Yeni bir çalışma, küresel güney olarak adlandırılan bölgelerde deniz seviyesinin yükselmesinin inşa edilmiş çevreler üzerindeki toplam tehlikesini ilk kez net olarak ortaya koyuyor.
Kanada’daki McGill Üniversitesi’nden yerbilimci ve çalışmanın ortak yazarı Eric Galbraith şöyle diyor:
“Okyanusa yakın yaşayıp yaşamadığımızdan bağımsız olarak, hepimiz iklim değişikliğinden ve deniz seviyesinin yükselmesinden etkileneceğiz.”
“Hepimiz, limanlardan ve deniz kıyısı altyapılarından geçen mallara, gıdalara ve yakıtlara bağımlıyız. Bu kritik altyapının sekteye uğraması, küresel ölçekte birbirine bağlı ekonomimizi ve gıda sistemimizi altüst edebilir.”
Dünya atmosferi, bugün en az 4 milyon yıldır görülmeyen kadar yüksek miktarda karbondioksit içeriyor; yani modern insanın ortaya çıkışından çok önceki seviyelere dönülmüş durumda. Bu durum, aşırı hava olaylarından tutun, deniz suyunun yerleşimlere sızmasına kadar yeryüzündeki yaşam için benzeri görülmemiş sorunlara neden oluyor.
İnsanlık tarihinde deniz seviyesi daha önce de yükselmişti; örneğin 10.000 yıl önce buzul çağının bitişinde. Ancak o zaman kıyı toplulukları çok daha küçük, sade ve seyrek yapıdaydı — günümüzün yoğun, devasa kıyı yerleşimleriyle kıyaslanamayacak kadar.
Bu yeni çalışma, bireysel binaları ve bunların deniz seviyesi yükselmesine karşı savunmasızlığını büyük ölçekli olarak haritalayan ilk değerlendirme olma özelliğini taşıyor. Çalışma, Afrika, Güneydoğu Asya ve Orta-Güney Amerika kıyılarını kapsıyor; uydu görüntüleri, makine öğrenimi teknikleri ve yüksek çözünürlüklü topoğrafya ile bina taban alanı verilerinden yararlanıyor.
Dünya nüfusunun yaklaşık onda biri — yani yaklaşık 750 milyon insan — kıyıdan 5 kilometre içinde yaşıyor. Dolayısıyla deniz seviyesindeki mütevazı bir artış bile çok büyük risk anlamına geliyor.
McGill Üniversitesi’nden jeofizikçi ve çalışmanın ortak yazarı Natalya Gomez şöyle diyor:
“Deniz seviyesinin yükselmesi, ısınmanın yavaş ama durdurulamaz bir sonucudur ve halihazırda kıyı nüfuslarını etkiliyor. Bu durum yüzyıllar boyunca devam edecek.”
“İnsanlar genellikle deniz seviyesinin birkaç on santimetre veya belki bir metre yükseleceğinden söz ediyor. Oysa fosil yakıtları hızla bırakmazsak, deniz seviyesi birkaç metre daha yükselebilir.”
Çalışma, küresel güneydeki 840 milyon binayı değerlendirdi ve uydu verileri ile ayrıntılı yükseklik haritalarını kullanarak yerel deniz seviyesi artışı için üç senaryo inceledi: 0,5 metre, 5 metre ve 20 metre.
En iyimser tahminlerde bile — örneğin 2100 yılına kadar CO₂ emisyonlarının güçlü biçimde azaltılması durumunda — deniz seviyesinin en az 0,5 metre yükseleceği öngörülüyor. Bu senaryoda yaklaşık 3 milyon binanın kıyı taşkınlarıyla sular altında kalacağı hesaplandı.
Okyanus 5 metre yükselirse, araştırmacılar yaklaşık 45 milyon binanın su altında kalacağını gördü — bazı ülkelerde mevcut yapı stokunun %80’inden fazlası yok olabilir.
20 metrelik en kötü senaryoda ise 130 milyondan fazla bina sular altında kalacak.