Şilili yüzlerce hukukçu, işgal güçlerinin Filistin'deki suçlarını UCM'ye taşıdı

Şilili hukukçu ve eski büyükelçi Nelson Hadad, Şilili Senatör Francisco Chahuan ve İspanya'nın Valencia Üniversitesinden Şilili akademisyen Rodolfo Marcone-Lo Presti'nin yer aldığı bir delegasyon, suç duyurusu dilekçesini UCM'ye iletti. Eski Büyükelçi Hadad ve akademisyen Presti, dilekçede suç iddialarının kapsamını, sunulan delilleri, şüphelileri ve soruşturmanın yönünü detaylı bir şekilde açıkladılar.

Suç duyurusu dilekçesinde,  Kudüs dahil olmak üzere Gazze Şeridi ve Batı Şeria'da Filistin halkına karşı işlenen soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarına dair delillerin bulunduğunu belirten Hadad, özellikle işgal rejimi başbakanı Netanyahu ve siyonistlerin sözde Savunma Bakanı Yoav Galant başta olmak üzere savaş kabinesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını açıkladı. Hadad, "Soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarından sorumluluğu olanlar hakkında bu girişimi başlattık" ifadesini kullandı. Ayrıca, açık kaynaklardan ve medyadan toplanan çok sayıda görüntü ve delilin yanı sıra, Filistin'de yaşayan akrabalarından ve işgal rejimi bombardımanlarında hayatını kaybedenlerin yakınlarından alınan ifadelerin de deliller arasında olduğunu belirtti.

Hadad, işgal güçlerinin sivillere yönelik bombardımanları, Filistinlilere ait evleri yıkması, mallarına el koyması ve işgal rejimi yerleşimcilerin Filistinlilere yönelik şiddet eylemlerinin suç duyurusunda yer aldığını belirtti. Ayrıca, dilekçelerinde BM ve birçok uluslararası kuruluşun raporlarına ve tespitlerine de yer verdiklerini ifade etti.

Evlerin yakılması, sivil alanların bombalanması ve yaklaşık 32 bin sivilin hayatını kaybetmesinin Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin içtihatlarına göre savaş suçu teşkil ettiğini ve işgal rejiminin soykırım kastıyla hareket ederek Filistin halkına karşı etnik temizlik ve soykırım suçlarını işlediğini vurgulayan Hadad, Gazze'deki durumu yakından takip ettiğini belirtti. "Gazze bir açık hava hapishanesi. Yoksulluk, güçlükler ve çalışma haklarının işgal rejiminin iznine tabi olması gibi zorluklar var. Bunlar 7 Ekim öncesinde de vardı" dedi.