Kürt meselesi ve Çözüm yolu

Abone Ol

Bilindiği gibi HÜDA PAR bugün ve yarın Diyarbakır’da “Kürt Meselesine İnsani Çözüm Çalıştayı” düzenleyecek.

Çalıştaya Türkiye’nin dört bir tarafından duyarlı birçok siyasi parti yetkilileri, yazar, akademisyen ve kanaat önderleri katılacaklar.

İki gün sürecek ve dört oturumdan oluşan çalıştayda birbirlerinden kıymetli konuşmacılar sunumlarını yapacaklar.

Türkiye’de kronikleşmiş Kürt meselesinin çözümüne katkı sunacak olan bu çalıştayın şimdiden hayırlara vesile olmasını temenni ederim. Bu önemli meselenin çözümüne katkı sunmak için büyük bir özveri ile çalışan HÜDA PAR’a da teşekkürü bir borç biliriz.

Peki, Kürt meselesi nedir? Nasıl çözülür?

Malumunuz olduğu üzere Cumhuriyet tarihiyle yaşıt olan Kürt meselesi her zaman Türkiye gündeminde olmuş ve bir türlü çözüme kavuşmamıştır.

Kürt, Türk ve diğer Müslüman halkların ortak paydası olan halifeliğin ilgası ve tesis edilmek istenen ulus devlet paradigması bu meselenin temelini oluşturdu.

Kurtuluş savaşında Türklerle beraber en ön saflarda savaşan ülkenin kurucu unsuru Kürtler, Cumhuriyet kurulduktan sonra hem dinleri yasaklandı hem de dilleri.

Hemen akabinde “Ne mutlu Türküm diyene”, “Türkiye Türklerindir”, “Türkiye’de yaşayan herkes Türktür” gibi ırkçı söylem ve uygulamalar bu meselenin ana sebebi oldu.

Çözümü ise, meseleye insani ve İslami bir perspektifle bakmaktır. Zaten bu açıdan meseleye bakıldığında tüm tarafların çözüm önerilerinde ortak bir metin kendiliğinden ortaya çıkacaktır.

Yok, eğer iktidar cenahı; Bir taraftan Kürtlerin ana sütü gibi helal olan haklarını bir lütuf olarak görüp pazarlık konusu yapsa, diğer tarafta da elinde silah olanları muhatap alıp Kürtlerin temsilcisi gibi görse zaten bu mesele çözülmez.

Aynı şekilde elinde silah olan Kandil ve uzantısı DEM de bu önemli meseleyi Öcalan’ın cezaevinden çıkması ve PKK’nin silah bırakmasına indirgese elbette yine bu mesele çözülmez. Bilakis daha da karmaşık hal alacak ve bu meselenin çözümü birkaç yıl daha ertelenmiş olacaktır.

Oysa elinde silah olanların silah bırakması ayrı bir konudur. Kürt meselesi ise çok daha ayrı bir konudur.

Eğer siyasi iktidar elinde silah olanların silahlarını bıraktırmak istiyorsa onlarla bu konu ile ilgili pazarlık yapar. Ne alır ne verir, nasıl olur bu konu onların kendi içindeki pazarlıkları olur. Çözülür ya da çözülmez o da iki tarafın takdirine kalmış bir olaydır.

Ancak sen Cumhuriyet tarihiyle yaşıt olan Kürt meselesi gibi büyük bir meseleyi, elinde silah olan bir yapıyla pazarlık konusu yapsan ve onları bu meselenin tek muhatabı olarak kabul etsen zaten meselenin çözülmeyeceği ortadadır.

2013’teki çözüm süreci de bunun en büyük kanıtıdır.

Oysa siyasi partilerden kanaat önderlerine, STK’lardan cemiyetlere ve yazar-çizerlere kadar Kürt meselesi konusunda söyleyecek sözü olan kim varsa muhatap alınıp konuşulmalı. Sonra insani ve İslami açıdan konu üzerinde bir değerlendirme yapıp meselenin çözümü için adım atılmalıdır. Böylece görülecek ki kısa bir zamanda müzminleşen bu mesele çözülüp ülkenin gündeminden çıkıverir.

Bunu için HÜDA PAR’ın bu bakış açısıyla bugün ve yarın yapacağı çalıştay çok kıymetli ve değerlidir. Herkesin istifade etmesi temennisiyle…