey, "Yemek yemeye oturduğumuz zaman orayı düşündüğümüzde dahi değil videoları açıp bakmak, düşündüğümüzde dahi yemekler boğazımızda kalmaktadır. Artık millet olarak maalesef yemeklerini rahat yiyebilmek için o videoları artık izlemek dahi istemiyoruz; o kadar ki elem verici, ızdırap verici bir durum söz konusu. Bu sebepten dolayıdır ki acılarımızı tarif etmekte maalesef zorlanıyoruz." dedi.
Halkı Müslüman olan ülke liderlerinin içine düştükleri acziyetten kurtulmaları gerektiğini söyleyen Kocabey, şunları kaydetti:
"Adı üzerinde İslam ülkeleri... ama yöneticilerinin İslami bir hassasiyetinin kalmadığı ülkeler. O yüzden onların kınaması kendi acziyetlerinin, kendi o İslami duyarlıklarının gitmesinden kaynaklanan bir kınamadır. Hakikaten kalplerinde, vicdanlarında o hassasiyet olmuş olsaydı, onların kendi evlatları bu acıyı yaşıyor olsalardı, bu şekilde durmazlardı. Canlarıyla, mallarıyla, evim, barkım, makamın, mülküm gitmiş, bunun acısını yaşamadan, düşünmeden kendi evlatlarını korumak için her şeyi yaparlardı. Müminler ancak kardeştir. Dinde kardeş olanlar, aynı anne babadan doğmuş olanlardan daha üstündür. Doğal olarak Gazze'deki insanlar bizim kardeşlerimizdir. Bizim onları daha çok savunmamız lazım." (İLKHA)