Diyarbakır merkez Sur ilçesi Tarihi Ulu Camii önünde düzenlenen basın açıklamasında, son zamanlarda sıklıkla gündeme gelen ateşkes anlaşmalarını ele alan Peygamber Sevdalıları Vakfı, Gazze halkına karşı katliam ve soykırımın son bulması ve ateşkesin sağlanması için, HAMAS’ın şartlarının yerine getirilmesi gerektiğini belirterek HAMAS’ın onayının olmadığı hiçbir anlaşmanın geçerliliği olmadığına vurgu yaptı.
Yapılan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Üzeyir Yuva okudu.
Gerek yerel seçimlerle gerekse de başka gelişme ve olaylar nedeniyle farklı gündemler oluşsa da Gazze ve Kudüs'ün, gündemde ilk sırada yer alması gerektiğini belirten Yuva, "Kudüs davası inanç temelli ümmetin ortak davasıdır. Bu bilinçle her hafta toplanmamız, bu davayla dertlenmemiz, sorumluluğumuzun gereği olduğu gibi Aksa’nın kurtuluşu yolunda daha etkili sonuçlar doğuracak faaliyetlere de vesile olacaktır inşallah." ifadelerini kullandı.
"Gazze'de halkın topluca katledilmesi ve şehrin buldozerlerle yıkılması planın bir parçasıdır"
Gazze’de ve Filistin’in diğer bölgelerinde siyonist vahşetin tüm hızıyla devam ettiğini, sergilenen vahşet tablosunun katliam ve soykırım uygulaması neredeyse canlı yayınlarla tüm dünyanın, hepimizin gözü önünde icra edildiğine vurgu yapan Yuva, "Dört ayı aşkın süredir bu zulmü durdurmaya yönelik ciddi bir adım atılmamış, yapılan çağrılar ve kınamalar ise siyonistlerce dikkate bile alınmamıştır. Dünya kamuoyunda vicdan ve insaf sahibi çevrelerce gösterilen sivil tepkiler ile Yemen ve diğer İslami yapı ve örgütlerce fiili olarak verilen değerli karşılıklar da katliam ve soykırımı durdurmaya yetmemiştir." dedi.
siyonist zalimlerin, işgal ve soykırım planlarında yeni bir aşamaya geçtiğine dikkat çeken Yuva, "Soykırım ve katliamlarla birlikte sistematik şekilde zorla göç ettirme, tehcir politikası uygulayan terör şebekesi, zorla Gazze’nin güneyine sürülüp hapsedilen sivil halka karşı saldırıya geçmeye başlamıştır. Küçücük bir toprak parçasında, Refah’ta sıkışıp kalan sivillere yönelik yıldırma, katliam uygulamalarıyla Gazze’nin insansızlaştırılması ve sonrasında da kalıcı siyonist işgali hedeflenmektedir. Daha önce işgal edilen Gazze’nin kuzeyi ve diğer bölgelerindeki halkın topluca katledilmesi, göçe zorlanması ile yetinilmeyerek altyapısıyla birlikte neredeyse tüm şehrin işgalciler tarafından yerle bir edilerek buldozerlerle dümdüz edilip yıkılması da bu planın bir parçasıdır." şeklinde konuştu.
"Müslümanların yekvücut halinde teyakkuza geçmesi gerekmektedir"
Gazze’ye müdahalenin başlangıcından beri terör rejimi tarafından dillendirilen, adım adım hayata geçirilen bu habis siyonist emelin gerçekleştirilmesinin sadece Gazze’nin düşmesine netice vermeyeceğini kaydeden Yuva, Filistin davasının da onulmaz yara alacağının altını çizdi.
Yuva, "Gazze’nin düşmesi tüm ümmetin ve Müslümanların siyonistlere karşı mücadelesinde çok önemli bir mevziinin kaybedilmesi demektir. Bunu netice verecek her türlü fiili müdahalelere, diplomatik ayak oyunlarına, kandırmaca ve komplolara karşı tüm Müslümanların, ümmetin uyanık ve bilinçli olması, yekvücut halinde teyakkuza geçmesi gerekmektedir." ifadelerine yer verdi.
