KİMDİR TERÖRİST?

Abone Ol

Soykırım en vahşi usullerle devam ederken, buna karşı çıkmamanın insani tüm değerleri kaybetmiş olmak anlamına geldiği artık net bir şekilde ortaya çıkmışken kimi insan kılıklı yaratıkların “Gazze ayrı Hamas ayrı” söylemine başvurduklarını görüyoruz.

Bunlara göre soykırımcı Siyonistlerin yaptıkları kötü; ama Hamas da terörist bir yapılanma olduğu için ona da karşı çıkmak gerekiyormuş.

Bu insan kılıklılar ya insani idrak kanallarını tümüyle kapatıp yaşananları sadece Siyonist katillerin penceresinden görüyorlar ya da kendilerini insanlıklarını makam ve para karşılığı sattıkları yerlere göre tavır almak zorunda hissediyorlar.

İnsan olma vasfını kaybetmemiş olanlar Gazze’de yaşananları, açlıktan ölümleri, vahşi katliamları en berrak şekilde görürler, işgal altındaki topraklarda yaşayan Siyonist teröristlerin de büyük oranda yaşanan soykırıma destek verdiklerini fark ederler ve buna göre tutum alınması gerektiğini anlarlar.

Vicdan dediğimiz insani duyguya sahip olmayanlar için bir şey ifade etmez; ama biz yine de tanımlardan devam edelim.

Terörizm kelimesinin tanımından başlayalım:

“Kurulu düzene karşı silahlı faaliyetlerde bulunarak, halk içinde karışıklık çıkarmak. Bir siyasi davayı kabul ettirmek için karşı tarafa korku salacak, cana ve mala kıyacak davranışlarda bulunmak.”

Tanımlar bu şekilde uzuyor; ama bu kadarı yeterli sanırım.

Şimdi mevcut duruma bakalım.

İşgal gayrimeşru olduğuna göre işgalciyi “kurulu düzen sahibi” olarak kabul etmek daha başta batağa saplanmaktır. İşgalci Siyonistler başka yerlerden gelip Filistin topraklarını işgal ettiler, terör faaliyetlerinde bulunup insanların göç etmesine neden oldular. Cana kıydılar, suikast yaptılar, evleri bombalayarak aileleri tüm fertleriyle öldürdüler.

İnsanlara yaşadıkları toprakları terk etmelerini aksi takdirde onlara yaşam hakkı tanımayacaklarını hiç de gizleme gereği duymadan defalarca söylediler.

Soykırımcı geçmişleriyle bilinen birkaç emperyalist ülkenin dışında herkes onların işgalini reddetti, yaptıkları katliamları kınadı, bulundukları topraklardaki varlıklarının hukuksuz olduğunu, varlıklarının meşru olmadığını ilan etti.

Gelelim Hamas’a…

İslami Direniş Hareketi (HAMAS) tümüyle Filistinlilerden oluşan, işgali reddeden, işgale karşı meşru direniş hakkını kullanan ve Filistin toplumunda ciddi karşılığı olan bir hareket.

HAMAS, elindeki kıt imkanlarla dünyanın en büyük silahlı güçlerinden biri olan Siyonist terörist çeteye karşı şerefli bir mücadele yürütüyor. Keza 7 Ekim Aksa Tufanı harekatı da işgal altındaki bir bölgeye yönelik yapıldı, Filistin dışında bir yere değil.

İşgal topraklarında yaşayan ve işgali bir hak olarak gören tüm Siyonistlerin “işgalci” olduğu gerçeğini unutmadan bir konuyu bir daha konuşalım:

Aksa Tufanı harekatında “müzik festivalinin hedef alındığı” iddia edilerek HAMAS’a suçlamalar yöneltiliyor.

Oysa çok sayıda görgü tanığı ve kimi Siyonist askerin itiraflarından sonra ortaya çıktı ki, “Müzik festivali”ne yönelik saldırı, işgalci Siyonistlerin 1986’dan beri yürürlüğe koyduğu “Hanibal protokolü” çerçevesinde bizzat Siyonist ordu tarafından gerçekleştirildi.

Bu protokole göre “Siyonist askerlerden bir ya da birkaçının düşman eline geçmesini önlemek için gerekirse sivil kayıplarını da göze alarak saldırı yaptılar ve düşmanla beraber Siyonistler de öldürülür.”

Aksa Tufanı sırasında çok sayıda siyonistin esir alındığı anlaşıldığında bu sayının artmaması için müzik festivaline gelen sivillerin olduğu bölgeler yoğun bombardıman altına alındı.

İşgalci Siyonistler ilk başta 1400 sivilin öldüğünü söylediler; ama bir süre sonra bu rakamı 1200’e çektiler. Çünkü 1400 kişinin tümü işgal ordusu tarafından öldürülmüş; ama sonra bunlardan 200’ünün Hamas savaşçısı olduğu anlaşılmıştı.

Gazze’de işledikleri vahşet bir yana kendi halkını da katledip Hamas’ı suçlayan bir çete yapılanması varken Hamas’a terörist demek hangi vicdana sığar?