İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (IRGC) yönelik İsrail’in üst düzey komutan suikastları, uzmanlara göre Tahran’ın askeri gücünü zayıflatmaktan uzak. Çünkü İran, savaş durumuna özel geliştirdiği sistematik savunma ve örgütlenme yapısıyla kayıplara rağmen hızlıca toparlanabiliyor.
Komutanlar Gider, Yerine Yenileri Gelir
Sputnik'e konuşan Rus askeri uzman Yuri Lyamin’e göre İran’ın "mozaik savunma doktrini" sayesinde, bir birimin çökmesi diğerlerinin çalışmasını etkilemiyor. Her komutanın yerini alacak en az iki yardımcı bulunuyor. Böylece operasyonel aksama yaşanmadan askeri faaliyetler sürdürülebiliyor.
ABD merkezli akademisyen Dr. Hooshang Amirahmadi ise IRGC’yi bir “federal sistem” olarak tanımlıyor. Dini liderin en üstte yer aldığı bu yapıda hava, kara, deniz ve Kudüs Gücü gibi birimler doğrudan merkeze bağlı çalışıyor. İl düzeyinde özerklik sınırlı; merkezi kontrol hâkim.
Şehitlik Morali Artırıyor
İran’da şehitlik, yalnızca bir kayıp değil; dini ve milli bir yücelik olarak görülüyor. Bu anlayış, kayıpların moral bozukluğu değil, direnişi güçlendiren bir unsur olmasını sağlıyor. Her şehidin ardından görevi devralmaya hazır binlerce kişi bulunuyor.
1979 devriminden bu yana tehditlere karşı büyüyen IRGC, yalnızca savunma değil, aynı zamanda teknoloji üretimi, bölgesel etki ve kriz anında enerji-finans yönetiminde de aktif bir yapı haline geldi. Bilim insanı ve komutan kayıplarına rağmen füze üretimi ve operasyon kapasitesi devam ediyor.
Uzmanlara göre, israilin hedef aldığı üst düzey komutanların öldürülmesi, İran’ın askeri kapasitesini sarsmıyor. Aksine, sistemin krizlere adapte olabilen yapısı ve ideolojik motivasyonu, İran’ın savaşa daha hazırlıklı ve dirençli hale gelmesini sağlıyor.