Gazze soykırımcı siyonist terör rejiminin onlarca yıldır işgali ve zulmü altında. Yetmezmiş gibi 2007 yılından bu yana havadan, karadan ve denizden işgalci çetenin uyguladığı acımasız ablukayla dünyanın en büyük hapishanesine dönüştü. Tüm bunların üstüne mübarek Aksa Tufanı Operasyonu’nun gerçekleştiği 7 Ekim’den beri 5 aydır da vahşi ve barbar saldırıları altında olan Gazze’de yüzbinlerce Müslüman açlıkla, susuzlukla mücadele ediyor. Yaralarından kan damlayan Gazze’de katledilen Müslüman sayısı 31 bine yaklaştı…
GAZZELİLER AÇLIKTAN HAYVAN YEMLERİNİ ÖĞÜTMEYE BAŞLADILAR
Birleşmiş Milletler, yoğun saldırısı altındaki Gazze Şeridi'nde 2,2 milyon kişinin kıtlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu uyarısında bulunmuştu.
BM'ye göre, Gazze'de 378 bin kişi Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) ölçeğine göre "felaket" olarak adlandırılan 5. seviye, 939 bin kişi de "acil durum" olarak bilinen 4. seviye açlıkla karşı karşıya bulunuyor.
Özellikle Gazze'nin kuzeyinde yaşayan Filistinlilerin un bulamadıkları için hayvan yemlerini öğütmeye başladığı bildiriliyor.
AÇLIKTAN ÖLENLERİN SAYISI ARTIYOR
Siyonist çapulcular, Gazze Şeridi'ne yardım girişini engelleyerek bölgede büyük bir "insani felakete" neden olurken, terörist çetenin "aç bırakma politikası" şu ana kadar en küçüğü 14 günlük bebek olmak üzere 16 çocuğun ölümüne yol açtı.
Soykırımcı terörist çetenin yardım girişini engelleyerek büyük bir "insani felakete" neden olduğu Gazze Şeridi'nde dün bir çocuk daha açlıktan öldü.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Eşref el-Kudra, yaptığı yazılı açıklamada, Gazze kentindeki Şifa Hastanesinde yetersiz beslenme nedeniyle 15 yaşındaki bir kız çocuğun hayatını kaybettiğini belirtti.
Barbar siyonistlerin insani yardımları engellediği Gazze Şeridi'nde yetersiz beslenme sebebiyle ölenlerin sayısının 18'e yükseldiğini aktaran Kudra, Gazze'nin kuzeyindeki açlık felaketinin özellikle kronik hasta, çocuk ve hamile kadınlar için öldürücü seviyelere çıktığını kaydetti.
Vahşi çetenin kuzeydeki bölgelerde açlıklarını giderme arayışındaki insanlara karşı korkunç katliamlar yaptığına dikkati çeken Kudra, "Açlık giderek derinleşiyor ve insani yardımların girişi için saldırıların durdurulmaması halinde binlerce vatandaşın canını alacak." ifadelerini kullandı.
SİYONİST ÇAPULCULARIN LİMANLARI HERTÜRLÜ İHTİYAÇ MALZEMESİ YÜKLÜ GEMİLERLE DOLU
Öte yandan savaşın başladığı ilk anda; başta ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya olmak üzere birçok Batılı ülke siyonist çapulculara sınırsız desteklerini açıkladılar ve gerçekleşen soykırıma silahları hatta paralı askerleri ile destek verdiler. Siyonist çapulcular adeta yardım ve silahla donatılarak ve yaptıkları alçakça soykırıma göz yumularak adeta emperyalistler tarafından şımartıldı.
SİYONİST REJİME GIDA TEMİN EDENLER "ZULMÜN KAYNAĞI"
Gelin görün ki kardeşleri Gazze’de katledilirken işgalci çete limanlarına adı İslam ülkesi olan bir çok ülkeden ne yazık ki hala “ticaret” bahanesiyle her türlü ihtiyaç malzemesini taşıyan gemiler art arda yanaşmaya devam ediyor. Hiç utanmada hiç yüzleri kızarmadan işgalci terör çetesi ile her türlü siyasi-ticari ilişkilerini devam ettiren bu ülkelere Müslüman halkların yaralı yüreklerinin tercümanı olurcasına Umman Başmüftüsü Şeyh Ahmed bin Hamad El-Halili’den sert tepki geldi. Halili, Gazze halkı açlık ve susuzlukla boğuşurken siyonist rejime gıda temin edenlerin "zulmün kaynağı" olduğunu söyledi.
