İlginç Kareler; Yaşlı Ağaç!

Abone Ol

Şin Bet ya da diğer adıyla Şabak, Siyonist işgal Rejiminin iç istihbarat örgütüdür.

1948 yılında kurulan ve “Genel Güvenlik Servisi” anlamına gelen Şin Bet, işgal rejiminin iki önemli gizli servisinden biridir.

'Destek' ve 'Operasyon' olmak üzere iki bölüme ayrılan bu şer yapılanma adeta şeytanla danışarak akıl almaz, vicdan kaldırmaz planlamalar yapmakta.

İnsanlığın görmediği vahşetlere imza atan Şin Bet’in temel felsefesi; (Kendilerini seçkin olarak gören aşağılıkların) diğer insanları kolayca harcanabilir olarak görmesi.

Şin Bet’in adı birçok başarısızlığa karışsa da MOSSAD gibi o da ‘Yaptıklarından çok yaydıklarıyla!’ mottosuyla, reklam gücü sayesinde tüm geçmişini başarılarla doluymuş gibi gösteriyor.

Katar’daki HAMAS yöneticilerine saldırının organizatörü olan Şin Bet, tarihindeki en büyük hezimeti yaşasa da bir zafer kazanmış edasıyla sahne almaktan çekinmedi.

Şin Bet’in kendi Başbakanı İzak Rabin’i (1995) bir suikasttan koruyamaması, iki İntifada’yı da öngerememesi ve önleyememesi gibi onlarca ciddi başarısızlığa rağmen başarı hanesine yazılabilecek işlerinin olduğu da göz ardı edilmemelidir.

Mesela Filistinlilere barbarca ve sistematik bir profesyonellikle işkence yapmak, bunu çeşitlendirmek ve daha önemlisi bunları müttefik oldukları (Dönemin Türkiye’si gibi) ülkelere eğitimlerle ihraç etmek

Mesela abluka, darlık ve zorluk içindeki Filistinliler arasından işbirlikçi hainler devşirip bunları yetiştirerek kendi halklarına karşı kullanmak.

İşin burasında Gazzeli Yasir Ebu Şebab isimli müptezeli anlatmak lazım.

Onunla ilgili Yaşlı Ağaç hikayesi meşhurdur.

Anlatıldığına göre; Yaşlı Ağaç ormandaki ağaçlara ona Balta’yı anlatmalarını istemiş.

Ağaçlar sırayla baltanın niteliklerini sıralamış. Demirdir, serttir, ağaçları kesiyor...

Başka özelliği var mı diye sormuş Yaşlı Ağaç!

Ağaçlardan biri; evet baltanın sapı ağaçtandır! Diye cevap vermiş.

Yaşlı Ağaç; baltanın sapı ağaçtansa (yani bizdense) çok dikkatli olmak lazım, iş şimdi daha tehlikeli bir hal almıştır” der.

İhanet ve hain için anlatılan bu meşhur misal ne yazık ki Filistinlilerin makus talihinde yaşanagelen bir hadise olmaya devam ediyor.

Hain Abbas, Dahlan... ihanet kervanına Şin Bet marifetiyle(!) Yasir Ebu Şebab da katılmış oldu.

Yasir Ebu Şebab isimli bu hain, daha önce Gazze’de karıştığı uyuşturucu ticareti ve hırsızlık gibi adli suçlardan dolayı HAMAS Yönetimi tarafından bazı cezalara uğramış ve nihayette Şin Bet tarafından alınıyor, eğitiliyor ve silahlandırılarak Gazzelilere karşı kullanılıyor.

Maddi olanaklarla ve hayali vaatlerle dolduruşa getirilen Ebu Şebab etrafına topladığı kendi tiynetindeki karaktersizlerle kendi halkına karşı akıl almaz suçlara imza atıyor.

Cinayet, suikast, Kassam yiğitlerinin yerini belirleme, yardım tırlarını kaçırma, halka ateş açma, hırsızlık... gibi onlarca suça imza atan bu güruh tam da Yahudi zihniyetinde bir klik.

HAMAS ve Direniş güçlerinin efsanevi direnişi ve Gazze Halkı’nın kahramanlığı ile dünyanın vicdan sahiplerinin meydan direnişleri neticesinde Siyonistler (geçici de olsa) bir ateşkese mecbur kalınca ilk harcanan Ebu Şebab ve çetesi oldu.

Siyonist Yahudi Rejimi de ABD gibi her fırsatta kullandığı yapı ve kişileri rahatlıkla gözden çıkarabiliyor. Ders alınması gereken bir hadise!

Ebu Şebab ve milislerinin işgal altındaki kamplara tahliye edilmesi önerisi, “İş birliği yaptığımız unsurları israile götürmeyeceğiz. Kimseyi bizimle hareket etmeye zorlamadık.” Denilerek Şin-Bet (Shabak) tarafından adeta sırıtarak reddedildi.

HAMAS ve Direniş Odası kirli bir maşa olarak kullanılan Hain Ebu Şebab Çetesine karşı atağa geçti.

HAMAS yaptığı tek hamleyle bu hıyanet çetenin onlarca üyesini imha etti.

Şarm-ul Şeyh, ateşkes, esirler barış vs. büyük bir tufan kopartılırken HAMAS, Gazzeliler için bir kez daha kendini feda ediyor, ama bu fedadan önce hainleri temizleyerek tarihin en mazlum ve en onurlu halkı olan Gazzelilere ve insanlığa ihanetin bedelini göstermiş oluyor.