Daha önceleri ‘Ekonomi’ endeksli olan mekik diplomasisi ülkeler arasında sadece çıkar çatışmalarına yol açardı.
Şimdilerde Dünya siyasetindeki baş döndürücü diplomatik trafik ‘Güvenlik’ endeksli olduğu için korkutuyor.
Son bir haftanın panoramik görüntüsü tüyler ürpertici.
CIA Direktör yardımcısı senatoda yaptığı açıklamada “Çin ile yaptığımız teknoloji savaşını kazanmamız şart!” diyerek ABD’nin içinde bulunduğu çıkmazı ifşa etmiş oldu.
ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Ahmed Şara ile yaptığı görüşmede "Batı müdahalesi döneminin" sona erdiğini belirterek ABD’nin yeni projeksiyonuna ışık tutuyor adeta.
Türkiye acil koduyla Şara’yı Dolmabahçe Sarayına çağırıp SDG konusunda ‘Bitir!’ komutu veriyor.
Türkiye Tışrin Barajı, Karakozak ve Münbiç bölgesine yoğun bir sevkiyat yaparak geçmişte başlattığı hazırlığı tamamlamak istiyor.
İçeride ‘Terörsüz Türkiye’ rüzgarları estirilirken dışarıda yaşanan realite bunun ‘Yalan Rüzgarı’ olduğunu ima ediyor adeta!
Ukrayna-Rusya cephesinde ise; Küreselcilerin sabotaj ve suikastlarla ateşi harlaması ve Trump ile ekibinin sonlandırmak istekleri arasına sıkışan iki ülkenin kazanım elde etme gayretleri sürüyor. Putin, kontrolündeki sınırları olabildiğince batıya doğru genişletmek peşinde. Nasıl olsa anlaşma masasında elindeki sınırlar onun kalacak.
İslam Dünyası’nın çevresinde gelişen bu önemli olaylar bir tarafa Filistin ve Gazze düzleminde yaşanan vahşet ve soykırımın geldiği nokta apayrı bir durum.
İşgal rejiminin Gazze'ye saldırılarının başladığı 8 Ekim 2023'ten sonra İspanya'nın girişimiyle kurulan "Madrid Grubu" Gazze konulu toplantıların beşincisini 20 ülkenin katılımıyla önemli kararlar alarak gerçekleştirdi.
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, basına yaptığı açıklamada, "Tek hedefimiz var o da insanlık dışı bu savaşı bitirmek. israil, masum sivil halkı öldürmeye devam ediyor. Buna sessiz kalmak da suç ortaklığıdır." Diyor.
Dünyada tepkiler ve gelişmeler yaşanırken Siyonist işgal rejimi Gazze konusunda daha sert kararlar almaya devam ediyor.
Batı Şeria’da toprak ve ev gaspları, gayr-i meşru alıkoymalar sürüp dururken, Gazze alenen yok olmanın eşiğine gelmiş durumda.
Siyonist Yahudi rejimin yeni iç istihbarat şefi David Zini "esir takasına karşı olduğu" ve "Gazze'ye yönelik savaşın kalıcı olacağı" yönünde açıklamada bulunarak katliamların süreceğine işaret ediyor.
Knesset’teki bir Yahudi milletvekili “Gazze’de 100 kişi öldürdük ve dünyadan ses çıkmadı!” diyerek bundan sonra yapacaklarını ilan ediyordu bir nevi. Gazze artık sınırsızca bombalanıyor, barbarca katledilen insan sayısı hakkında net bir rakam yok.
Kadın çocuk, sivillerin çadırlarda BM okullarında canlı yayınlarda cayır cayır yakılmaları, açlık ve susuzluğun yıkıcı bir silah olarak kullanılmasının artık tüm dünyaca lanetlenmesine rağmen yardım tırlarının geçişinin sağlanamaması ilginç değil mi?
UNRWA temsilcisinin deyimiyle ‘Yardımların okyanusta bir damla!’ olduğu ve bu geçen tırların da Yahudi sivil teröristler(Yerleşimciler) tarafından yağmalandığı görüntüleri vicdanları sızlatırken liderlerin toplanıp poz vermek dışında karar alamamaları ayrı bir ilginçlik.
İrlandalı Rap grubu Kneecap, Londra konserinde toplanan on binlerce kişiye “free Palestine!” sloganı attırırken hiçbir liderin seslendiremediği gerçeğin başka bir İrlandalı sanatçı Tedhg Hickey’den yükselmesi gönülleri ferahlatsa da gücü arkasına almayan hakikatin cılız sesi olarak kaldı maalesef.
Hickey, sosyal medyadan çok cesurca haykırıyordu:
Siz keskin nişancılarla çocukları öldürüyorsunuz, bebekleri kuvözlerde çürümeye terk ediyorsunuz, insanları çadırlarda yakıyor ve halkı açlıktan ölüme sürüklüyorsunuz!”