HÜDA PAR'dan Van’da “Anadilime sahip çıkıyorum” yürüyüşü

HÜDA PAR Van İl Başkanlığı, 21 Şubat Dünya Anadil Günü etkinlikleri kapsamında Kürtçe'nin önemine dikkat çekmek amacıyla yöresel kıyafetlerle basın açıklaması ve yürüyüş düzenledi.

Ekleme: 21.02.2024 17:50:09 / Güncelleme: 21.02.2024 17:55:00 / Güncel / Van Haberleri
Destek için 

Beşyol Meydanında düzenlenen programa; HÜDA PAR Van İl Başkanı Rasim Sayğın, Van Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Mehdi Oğuz, İpekyolu Belediye Başkan adayı Bedri Bor, Edremit Belediye Başkan adayı Erdal Sümen, Tuşba Belediye Başkan adayı Faruk Tasan, Gürpınar Belediye Başkan adayı Fevzi Doğan’ın yanı sıra STK temsilcileri, parti üyeleri ve vatandaşlar katıldı.

Kürtçe ve Türkçe yapılan basın açıklamalarının ardından başlayan yürüyüşte yol boyunca Kürtçe müzikler çalınarak dilin önemine vurgu yapıldı.

Yöresel kıyafet giyen çocuklarla birlikte parti binasına kadar kadar yürüyen partililer, halktan da yoğun ilgi görürken yürüyüş esnasında renkli görüntüler oluştu.

“Anadilime sahip çıkıyorum” temasıyla gerçekleştirilen programda Kürtçe basın açıklamasını İpekyolu Belediye Başkan adayı Bedri Bor, Türkçe basın açıklamasını ise Edremit Belediye Başkan adayı Erdal Sümen okudu.

“Bir dilin kaybolması bir milletin yok olması demektir”

Basın açıklamasında anadilin önemine dikkat çeken Sümen, “21 Şubat Dünya Anadil Günü olarak kutlanmaktadır. Bu vesileyle yeryüzünde konuşulan anadillerin korunması ve zenginleştirilmesi istenmektedir. Milletler dilleri aracılığıyla geçmiş hikâyelerini, hafızalarını, bilgi ve birikimlerini gelecek nesillere aktarır. Böylece geçmiş ile gelecek arasında ruhsal ve kültürel bir bağ inşa ederler. Bir dilin kaybolması; bir tarihin, birikimin, kültürün, dahası bir milletin yok olması demektir. Kuşkusuz dil, ilmî faaliyetlerin ve gelişmelerin ana taşıyıcısıdır. Dilleri terakki eden milletler ilimde de terakki etmişlerdir. Milletler, bir anlamda sahip olmaktan övünç duydukları ilmi eserleri ve bilimsel keşifleri güçlü ve gelişkin dillerine borçludurlar. Anadilleriyle konuşan, öğrenen, yaşamsal faaliyetlerini icra eden bireyler tarihsel miraslarının farkındadırlar. Bu kimseler kendinden daha emin, özgüvenleri yüksek, düşünsel yetenekleri daha gelişkin, içinde bulundukları toplumsal yapı ile duygusal bağları daha güçlü olmaktadır. Güçlü bireyler, güçlü toplumları oluşturur.” ifadelerine yer verdi.

“Dillerin özgürlüğü ve varlığını sürdürmesi için çalışmak, İslami ve insani bir sorumluluktur”

Dillerin korunması ve geliştirilmesinin siyasi polemik konusu olmaktan çıkarılması gerektiği belirten Erdal Sümen, “Dil konusuna Kur’an-ı Kerim’de çok veciz bir ifadeyle değinilmiştir. Rum suresi 22. ayette Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: 'Göklerin ve yerin yaratılışı, dillerinizin ve renklerinizin farklılığı da O'nun ayetlerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için ibretler vardır.' Dillerin ve renklerin çeşitliliğini, kendi varlığına delil kılan Rabbimizin buyruğuna binaen, dünyanın farklı coğrafyalarında var olan farklı dillerin özgürlüğü ve varlığını sürdürmesi için çalışmak, İslami ve insani bir sorumluluktur. HÜDA PAR olarak tüm dünya dillerini değerli bulduğumuzu ifade ediyor ve anadil hususunda hassasiyetle duruyoruz. Anadilin öğrenilmesi, konuşulması, geliştirilmesi; anadilde eğitim verilmesi hususlarını Hak Teâla’nın tüm insanlar için ortaya koyduğu bir hak olarak görüyor ve diyoruz ki; Hakk’ın hatırı âlidir, hiçbir hatıra feda edilmez. Anadillerin korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere aktarılması yönündeki talepler, devlet stratejisi adı altında insani olmayan politikalara kurban edilmemelidir. Dillerin korunması ve geliştirilmesi konusu artık, siyasi polemiklerin konusu olmaktan çıkmalı, bu meseleye insani sorumlulukla yaklaşılmalıdır.” dedi.

“Kürtçenin korunması, gelecek nesillere aktarılması, Türkiye için de bir sorumluluktur”

Kürtçenin korunması ve gelecek nesillere aktarılmasının Türkiye için bir sorumluluk olduğuna vurgu yapan Sümen, sözlerini şöyle sonlandırıldı:

“Ana dil konusunda bize düşen görev ve sorumluluğumuzu yerine getirmek adına, bu meselenin siyaset ve toplum üstü bir mesele olduğu bilinciyle, elimizden gelen çabayı ortaya koymaya devam edeceğiz. Bu bağlamda anadilin öğrenilmesi, konuşulması, geliştirilmesi, gelecek nesillere aktarılması, anadilde eğitim verilmesi için siyaset ve sivil toplum kurumları başta gelmek üzere toplumun tüm kurumlarını sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Bu konuyla ilişkili olarak, ülkemiz sınırları içerisinde milyonlarca vatandaşın anadili olan ve Türkçeden sonra en çok konuşulan Kürtçenin korunması, gelecek nesillere aktarılması, Türkiye için de bir sorumluluktur. Kuşkusuz son yıllarda Kürtçenin üzerindeki yasak ve engellemelerin hafifletilmesi yönündeki uygulamalar olumlu olmakla beraber yeterli değildir. Türkçenin korunması ve gelişimi için hazırlanan şartların, milyonlarca vatandaşın anadili olan Kürtçe için de oluşturulması adalet ve hakkaniyetin gereğidir. Anadilin önündeki engellerin kalktığı ve herkesin anadili ile eğitim alabildiği bir dünyada buluşmayı canı gönülden temenni ediyoruz.” (İLKHA)