Gazze’nin önce insansızlaştırılması, sonrasında da siyonist işgale terk edilmesi, yeni katliamların yeni sürgünlerin de başlangıcı olacağını söyleyen Yuva, "Sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların istikbali, istiklali, huzur ve emniyeti, izzet ve şerefi için de hayati öneme sahip olan bu mesele bir hayat memat meselesidir. Başta Gazze’ye komşu olan Mısır olmak üzere tüm bölge devletlerinin iş birliği halinde acilen etkili adımlar atması, tedbirler alması gerekmektedir." diye belirtti.
"Müdahale edilmezse siyonistlerin işgal ve katliamlarında yeni bir aşamaya geçeceği açıktır"
"Doymak bilmez hırs ve arz-ı mevud safsatasıyla her geçen gün hedef büyüten siyonist işgalcilere dur demenin zamanı çoktan gelmiştir." ifadeleriyle konuşmasını sürdüren Yuva, "Tüm Müslümanlar imkanlarını seferber ederek bunun için çalışmalı, idarecileri ve kamu gücünü harekete geçirmelidir. Temenni ve kınamalar sonuç vermeyecektir. Yapılan ateşkes görüşmelerinde terör şebekesinin takındığı küstah tavır da dikkate alındığında fiili, planlı, etkili tavır ve müdahalelerle hareket edilmezse siyonistlerin işgal ve katliamlarında yeni bir aşamaya geçeceği açıktır." şeklinde konuştu.
Yuva, "Gazze halkı tarafından seçilen meşru hükümet olan HAMAS’ın onayının olmadığı hiçbir anlaşmanın geçerliliği yoktur. Gazze halkına karşı katliam ve soykırımın son bulması ve ateşkesin sağlanması için, HAMAS’ın şartları yerine getirilmelidir. Kalıcı bir ateşkes isteniyorsa başta Türkiye ve Mısır olmak üzere bölge ülkeleri bu soykırımın son bulmasına yönelik somut adımlar atmalı, abluka kaldırılarak sınır kapılarının ve insani koridorun açılması ve yıkılan şehirlerin imarı sağlanmalıdır." dedi.
Tüm Müslümanlara ve özellikle Müslüman ülkelerin idarecilerine seslenen Yuva, şunları söyledi:
"Gazze’nin Refah bölgesine yapılacak saldırı ve kara harekatının daha büyük katliam ve tam soykırıma zemin olacağı bilinciyle işgalcilere karşı iş birliği halinde etkili fiili adımlar atın. Gazze’nin insansızlaştırılması, boşaltılması ile neticelenecek ve aslında siyonist katliam soykırımın politikasının bir parçası olan girişim ve uygulamalara izin vermeyin. Gazze’ye yönelik insanlık dışı ambargoyu ve insani yardım akışına engel olan siyonist engellemeleri kaldıracak girişimlerle Gazzeli kardeşlerimize gerekli insani yardımları ve destekleri sürekli şekilde sağlayarak Gazzelilerin kendi vatanlarında ikamet ve barınmalarını sağlayın."
"Zulme rıza göstermenin ve göz yummanın da zulüm olduğunu unutmayın"
Yuva, "Gazzelilerin yurtlarından geçici de olsa çıkarılmalarını, başka yerleşim alanlarına yerleştirilmelerini öngören politik oyunlara aldanmayın. Zulme rıza göstermenin, göz yummanın da zulüm olduğunu unutmadan dini, tarihi, vicdani sorumluluğunuzu yerine getirin." ifadelerini kullandı.
Direnişin devamı ve başarısı için her türlü desteğin sağlanmasının tüm Müslümanlar için vecibe olduğunu söyleyen Yuva, "Gelinen aşamada her gün onlarca kardeşimiz bebek çocuk kadın ayrımı yapılmadan şehit edilip açlığa, susuzluğa, ilaçsızlığa mahkûm edilse de hastaneler, okullar camiler dahil tüm yerleşim birimleri tahrip edilip yıkılsa da açık katliam ve soykırıma karşı dünya seyirci kalsa da asla umutsuz değiliz. Sarsılmaz iman ve kararlılıkları ile Aksa ve Kudüs davasını omuzlayan mücahitlerin destansı direnişleri devam etmektedir." dedi.
Filistin için atılan her adım, harcanan her emek, söylenen her sözün kıymetli ve anlamlı olduğunu belirten Yuva, konuşmasını "Allah bana yeter, O’ndan başka ilah yoktur, ben yalnız O’na güvenip dayanırım; O, büyük arşın sahibidir." ayeti kerimesiyle sonlandırdı. (İLKHA)