Rus bilim insanları özellikle ülkenin kuzeybatı ve Uzak Doğu kıyılarında bu durumun ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtti.
Rus Bilimler Akademisi’ne bağlı Şirşov Okyanus Bilimleri Enstitüsü’nde kıyı taban toplulukları ekolojisi laboratuvarında baş araştırmacı olan Filip Saboznikov, Sputnik ajansına verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
“Fitoplanktonlar deniz ekosisteminin temel unsurlarından biridir ve su sütunundaki birincil besin kaynağını oluşturur. Elbette, okyanusların ısınması onların yaşamını da etkiler.”
Saboznikov sözlerine şöyle devam etti:
“Örneğin, orta enlemlerde mikroskobik alglerin daha erken çoğalmasına, deniz canlılarının doğal üreme döngüsünün bozulmasına, alglerin aktif büyüme dönemlerinin değişmesine ve sıcak su türlerinin daha baskın hale gelmesine neden olabilir.”
Uzmana göre, özellikle Rusya'nın Uzak Doğu ve kuzeybatı kıyılarında, toksin üretebilen sıcak su türlerinin ani ve büyük artışları — yani “kızıl gelgit” olayları — riski giderek artıyor.
Saboznikov ayrıca, yüksek enlemlerde deniz buzlarının erken erimesi nedeniyle fitoplankton üretkenliğinin artabileceğini belirtti. Ancak küresel olarak okyanusların ısınması, özellikle subtropikal ve ılıman denizlerde, su tabakalarının daha kararlı hale gelmesine ve besin maddelerinin üst katmanlara dikey taşınımının azalmasına yol açabilir. Bu da, bu bölgelerdeki ekosistemlerde üretkenliğin düşmesine neden olabilir.
“Bazı bölgelerdeki besin zincirlerinin bozulması, ticari balıkçılık faaliyetleri açısından ciddi sorunlara yol açabilir.”
Eylül 2020’nin sonlarında Kamçatka kıyılarında kayda geçen belirgin bir kızıl gelgit olayı, durumu gözler önüne sermişti.