Katiller iş başında

Abone Ol

Amerika ve Fransa`nın başını çektiği diktatör ve emperyal güçler bu günlerde sözde Kaddafi`nin Libya halkını katletmesinin önüne geçmek için müslüman coğrafyama bomba yağdırıyor.

Amaç Kaddafi`nin katliamını durdurmakmış. Durdu mu? Hayır. Görgü tanıklarının ifadesine göre Kaddafi ilerleyişini sürdürüyor. Oğul Kaddafi sayılmayacak kadar kişiyi katlediyor. Maksat Kaddafi`yi durdurmak idiyse niçin hava saldırısı buna odaklanmadı da Kaddafi`nin katliamlarına göz yumuluyor. Sonra katil ittifak güçleri Kaddafi`nin gitmesini hedeflemediklerini söylediler. Bir kere daha gözümüzün içine baka baka operasyonun insani maksatlı olduğu yalanını attılar. Kaddafinin gitmemesi halinde yeni katliamları kim önleyebilir ki. Tabi ya onlar için önemli olan kaddafi ile imzaladıkları milyarlarca dolarlık anlaşmalar. Kaddafi giderse kim onların anlaşmalarını takardı ki.

Sözün kısası Kaddafi diktatörlüğünün gereğini yerine getirirken Amerika ve müttefikleri de leş kargaları gibi petrol yataklarına çökmenin hesabına göre hareket ediyor.

Daha dün israil vahşileri 9 müslümanı Filistin`de şehit etmedi mi? Bahreynde, Yemen`de katliamlar her gün yeni bir boyut kazanıyor. Ses eden var mı? Olmaz... Olursa şaşırırız. Onları bir tarafa bırakalım. Bu seferlik kendimize dönelim. Şunu peşinen kabul edelim ki Irak`ta, Afganistan`da, Filistin`de ve şimdi de Libya`da mazlumlar katlediliyorsa bunda bizim de az çok ihmalkarlığımız ve mesuliyetimiz vardır.

Bizler Kur`an`ımızın emirlerinden, Peygamberimizin sünnetinden ve davamızın önde gelenlerinin / alimlerimizin tavsiyelerinden uzaklaştıkça önce Kaddafi gibi diktatörleri sonra da ulaslararası emperyal odakları palazlandırdık. Kendimizi dünyanın zevk u sevfasına, rahatına alıştırdık. İnsanlara hakkı tavsiyeden uzaklaştık. Canım yanmasın, çocuklarım mahrum, yetim büyümesinler diye bırakın müslümanlarla biraraya gelmek yan komşumuzu sormaz olduk.

Bizi dört bir yandan kuşatıp ben merkezli yaptılar. Son derece organizeli çalışan toplum düşmanları bizi açlıkla, makamla, mevki ile korkutup bizi sindirdiler.

Biz de eğitimsiz olunca önümüze koyduklarını nimet olarak algıladık. Yıllarca coğrafyamı adı kral, sultan, şeyh olanlar Amerika`ya peşkeş çektiler. Unutmayalım onlar güçlerini bizim organizasyonluğumuzdan, bölük pürçük oluşumuzdan aldılar.

Bugün Libya`da diktatöre karşı ayaklananların karşısında kim var, organizasyonda istenmeyen ne tür durumlarla karşılaşılmış bunu bilmiyoruz. Ancak direnişçilerin geldikleri nokta itibarıyla zahiren görünen o ki ciddi manada öngörüsüz atılan adımlar var. Öyle ki, kendini Amerika`nın insafına bir yapı görünümü ortaya çıkıyor. Dolayısıyla

Şu sorular ister istemez akla geliyor:

Direnişçilerin sonuç elde edilinceye kadar tüm aşamalara ilişkin bir yol haritası var mıydı?

Direnişçilerin herhangi bir destek almadan ellerindeki silahlarla başarabileceklerini hesaplamışlar mıydı?

Birçok Müslüman coğrafyasındaki başkaldırılarda silah kullanılmaması direnişçileri dünya kamuoyunda haklı konuna getirdi. Neden böyle bir yola başvurulmadı?

Sonuç olarak yaşadıklarımızdan ibret almalıyız her bir Müslüman`ın yaşadığı olay diğer Müslümanlar için hazmedilmesi gereken bir tecrübedir. O halde itikatta, amelde, fikirde, siyasette birbirine sıkı sıkıya bağlı bir cemiyetin, cemaatin olması veya var ise Allah`ın rahmetini umarak o saflarda yerimizi almamız kaçınılmazdır. Aksi halde kontrol dışı kitlelerin uzun vadede başarılı olmaları görülür şey değildir.

Ya Rabbi! Tüm Müslüman kardeşlerimize selamete ulaşacakları yollar ihsan eyle.

Allah`a emanet olunuz.