İnsülin Direnci Nedir?
Insülin pankreas tarafından vücutta üretilen ve hücrelerin glikozu enerji için kullanılmasını sağlayan önemli hormondur. İnsülin direnci kalıtsal yatkınlık ve yanlış beslenme ile birlikte ortaya çıkan karmaşık bir problemdir.
Kalıtsal yatkınlık İnsülin direncinin vücutta oluşmasında önemli rol oynar. Bireyin ailesinde diyabet öyküsü bulunan kişilerde bu durumun görülme ihtimali daha yüksektir. Genetik hücre yapısı insülin hücrelere etkisine arttırır ya da azaltan belirli proteinlerin üretiminde problemlere neden olabilir. Örneğin yüksek kalorili beslenme ,sağlıksız ve hareketsiz yaşam tarzı, obezite ve benzeri kalıtsal yatkınlığı olan kişilerde İnsülin direnci riski çoğalarak artar. Kalıtsal yatkılığın çevresel faktörlerle bir araya geldiğinde daha belirgin sorunların oluştuğu bilinmektedir.
Yağlanma Ve Obezite
Sağlıksız beslenme ile ortaya çıkan obezite İnsülin direncinin en önemli nedenlerinden biridir. Yağ dokusunun özellikle göbek çevresinde birikmesi metabolik sağlığı olumsuz etkileyen aktif bir sorundur. Yağ dokusunun fazlalığı insülin duyarlılığını azaltan ve iltihaplanmayı arttıran sitokinler adı verilen kimyasallar salgılar. Göbek çevrenizde yağlanma oranı yüksekse insülin direncinizin mevcut yeteneği azalmıştır. Mevcut hayatta fiziksel aktivite eksikliği insülin direncini arttıran en önemli çevresel etkenlerden biridir, yapılan egzersizle Kas hücreleri glikozu enerji kaynağı olarak kullanılır ve vücudun insüline duyarlılığı artar. Ancak hareketsiz ve sağlıksız bir yaşam tarzı kas hücrelerinin insüline olan tepkilerine azaltarak kandaki glikoz seviyesi artmasına neden olur. Sabah yürüyüşü veya düzenli fiziksel aktivite İnsülin direncinin azalmasında en etkili çözüm yoludur. 2 saat 30 dakika orta seviyede yapılan egzersiz kasların glikoz alım kapasitesine yükselterek kan şekerini dengede tutmaya çalışır.
Karbonhidratlı Yüksek Besinler
Günlük besin tüketimi içerisinde özellikle karbonhidrat içerikli ve beyaz ürünlerden uzak durulması gerekir veya tüketim miktarına dikkat edilmeli. İnsülin direncinin yüksek olan bireylerin yüksek karbonhidrat besinleri tüketmesi ve genellikle beyaz ekmek ,pirinç, makarna ve şeker gibi rafine karbonhidratlar kan şekeri seviyelerinde ani yükselmelere neden olur.
Metabolik Hastalık
Vücudumuzdaki kaslarda belli bir oranda glikoz vardır, Dışarıdan aldığımız rafine Karbonhidratlar ile vücuda aşırı glikozun alınmasıyla pankreas insülin sebebi ile aşırı çalışmaya yol açar, bu da zamanla İnsülin seviyesinin hücrelerde duyarsızlaşmaya yol açar. Bunu şu şekilde özetleyebiliriz ne kadar beyaz ürün tüketirsek tatlı, börek ve çörekler vücudun karbonhidrat tüketimi çoğalır mevcut metabolizma bozulur ve yeniden kısa süre içerisinde bireyin acıkmasına yol açar. Gün içerisindeki bu döngü sürekli bu şekilde devam eder. Örneğin tam tahıllı sebzeler ve sağlıklı yağlar içeren bir beslenme planı insülin seviyesini dengelemeye yardımcı olur.
Nasıl Beslenilmeli?
Alınan rafine karbonhidratlar vücutta Karaciğer yağlanmasına yola çağır ve insülin direncinin hem nedeni hem sonucu olabilir. Alınan karbonhidratlı besinler Vücutta kan şekeri seviyesini yükselmesine ve pankreasın görevinden fazla insülin sağlanmasına neden olur. Karaciğer yağlanmasının önlenmesi için düşük yağlı ,düzenli bir diyet listesi ve egzersiz önerilir.
İnsülin direnci beslenme planı kan şekerini dalgalanmalara karşı minimize etmeli karbonhidratlı ürünleri sınırlı ve dengeli tüketmeli örneğin beyaz ekmek pirinç patates gibi hızlı sindirilen karbonhidratlar yerine tam tahıllı buğday gibi alternatif tercihler yapılmalı. Protein tüketimi ise insülin direncinde kritik bir rol oynar. Protein kaynakları, kan şekeri dalgalanmalarını kontrol altına alır ve uzun süre tokluk hissi sağlar. Tavuk, balık, az yağlı yoğurt ve yumurta gibi kaliteli protein kaynakları, bu süreçte tercih edilmelidir. Ayrıca, sağlıklı yağlar da (örneğin zeytinyağı, ceviz ve avokado) diyetin önemli bir parçasıdır. Diyet planı hazırlanırken şekerli içecekler ve işlenmiş gıdalar kesinlikle sınırlandırılmalıdır.
İnsülin direncine yönelik bir diyet listesi, kişiye özel olmalıdır. Ancak genel olarak diyetisyenlerin prensiplere dayalı bir beslenme programı önerilebilir.