Komxebata Kurd Apon’un Mektubu-2

Abone Ol

Ortadoğu’daki sorun da çözümü de bellidir. Bu sorunların çözümünü istemeyenler de neden istemedikleri de bellidir!

Peki, mani nedir?

İşte onu diyeceğim!.. Alayının çözümü tek cümlede.

Dilimin ucunda!.. Konuşamıyorum(!) Doğruyu konuşmam lazım. Konuşursam köyümden olurum.

Komşu köye gidersin canım!

Oradan da kovulurum!

Diğerine, berikine, ötekine.. gidersin!

İyisi mi? Tabi ki konuşmak. Hem de doğruyu konuşmak, yazmak gerek!

Konuşmak ve yazmak kolay da kovulursun hem de dokuz köyden!

Dokuz köyden kovulmayı göze alacak kaç devlet, hükümet, siyasi parti, STK veya yapı var bilmem ama dünyadaki hâkim sermaye, siyaset ve medyaya rağmen konuşan var. Varmış(!)

Bunu da Gazze’den Bakınca gördük elhamdülillah! Dün de görme şansımız vardı ama görebileceğimiz yerin adı ve adresi riskliydi. Riskin, tehlikenin de ötesinde trajikomik… Lanetlenmişti!

Zor ama demeliyim; Kürt ve Kürdistan! Milattan öncelerini aşarak 1920’lere kadar kusursuz/korkusuz geldi. Esasen korkulacak şey de değildi! Cumhurun sözü geçerliydi(!) derken olan ol(muş)tu!

Her şey O gelirken oldu; her şey O giderken başladı! Yok yere, göz göre göre!..

1948’den önce Ortadoğu’nun yine bir Kürt Meselesi vardı… Sorun bitmemeliydi(!) Biterse, Filistin’i, Ortadoğu’yu karıştıran emperyalist istihbaratlar, terör devşirmeyecek, en mümbit zeminlerini yitirecekti. Bunun için adaletsizlik, terör.. lazımdı!

Gazze tabi ki özelde ümmetin genelde de insanlığın bir efsanesi/destanıdır ama Kürt ve Kürdistan’a mani değildir hem de hiç! Hata ikisi aynı hamurdan! Çünkü Müslüman!

Kürdistan, az da olsa şanslı(!) Kardeş hakim milletler, devletlerin arasında!..

Bir derdi mi var? Kardeşine anlatır(!) Anlaşılır(!); dermanı bulunur! Müminler ancak kardeştir! Kardeşin derdi, daha güçlü kardeşinin de derdidir! Allah’ın da emridir!

“Müminler ancak kardeştirler, onun için kardeşlerinizin arasını düzeltin! Allah'tan korkun ki rahmete erdirilesiniz.”(Hucurat-10)

Düşünün; rahmete ermemizin tek yolu da bu görevdir… Fakat heyhate heyhat!.. Koca bir ümmetin etkili ve yetkilileri, ilim/irfanı halihazırda bu fermanla çelişiyor, çatışıyor!..

HÜDA PAR; 15-6 Şubat’taki çalıştayda tam da bunu konuştu! Eline silah almadı. Emperyalist istihbaratların, Siyonist terör sermayesinin kapılarını aşındırmadı! Hicaz kralları gibi Trump’ın rampasında teklemedi!..

Selahaddin’in, Saideyn’in diyarında asırlık bir yarayı, olmazsa olmaz dermanını konuştu!

Sen misin konuşan! siyaset ve medyanın linçine uğradı/uğruyor!..

Ne demiş?

“Red ve inkar, silahlar.. olmasın! Muazzam mazide tekmil Şark Cephesinin biricik teminatı olmuş olan İslam dini, Kürt ve Kürdistan yine o hakkettiği yere otursun. Kürdün milli kahramanlarının kabirleri belirlensin; anadilde eğitim hakkı!..”

Ayetin, küresel vicdanın, aklıselimin… ışığında bu isteklere bakalım!

“Ortadoğu’daki yerlilerin hazinelerini tüketen; geleceklerinin bekası olan, görüşme/anlaşma masalarında işgalci ve katliamcı güç ve istihbaratlara kök söktürecek en dinamik, en gözü kara ve mertlik abidesi bir gençlik” terör belasıyla heba edilmeyecek!

Kardeşler arasına kan bulaşmayacak. Sınırlarda serbest dolaşım, AB ülkelerini kıskandıracak.

Beli ki birileri en başta binasını çözümsüzlük üzerine inşa etmiş! Belli ki birileri kardeşlerin çatışmasını, terörü istiyor. Belli ki Vahyin Anakarasında emperyalistlerin hizmetinde hükümet, lider ve siyasi yapılanmalar vardır.

Her devlet, hükümet ve milletin… “emperyalist istihbaratlarla sorunu olmayan; o değirmene su taşıyan bir etkili ve yetkili sınıfı olsun istenmiş! Asırlık çark böyle dönmüş!

Bundandır; istihare ve teheccüt dualarımızla, gözyaşıyla seçtiğimiz en muteber en makul, en dindar insan… değişiyor, dönüşüyor; bir başkası olarak kendi halkını sorguluyor! Ahlakı, kültür, dil, edebiyatıyla savaşıyor! Fakat yanılıyor!

“Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.”(Şuara-227) Vesselam.