İsveç’te 900’den fazla ani kalp ölümü vakasının analizine göre, bilim insanları ölüm öncesinde ortaya çıkan bayılmalar, nöbetler ve anormal kalp ritimleri gibi belirtileri tespit etti. Özellikle genç sporcular arasında daha iyi taramalarla bu ölümlerin birçoğu önlenebilir. Araştırma aynı zamanda psikiyatrik durumlar, mide-bağırsak semptomları ve ani ölüm riski arasındaki şaşırtıcı bağlantıya da dikkat çekiyor.

Ani ritim bozukluğuna bağlı ölüm sendromundan (SADS) önce sıkça görülen işaretlerin tanınması ve tespit edilmesi, erken ölümleri önlemeye yardımcı olabilir. Bu bulgular, Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin (ESC) 2025 Koruyucu Kardiyoloji Kongresi’nde sunulan bir araştırmada paylaşıldı.

Gençlerde Ani Ölümün Önemli Bir Nedeni

“Gençler arasında ani kalp ölümünün en yaygın nedenlerinden biri olmasına rağmen, SADS yeterince araştırılmamıştır” diyor çalışmanın yazarı Dr. Matilda Frisk Torell:

“İsveç’teki geniş kapsamlı ani kalp ölümü vakalarını analiz ettik ve SADS sıklığını ve ölüm öncesi yaygın bulguları tanımlayarak önleme fırsatlarını vurguladık.”

Bu, İsveç'te 2000-2010 yılları arasında 1–36 yaş aralığında meydana gelen tüm 903 ani kalp ölümü vakasını kapsayan SUDDY kohort çalışmasına dayanan retrospektif bir gözlemsel çalışmaydı. Her vaka için 5 kontrol grubu bireyi belirlendi. Ölüm belgeleri, otopsi raporları, tıbbi kayıtlar, EKG'ler, biyolojik örnekler ve ebeveyn verileri analiz edildi.

Belirlenen Temel Kalıplar ve Uyarı İşaretleri

Araştırmacılar, SADS’ın tüm ani kalp ölümlerinin %22’sini oluşturduğunu buldu. Vakaların yaklaşık %64’ü erkekti ve ölümün medyan yaşı 23 idi.

Ölümden önceki 180 gün içinde hastaneye yatış ya da poliklinik ziyareti, SADS vakalarının %33’ünde, kontrol grubunun ise %24’ünde görüldü (p=0.038).

SADS vakalarının %4.2’si, daha önce bayılma (senkop) tanısıyla hastaneye yatmıştı (kontrol grubunda %0.41, p<0.001).

Nöbet geçirme nedeniyle hastaneye yatış, SADS vakalarının %3.5’inde, kontrollerin ise sadece %0.14’ünde görüldü (p<0.001).

Vakaların %11’i daha önce bilinen ritim bozukluğu hastalığına sahipti, %18’inde patolojik EKG vardı. En yaygın bulgu ise erken ventrikül aktivasyonu (preeksitasyon) idi.

Toplamda, vakaların %52’si ölümden önce semptom göstermişti. Özellikle çarpıntı, bayılma, bulantı/kusma ve enfeksiyon belirtileri ön plana çıktı.

Vakaların %17’sinde daha önce psikiyatrik tanı, %11’inde ise psikiyatrik ilaç kullanımı mevcuttu.

Tarama ve Farkındalık İçin Acil İhtiyaç

Dr. Frisk Torell şöyle dedi:

“Senkop (bayılma), nöbet benzeri ataklar ve preeksitasyon gibi SADS öncesinde görülebilecek işaretler hakkında daha fazla bilgiyle, sağlık hizmetleri sırasında risk altındaki gençleri tespit etmemiz mümkün olabilir.

Sonuçlarımız, psikiyatrik hastalıklar ve tedavilerin SADS için risk faktörü olarak daha fazla incelenmesi gerektiğini gösteriyor.

Ayrıca mide-bağırsak semptomları ve enfeksiyonların, yatkın bireylerde tetikleyici olabileceğini düşündürüyor.”

Muhabir: Zeynep Bozdaş