Güncel

Kuzey Kutbu yer değiştirdi: Sebebi şaşırtıcı

Bir nehir üzerine inşa edilen baraj, gezegenin dönme eksenini kaydırabilir mi? Ya da betonla tuttuğumuz sular, Kuzey Kutbu’nun hareketine neden olabilir mi?

Abone Ol

Jeolojik değişimlerin milyonlarca yıl aldığı bir dünyada, insanlık son iki yüzyılda aktif bir jeolojik güç haline geldi. Sadece kazılarla değil; kutupları hareket ettirerek, Dünya’nın kendi etrafında dönüşünü yeniden biçimlendirerek...

Yakın zamanda Geophysical Research Letters dergisinde yayımlanan bir çalışmada, Natasha Valensik liderliğindeki araştırmacılar, dünyadaki barajların “gerçek kutup gezintisi” (True Polar Wander – TPW) üzerinden Dünya’nın dönme eksenini nasıl değiştirdiğini inceledi.

1835’ten 2011’e kadar inşa edilen 6862 baraj, Grand Canyon’un iki katı hacminde suyu geride tutuyor. Bu su kütlesinin yer değiştirmesi, Kuzey Kutbu’nun 113.4 cm (yaklaşık bir metre) hareket etmesine neden oldu. Bu sonuç, insanlığın “jeolojik çağ” olarak adlandırılan yeni bir döneme girdiğinin güçlü bir kanıtı.

Dünya’nın dönme ekseni bugüne dek büyük jeolojik kuvvetlerle şekilleniyordu: tektonik plakalar, buzulların erimesi, iç ısı salınımı... Ama bu yeni çalışmada baraj sularının tutulması, dönme ekseninde kaymaya neden olan doğrudan bir faktör olarak öne çıktı.

1835–1954 arasında kutup 20.5 cm doğuya (103.4°) doğru hareket etti.

1954–2011 arasında hızlanarak 57.1 cm batıya (–117.5°) kaydı.

Toplam 113.4 cm’lik kaymanın büyük kısmı 20. yüzyılda gerçekleşti – yani doğanın değil, barajlarla nehirleri ehlileştiren insanın eseri.

Su Depoları, Gezegenin Dengesi
Bu değişimi anlamak için kütle dağılımına dikkat etmek gerekiyor. Jeofiziksel olarak, Dünya’nın dönüşü kütlesinin nasıl dağıldığına çok duyarlıdır. Yani, sanki bir basketbol topunun kenarına çamur yapıştırılmış gibi: ağırlık kayması, dönüşü etkiler.

Milyarlarca ton suyu barajlarla tuttuğumuzda, sadece denizden su çekmiyoruz, aynı zamanda yer kabuğundaki kütle dağılımını değiştiriyoruz. Bu da gezegenin “eylemsizlik momenti”ni ve dolayısıyla eksenini etkiliyor.

Çalışmada kullanılan veri tabanı, GRanD veritabanı gibi kaynaklardan elde edilen verilerle, küresel olarak hapsedilen suyun %72’sini kapsıyor. Bu sayede 177 yıllık TPW hareketi detaylı şekilde haritalandırıldı.

20. yüzyılın ilk yarısında kutup kayması: yılda 0.30 cm

İkinci yarısında: yılda 0.95 cm

Kutup Kayması, Deniz Seviyesi ve Yerçekimi İlişkisi
Çarpıcı biçimde, bu kutup kayması 20. yüzyıl boyunca küresel deniz seviyesini 21.8 mm azalttı. Bu durum, eriyen buzullar nedeniyle artması beklenen deniz seviyelerine ters düşüyor.

Yani barajlar hem denizden su çekiyor, hem de Dünya’nın kütlesel dağılımını değiştirerek yerçekimsel dengeyi bozuyor. Bu da bazı bölgelerde deniz seviyesinin beklenenden fazla ya da az yükselmesine yol açıyor.

Barajlar ve Sera Gazları
Barajlar sadece suyu hapsetmiyor, aynı zamanda metan gibi sera gazları yayıyor, karbon döngüsünü bozuyor, yağış düzenlerini ve ekosistemleri değiştiriyor.

Barajların iklim değişikliğine olan insan kaynaklı katkısı %4 olarak tahmin ediliyor. Dünya nüfusunun %23’ü, baraj projeleri nedeniyle tarımsal su kaynaklarını kaybetmiş durumda.

En büyük örnek, Çin’deki Üç Boğaz Barajı. 40 milyar ton su tutuyor ve Dünya’nın dönüş hızını 0.06 mikrosaniye yavaşlatabileceği, ekvatorda şişkinlik yarattığı biliniyor.