İntifada Pirini rahmetle anarken…

Abone Ol

21 yıl önce 22 Mart 2004 Filistin İslami Direnişi(HAMAS)’ın kurucu lideri Şeyh Ahmed Yasin şehit edildi.

Şeyh, camide sabah namazını kıldıktan sonra evine dönerken Siyonist işgal rejimine ait apaçi helikopterinden atılan füzelerle şehit edildi.

Şeyh, boyundan aşağısı felçli olmasına rağmen cihat, çalışma ve mücadele için bunu bir bahane ve mazeret olarak görmedi.

Felçli, yaşlı ve hasta haliyle işgal zindanlarında yıllarca kalması ona mücadelesinden geri adım attırmadı.

İşgal rejimi tarafından en tehlikeli isim olarak belirlenmesi, her an suikaste uğrama riskine rağmen halkın arasından ayrılmadı, camilere gitmemeye bin bahane olarak görmedi.

İmkân, olanaklar ve haklı gerekçeleri olmasına rağmen halkın arasında mütevazı evinde son ana kadar yaşadı. İşlerini, misafirlerini, güvenliği bahane gösterip farklı bir eve taşınmadı.

İşgal rejiminin askeri güç ve kabiliyeti, tehdit ve şantajlarına karşı Rabbine sığındı. Son derece cesur ve vakarlı durdu. En cesur mücahitten daha cesur davrandı.

İnşa ettiği cami merkezli hareketi en mahir sanatkâr edasıyla sabırla ilmek ilmek dokudu.

Camileri merkez edindi. Müslüman halkın buluştuğu yer camilerdi ve camiyi merkez edinen bir hareketin asla yok olamayacağına inanıyordu.

İlim, eğitim, Kur’an ve sünnet, maddiyat ve maneviyat, cihad-zikir, beden ve ruh dengesi olmadan uzun süre gidilemeyeceğini iyi biliyordu.

Aşırıya, ifrat ve tefrite, aceleciliğe asla kaçmadı. Her daim vasat çizgiyi takip etti. Dünden ders alarak, yarını da düşünerek bugünü inşa etti.

Şeyh Ahmet Yasin, oturup kitap, risale yazmadı, yazamadı ama her sözü, hayatının her anı, her davranışı bir kitap oldu.

Yetiştirmiş olduğu kişilerin hayatlarını anlatmak için kitaplar yazıldı. Şeyh, en karlı yatırımın insana yapıldığını iyi biliyordu.

İnsanların önünü açma, desteklemeden ziyade bizzat adam yetiştirdi. Öyle adamlar yetiştirdi ki her biri dünyalara bedel.

İşte İsmail Ebu Şenneb, Salah Şahade, Abdulaziz Rantisi, İsmail Heniyye, Yahya Sinvar, Mervan İsa, Muhammed Dayf ve diğerleri.

Eğer direniş onca lider kadrosunu şehit verdiği halde hala dimdik ayakta ise bu insana yapılan yatırımın bir sonucudur. Bu bütün hareketlere ders olmalıdır.

535 gündür Gazze’ye yönelik aralıksız bombardıman ve soykırım uygulandığı halde halk hala direnişi destekliyor ise bu direnişin halkla olan güçlü bağı sayesindedir.

Direniş, camileri merkez edindi, halkın sorun ve problemlerini kendi sorun ve problemi olarak gördü. En zor zamanlarda dahi direniş ve direnişin liderleri halktan kopmadı, her daim halkın arasında oldular. Halk ile aralarına duvarlar ve bariyerler inşa etmediler. Yaşamları mütevazi, sıradan bir insan gibi oldu.

Şeyh Ahmet Yasin’i anlamak, öğrenmek isteyen Direnişe ve Direniş erlerine baksın. İman ve cesaretleri, fedakârlık ve mütevazilikleri, ufuk ve basiretleri, çalışma azim ve gayretleri, düşmana karşı sert oluşları ve Müslümanlara karşı hilmleri…

Bütün bu özellikler kurucu şeyhlerinin eseridir. Elbette Şeyh de bütün bunu beslenmiş olduğu Kur’an ve Sünnetten almakta idi.

Şeyhimiz, şehit edilmeden önce verdiği bir röportajda müjde mahiyetinde şunları ifade etmekteydi.

‘Ben diyorum ki israil gelecek asrın ilk çeyreğinde son bulacak inşallah. Tam olarak 2027 senesinde israil diye bir varlığın olmayacağını söylüyorum…’

Allah Teâlâ, Şeyhimize rahmet eylesin.. Bu sözlerini de yakın zamanda gelecek bir zaferle taçlandırsın…