Katliamın ev sahibi

Abone Ol

Gazze katliamının şüphesiz en büyük müsebbibi Amerika’dır. Aklı veren, parayı veren, silahı veren, emri veren odur aslında. Zaten Amerika israilden ayrı bir şey de değildir. israil küçük bir Amerika, Amerika büyük bir israildir. Yani Amerika sadece emperyalist bir devlet değildir. Aynı zamanda siyonisttir.

BM Zirvesi, zulmün başkenti New York’ta başladı. Trump’un devlet başkanlarını fırçalama konuşması şaşkınlık yarattıysa da birçok liderin Gazze’deki acıyı gündeme alması açısından değerliydi. Kürsüde küresel bir vicdan olarak Gazze dile getirildi. BM’nin 193 üyesinden 157’sinin Filistin’i devlet olarak tanıması bu yıla ayrı bir önem kattı. Tabi bunun altında sinsi, şeytani veya zorlama bir karar olup olmadığı sonra belli olacaktır. Ancak en azından katliamları durdurma adına olumlu denilebilir.

Müslüman liderlerin acı fotoğraflar sergilemesi, somut adımlarda sorumluluktan kaçınmaları, söyledikleri sözlerin altını doldurmamaları yine gözlenen bir durum oldu. Her defasında ısrarla iki devletli çözümü belirtmeleri ayrıca manidardır. Bu iki devletten Filistin yönetiminin HAMAS’a verilmemesi hususunda sanki hepsi mutabık gibi.

Gazze gündemi ile yapılan Özel Zirve ise neredeyse akılları baştan alacak bir cinstendi. Türkiye, Ürdün, Pakistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan, Mısır, Endonezya gibi halkı Müslüman ülkelerin olduğu toplantıda söz Trump’taydı. Yani Müslümanların zirvesinde sözün sahibi kafir olan Trump’tı. 70.000’den fazla insanı katleden, çocukların açlıktan ölmesine sebep olan ve canlı yayında soykırımlar gerçekleştiren israilin en büyük destekçisi Trump sözün sahibiydi. Kalıcı ateşkes, barış ve insani yardım yalanlarını söyledi yine.

Sözü o söyledi, diğerleri dinledi. Can kulaklarıyla, pür dikkat kesilerek dinlediler. Kimin nereye oturacağı, kim nerde oturmuşsa ne kadar değerli olduğu konusuna odaklandı bazısı. Hatta ülkenin malum medyası bizim oturduğumuz yer üzerinden göğüslerini gerdikçe gerdiler. Oysa yanına oturduğumuz; kardeşlerimizin katiliydi. Ağzı gözü kan dolu bir vampirdi. Bize rağmen kardeşlerimize ölüm yağdırandı.

Hakikatte sözü Müslüman liderler söylemeliydi. Trump dinlemeliydi. Katıldığı bunca toplantıda en önemlisinin bu olduğunu itiraf eden Trump’tı. Belki içten içe bir tepki de bekliyordu. Ama yine beklenen olmadı. Onlar sustu şeytan konuştu. Şeytan konuşunca katliamlar devam edecekti. Çünkü onların suskunluğu Gazze’ye ölüm demekti. Siyonist çeteye cesaret demekti.

Bu toplantıdan pek fazla bir şey çıkar mı bilmiyoruz. Dileğimiz Gazze adına olumlu bir kararın çıkması. Ya da bir sürece başlanmasına sebep olması.

Ama maalesef bu, Trump'ın insafına bırakılmış. Netanyahu’yu ikna edecek mi? Böyle bir derdi var mı? Bilinmez. Ama Netanyahu ile her görüşmeden sonra katliamların şiddetinin arttığı bilinen bir şey.

Velhasıl izzet İslam’dadır. Şeref İslam’dadır. Hak, adalet, insanlık İslam iledir. Çözüm ise İslam kardeşliğidir, bir araya gelmedir. Çözümü; takvadır, cihattır.