DÜŞMANI DESTEKLEYENLER, DÜŞMANDAN DAHA KİNDAR VE DAHA ZALİM
Müftü El-Halili, Gazze'deki Filistin halkı eşi benzeri görülmemiş bir insani kriz yaşarken Arap ülkelerini işgalcileri desteklemek ve onlara malzeme konvoyları sağlamakla suçladı. "X" platformundaki hesabından yaptığı açıklamada El Halili, "İşler daha da kötüleşti ve zulüm had safhaya ulaştı. Ancak zulmün kaynağı, iyiye yardım etmesi gerekirken düşmanı destekleyen, düşmandan daha kindar ve zalim olan kişidir." dedi.
El Halili, "Mücadele eden ve ezilen Filistin halkı açlık ve yoksunluk çekerken, yaşlıları, dulları ve yetimleri susuzluklarını giderecek, aç midelerini rahatlatacak, susuz ciğerlerinin hararetini söndürecek ve aşırı soğukta çıplak bedenlerini örtecek bir şey bulamazken, akrabaların düşmana kamyon konvoylarıyla ihtiyaç duyduğu ya da duymadığı şeyleri tedarik ederek yardım ettiğini gördük" dedi.
"İSLAM KARDEŞLİĞİ, ARAP KARDEŞLİĞİ VE İNSANİ YARDIM NEREDE?"
"İslam kardeşliği, Arap kardeşliği ve insani yardım nerede?" diye soran El-Halili "Bu çağrıyı İslami gayret, Arap alicenaplığı ve insani inisiyatif sahibi olanlara yönelttiğini" belirtti.
Gazze halkı, devam eden saldırılar ve ayrım gözetmeyen bombardıman nedeniyle eşi benzeri görülmemiş bir insani felaketle karşı karşıya. 1,9 milyondan fazla insan ülke içinde kamplara ve barınma merkezlerine yerleştirilmiş durumda.
El-Halili’nin sert sözleri İslam Ümmeti’nin kahir ekseriyetinin, yapılan bu rezilliğe karşı bir tepkisel bir feryadı oldu. Bu çok yüzlü ülkeler, masum bebeklerin, yaşlıların, kadınların, savunmasız ve açlığa-susuzluğa mahkum edilmiş özellikle de Müslüman olan bir halkın katledilmesine yaptıkları “ticaret” ve “siyaset”le destek olma zilletini göstermekle bu sert sözlerden daha fazlasını hak ediyorlar.
BM raportörleri açıkladı: Gazze'deki İnsanlar Kasıtlı Olarak Aç Bırakılıyor!
İnsan Hakları İzleme Örgütü soykırımcı terörist çetenin Gazze'de açlığı bir savaş yöntemi olarak kullanıp savaş suçu işlediğini açıkladı.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından hazırlanan bir raporda, işgalci çete güçlerinin su, gıda ve yakıt gibi temel kaynakların dağıtımını engellediğini ve insani yardıma izin vermeyerek bölgede zaten vahim olan koşulları daha da kötüleştirdiği vurgulandı. Gerçi daha önce aralarında çapulcuların sözde savunma bakanı Yoav Gallant, sözde ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir ve sözde enerji bakanı Israel Katz'ın da bulunduğu üst düzey siyonist yetkililer Gazzeli sivilleri temel ihtiyaç maddelerinden mahrum bırakma niyetlerini açıkça dile getirmişlerdi.
İnsan Hakları İzleme Örgütü bu politikanın siyonist barbar ordu tarafından uygulandığını ve uluslararası hukukun ihlal edildiğini açıkladı.
HRW israil ve Filistin Direktörü Ömer Şakir "israil dört ayı aşkın bir süredir Gazze halkını gıda ve sudan mahrum bırakıyor. Bu politika üst düzey İsrailli yetkililer tarafından teşvik ediliyor veya onaylanıyor ve bir savaş yöntemi olarak sivilleri aç bırakma niyetini yansıtıyor," dedi.